Yapacak çok iş var
Milletvekili seçimleri için bürokraside yaşanan istifa fırtınası ve dolar başta olmak üzere ekonomideki hareketlilikler seçim düzlemine girdiğimizi iyice hissettirdi.
Gerçi son 5-6 seçimde Türkiye ekonomide herhangi bir dalgalanma yaşamamıştı. Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu durum bu kez farklı.
Beklendiği gibi en popüler bürokrat Hakan Fidan AK Parti’den aday olmak için istifa etti. Önümüzdeki kabinede kendisini Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak göreceğiz büyük ihtimal.
Haber anlamında bir sağanak ve fırtına koparken geçen hafta yaptığım Ak Saray ziyaretinde oldukça sakin bir hava buldum. Önceki seçimlerde Başbakanlık’taki sakin hava neyse şuan Saray’daki hava ondan farksız.
Yıllarca yaşadığım ve gazetecilik yaptığım Ankara’dan uzun süredir ayrı kalmıştım. İstanbul’un Ankara’ya dönüşünde de bir güzellik var. Ak Saray’da AK Parti’de, Başbakanlık’ta ve bürokrasideki dostlarla görüşme imkanım oldu.
Hakan Fidan’ın yanı sıra Adnan Boynukara’nın istifası da gelecek Hükümetin şekillenmesiyle ilgili önemli ipuçları veriyor.
Tabi tecrübeli bürokratlar bununla da sınırlı değil. Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay da istifa edenler arasında. Atalay, AK Parti iktidarı boyunca görev aldığı kurumlarda başarılı olmuş ve çizgisini hep yukarı taşıyan bir bürokrattı. AK Parti saflarında da siyasete yeni bir soluk kazandıracaktır.
Ulaştırma alanında görev almış ve Türkiye’ye ilkleri yaşatmış bir bürokratın da milletvekili adaylığı için istifası söz konusu olacak gibi.
Genç bürokratlar yetişti, tecrübeli bürokratların ise siyasete atılma zamanı geldi. Türk siyasetinde yapılacak çok iş var.
Medya dünyasında da durum farklı değil. Kur’an-ı Kerim armağanımıza yönelik halkımızdan büyük teveccüh geldi. Şu sıralar benzer başka kampanyaların hazırlığı içerisindeyiz.
Sürekli ilerleme içerisinde yolumuza devam ediyoruz. Gazetemiz güç kazandıkça kadrosunda da genişlemelere doğru gideceğiz.
Türkiye’nin geniş muhafazakar ve milliyetçi kesiminin duygu-düşünce ve sorunlarını her gün sütunlarımızdan okuyorsunuz. Taviz vermeyeceğimiz önemli bir nokta burası.
Diğer önemli nokta ise bu gazetenin yayınlarından alnı secde gören insanların fayda elde etmesi, zarar görmemesi. Bu en hassas olduğumuz nokta.
Burada merhum Üstad Necip Fazıl’ın tavrı bize yol gösterici nitelikte.
Önceki gün görüştüğümüz duayen siyasetçi Hasan Aksay büyüğümüz bu konu ile ilgili önemli bir anekdotu tekrar hatırlattı.
Aksay Milli Gazete’nin yayın yönetmeniyken Üstad Kısakürek, Muhammed Hamidullah’ın aleyhinde bir yazı kaleme alır. O vakte kadar Milli Gazete’de Üstad’ın hiçbir yazısına müdahale edilmemiştir.
Lakin söz konusu yazı o gün sayfadan çıkartılır ve sütuna “Yazarımızın yazısı elimize ulaşmadığından yayınlayamıyoruz. Okuyucularımızdan özür dileriz” notu düşülür.
Bunun üzerine ertesi gün Üstad, kıyameti kopartır. Bütün yazı işlerini haşlar. Ta ki Hasan Aksay’ın, “Bu gazetede Müslümanın aleyhine yazı çıkamaz” sözlerine kadar. Büyük bir hışım içerisindeki Üstad bir anda sessizliğe bürünüp, orada bir durur ve düşünür.
Aksay’ın Ankara’dan yeni geldiğini ve Seyyid Abdülhakim Arvasi’nin Bağlum’daki kabrini ziyaret ettiği bilgisini paylaşması üzerine; “Benim selamımı da söyledin mi?” der ve “Evet” ifadesini işitince de; O koca dev isim yelkenleri tamamen suya indirir, her şeyi unutup gözleri yaşlı vaziyette evinin yolunu tutar.
İşte halis Müslüman tavrı ve milliyetçi-muhafazakar yayıncı hassasiyeti bu olsa gerek.
Biz de yayın hayatına başladığımızda söz vermiştik:
Meşrebi, mesleği, yolu, müntesipliği, siyasi görüşü, fırkası ne olursa olsun her bir Müslümanı kucaklayacağız. Kucaklayamasak bile bizim için en asgarisi; zarar vermeyecek, tahrip etmeyeceğiz.
Öyle bir yayın yapacağız ki, tek bir Müslüman bile zarar görmeyecek Allah’ın izni ve inayeti ile. Türkiye’nin ve Türk-İslam dünyasının içinden geçtiği çok büyük çalkantılar var. Ama şafak söktüğünde o çalkantılı dönemde yaptığımız hatalar bizi vicdanımızla baş başa bırakacak.
O zaman geriye dönüp baktığımızda, “Mücadele ettik ama tek bir Müslüman’ın bile kalbini kırmadık” diyebileceğiz inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.