Dr. Erbakan Özal

Dr. Erbakan Özal

“Radikalizm” İstismarından İslam Birliğine…

“Radikalizm” İstismarından İslam Birliğine…

Ra­di­ka­li­z” kav­ra­mı ile İs­la­mi “Or­ta Yo­l” ara­sın­da uzak­tan ya da ya­kın­dan hiç­bir ya­kın­lık bu­lun­ma­mak­ta; hat­ta İs­lam di­ni, te­mel kay­nak­la­rı yö­nü iti­ba­riy­le, aşı­rı­lı­ğı her yön­den red­det­mek­te­dir. Du­rum bu ka­dar açık ve ke­sin­ken; ABD li­der­li­ğin­de­ki Ba­tı­lı­lar, İs­lâ­m’­ın red­det­ti­ği “ra­di­ka­liz­m” kav­ra­mı üze­rin­den dün­ya­da­ki tüm Müs­lü­man­lar ile İs­lâm di­ni­ni töh­met/zan al­tı­na ala­rak ne­o-sö­mür­ge­ci­lik ile ne­o-em­per­ya­liz­mi in­şa et­me­ye ça­lış­mak­ta­dır­lar.

Bun­dan do­la­yı­dır ki; “ra­di­ka­liz­m” ve ra­di­ka­liz­min tü­rev­le­riy­le iliş­ki­len­di­ri­len İs­lam ve Müs­lü­man­lar so­ğuk sa­vaş son­ra­sı dö­ne­min ev­ren­sel ana ‘i­ti­ci­’ te­ma­sı ha­li­ne ge­ti­ril­miş­ler­dir. Üs­te­lik bu yap­ma­cık/su­n’­i ve sin­si/mu­am­ma­lı gün­dem, çok sa­yı­da İs­lâm ül­ke­si­nin “Ba­tı­’ya ba­ğım­lı­” yö­ne­ti­ci­le­ri ta­ra­fın­dan da des­tek­len­di­ğin­den do­la­yı, İs­lam ül­ke­le­ri ile Müs­lü­man­lar bir­bir­le­ri­ne kır­dı­rıl­ma nok­ta­sı­na ge­ti­ril­miş­ler­dir. 

Açık­ça­sı sü­re­ci böy­le­si­ne is­tis­mar­cı ve cep­he­leş­ti­ri­ci bir şe­kil­de kul­la­nan baş ak­tör ABD ol­mak­la bir­lik­te; ge­liş­me­le­rin per­de ge­ri­sin­de­ki asıl güç İn­gil­te­re, sü­reç­ten asıl fay­da­yı uman ise İs­ra­il’­dir. An­cak Ba­tı­lı­la­r’ın tüm bu “in­ce aya­r” po­li­ti­ka­la­rı­na rağ­men, el­bet­te bu sü­reç­le bağ­lan­tı­lı ola­rak, kı­sa va­de­de de­ğil­se de, or­ta ve uzun va­de­de asıl kâr­lı çık­ma­sı bek­le­nen hiç kuş­ku­suz İs­lâm dün­ya­sı ile ki­şi­ler dü­ze­yin­de Müs­lü­man­lar’­dır. Bu nok­ta­da, sa­de­ce Av­ru­pa­’nın ta­ri­hi­ne ba­kı­la­cak olu­nur­sa bi­le ne de­mek is­te­di­ğim ko­lay­lık­la an­la­şı­la­cak­tır.

Öy­le ise, “El Kai­de, IŞİD, Hu­si, Bo­ko Ha­ram vs gi­bi­” ra­di­kal ve kim­den ol­duk­la­rı da­hi bel­li ol­ma­yan ör­güt­le­ri in­şa ede­rek İs­lam ve Müs­lü­man­la­r’a ya­ma­yıp ye­ni bir dün­ya dü­ze­ni kur­ma­ya ça­lı­şan­la­rın kı­sa va­de­li ka­zanç­la­rı­na ba­ka­rak kah­rol­ma­ya zer­re mik­tar bi­le değ­mez!... Zi­ra bu zu­lüm, kat­li­am, fit­ne, fe­sat ve sö­mü­rü dü­ze­ni her ne ka­dar Ba­tı­lı ege­men güç­le­re hiz­met edi­yor gi­bi gö­rün­se de, as­lın­da İs­lâm bir­li­ği­nin in­şa­sı­na gi­den yo­lun ki­lo­met­re taş­la­rı­nın dö­şen­me­si­ne hiz­met et­mek­te­dir.

Ha­ki­ka­ten, me­se­la; ha­ni bir za­man­lar Av­ru­pa coğ­raf­ya­sın­da ya­şan­mış olan yüz­yıl sa­vaş­la­rı, otuz yıl sa­vaş­la­rı, en­gi­zis­yon kı­yım­la­rı vs gi­bi deh­şet ve­ri­ci acı­lar na­sıl ki Av­ru­pa­’yı zir­ve­ye ta­şı­dıy­sa; ay­nı şe­kil­de, hâ­lâ da­ha fet­ret dev­ri­ni ya­şa­mak­ta olan İs­lâm dün­ya­sı­nın da ye­ni­den to­par­la­na­rak bir­lik içe­ri­sin­de dün­ya­ya dü­zen ve­re­bil­me­si için ba­zı acı­la­rı ya­şa­ma­sı ge­rek­mek­te­dir; ak­si hal­de, kıs­mi ra­hat­lı­ğı içe­ri­sin­de­ki mev­cut kö­le­li­ği­ne rı­za gös­ter­me­ye de­vam ede­cek­tir.

O hal­de, her ne ka­dar Sov­yet­ler Bir­li­ği (SSCB) da­ğıl­ma sü­re­ci­ne gi­rin­ce (1985-89) ve Do­ğu Blo­ğu ile Ba­tı Blo­ğu ara­sın­da­ki deh­şet den­ge­si ko­şul­la­rı Ba­tı­lı­lar le­hi­ne or­ta­dan kal­kın­ca (1989), so­ğuk sa­vaş dö­ne­mi­nin ye­gâ­ne ga­li­bi (1991) ABD ve do­la­yı­sıy­la NA­TO için “ra­di­ka­l” İs­lam kul­la­nı­la­bi­le­cek en önem­li araç ola­rak gö­rül­me­ye baş­lan­mış (1987-89) ol­sa da, yak­la­şık çey­rek asır son­ra or­ta­ya çı­ka­cak olan asıl ne­ti­ce­ye ba­ka­lım de­rim. Çün­kü İs­lâm dün­ya­sı­nın içe­ri­si­ne sü­rük­len­mek­te ol­du­ğu bu tu­fa­nın İs­lâm dün­ya­sı için eği­ti­ci, ol­gun­laş­tı­rı­cı ve ke­net­len­di­ri­ci yö­nü çok bü­yük ha­yır­la­ra ve­si­le ola­cak­tır di­ye ina­nı­yo­rum. 

Za­ten ma­dem “on­la­rın kur­mak­ta ol­duk­la­rı oyun­dan da­ha et­ki­li oyun Al­la­hü­te­alâ’­nın kur­du­ğu oyu­n” ol­du­ğu­na ina­nı­yo­ruz, öy­le ise so­run yok!... Ma­dem ila­hi hü­küm öy­le; “dip­lo­ma­si ve ile­ti­şi­m” sa­na­tı­nı en iyi bir şe­kil­de kul­la­na­rak, İs­lâm ah­lak ve ada­le­ti­ne uy­gun bir şe­kil­de dav­ra­na­rak, bi­li­şim ça­ğı ko­şul­la­rı­na en uy­gun bir şe­kil­de va­zi­fe­mi­zi ic­ra ede­rek olan­la­rı sey­ret­me­ye ko­yu­la­lım de­ri­m… 
Za­ten şu kar­ma­şa ve iç he­sap­laş­ma­lar dö­ne­mi bi­raz­cık öte­le­ne­rek Ba­tı­lı­-la­r’ın ka­fa­sın­da­ki “muh­te­şe­m” DO­ĞU al­gı­sı ye­ni­den uyan­dı­rıl­ma­ya baş­la­na­cak olu­nur­sa, hem ge­ri dö­nül­mez bir bi­çim­de ye­ni­den to­par­lan­ma sü­re­ci­ne gi­ri­le­bi­le­cek, hem de Ba­tı­lı­la­r’ın bu oyun­la­rı ta­ma­men ken­di­le­ri­nin aley­hi­ne çev­ri­le­bi­le­cek­tir. Unu­tul­ma­sın ki, her ne ka­dar “şark me­se­le­si ya da do­ğu so­ru­nu­” dil­le­ri­ne do­lan­dı­rı­lı­yor ol­sa da, as­lın­da söz ko­nu­su kav­ram üze­rin­den İs­lam ve Müs­lü­man­la­r’ın gü­cün­den duy­mak­ta ol­duk­la­rı en­di­şe­nin hüc­re­le­ri­ne ka­dar yer­leş­miş ol­du­ğu ra­hat­ça an­la­şıl­mak­ta­dır.

Ger­çek­ten de Ba­tı­lı­la­r’ın ka­fa­sın­da­ki DO­ĞU­” al­gı­sı öy­le­si­ne de­rin ve ta­hak­küm oluş­tu­ru­cu bir şe­kil al­mış­tır ki; Av­ru­pa­’nın ev­ren­sel öl­çek­te bir güç ola­rak gö­rül­dü­ğü ve Os­man­lı Dev­le­ti­’nin ise has­ta adam ko­nu­mun­da de­ğer­len­di­ril­di­ği on­do­ku­zun­cu as­rın or­ta­la­rın­da, 1867 yı­lın­da, Os­man­lı İm­pa­ra­to­ru mer­hum Ab­dü­la­ziz, Av­ru­pa­’nın önem­li baş­kent­le­rin­den Lon­dra, Pa­ris ve Vi­ya­na­’ya yap­mış ol­du­ğu zi­ya­ret­ler es­na­sın­da, Av­ru­pa­’da­ki ün­lü ga­ze­te­le­re yan­sı­yan de­ğer­len­dir­me­ler­de “ar­tık dün­ya­nın mer­ke­zi­nin Av­ru­pa ol­du­ğu, ar­tık Do­ğu ve do­ğu­lu­nun Av­ru­pa ve Av­ru­pa­lı­la­r’ın ol­du­ğu­” söy­lem­le­ri kul­la­nı­la­rak DO­ĞU ile İS­LA­M’­IN sar­sıl­maz üs­tün­lü­ğü fark­lı bir şe­kil­de de ol­sa net ola­rak iti­raf edil­mek­tey­di. O ne­den­le, ye­ni­den güç­len­me­ye baş­la­mış ol­du­ğu­muz bu dö­nem­de, has­ta Os­man­lı ile boy öl­çü­şen­ler ile ina­dı­na it­ti­fak iliş­ki­le­ri­ni ses­len­dir­mek­te fay­da ol­du­ğu­na inan­mak­ta­yım, ça­tış­mak­ta de­ği­l…

So­nuç ola­rak; Pax Ame­ri­ca­na­’nın “ye­ni­de­n” be­lir­gin bir meş­ru­iye­te da­yan­dı­rı­la­bil­me­si, al­ter­na­tif ege­men güç ya da ye­ni ba­şat ak­tör­le­rin or­ta­ya çık­ma­sı­nın en­gel­le­ne­bil­me­si için; ABD ta­ra­fın­dan, da­ğı­lan Sov­yet­ler Bir­li­ği’nin (SSCB) ye­ri­ne, ra­kip teh­dit un­su­ru ola­rak “ra­di­ka­l” İs­la­m’­ın yer­leş­ti­ril­me­si ve bu po­li­ti­ka­sı­na meş­ru­iyet ka­zan­dı­ra­bil­mek mak­sa­dıy­la yap­mış ol­du­ğu ham­le­le­rin ar­tık ger­çek­te hiç­bir ehem­mi­ye­ti kal­ma­mış­tır. Zi­ra ge­liş­me­ler ar­tık çok fark­lı so­nuç­la­ra işa­ret et­mek­te­dir. Ha­ki­ka­ten ge­rek Bü­yük Or­ta­do­ğu Pro­je­si ve ge­rek­se Kent Dev­let­le­ri Sis­te­mi yak­la­şı­mı üze­rin­den ufa­la­na­rak par­ça­la­ra ay­rıl­ma­ya ça­lı­şı­lan İs­lam ül­ke­le­ri ile Müs­lü­man halk­lar oyu­nun far­kı­na var­mış bu­lu­nu­yor­lar ar­tık. Do­la­yı­sıy­la ye­ni­den ce­sa­ret­le­ri­ni top­la­ma­ya baş­la­yan Müs­lü­man top­lum­lar, İs­lam dün­ya­sı­nın iç ka­rı­şık­lık­la­ra sü­rük­len­me­si ve İs­lâ­m’­ın te­rör­le öz­deş­leş­ti­ril­me­ye ça­lı­şıl­ma­sı kar­şı­sın­da, ka­çı­nıl­maz ola­rak İs­lam bir­li­ği pro­je­si­ni dev­re­ye gir­dir­me ça­lış­ma­la­rı­na baş­la­ya­cak­lar­dır. Va­rın so­nu­cu bir dü­şü­nün!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Erbakan Özal Arşivi