Adımıza tövbe eden diken!

Hata yapmaya meyyal ve aynı zamanda unutkan yaratılan insanoğlu yer yer irili ufaklı günahlar işler… Bazen günahının hemen akabinde Allahtan özür diler ve ikinci kez aynı günahı kısa bir zamanda işlemez… Ama içindeki şeytanın emekli olmamasından dolayı ummadığı bir anda karşısına çıkan bir haramı tadabilir…

Bazen işlediği günahtan dolayı Allah’tan özür dilemeyi unutur… Kullarına karşı çok merhametli olan Allah’u Teâlâ kendi adlarına tövbe edecek bir musibet gönderir… Bu musibet ayağına batan bir diken olacağı gibi soğuk algınlığı da olabilir…

İnsanın kendi adına çektiği musibetlerin, günahlarını temizleyen olarak müjdelenmesi kişiyi hem Allah’a karşı mahcup duruma düşürür hem de çektiği musibetlerin acısını dindirir… İşte bu büyük bir mucize Allah Resulünün ağzından bizlere bakın nasıl bildiriliyor;

Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna vardım. Kendisi sıtmaya yakalanmıştı.

- Ey Allah’ın Resûlü! Gerçekten şiddetli bir sıtma nöbetine tutulmuşsunuz, dedim.

- “Evet, sizden iki kişinin çekebileceği kadar ızdırab çekmekteyim” buyurdu.

- (Herhalde) bu iki kat sevap kazanmanız içindir, dedim.

- “Evet, öyledir. Allah, ayağına batan bir diken veya başına gelen daha büyük bir sıkıntıdan dolayı müslümanın günahlarını bağışlar. O müslümanın günahları ağaç yaprakları gibi dökülür” buyurdu.[1]

Bu müjde dolu hadisten çıkarılacak çok dersler vardır… Onlardan birkaçını görelim;

    Peygamberler de insandır ve hastalanabilir.

    Hasta ziyaretinin yapılması.

    Hastalığın şikâyet edilmemesi.

    Hastalığa sabredilmesi.

    Allah’ın şikayet edilmemesi.

    Hastayken bile nasihat edilmesi.

    İşitilen nasihatın başkalarıyla da paylaşılması

    Hastalığa razı olunması

    Hasta ziyaretinde bulunanın moral vermeye çalışması.

    Peygamber efendimizin örnek olması adına insanlardan daha çok çile çekmesi.

    Ziyaretçisine sabır örneğinin sergilenmesi.