Hendekli Başkanlar
HDP’li belediyelerin yönetimde olduğu şehirleri pislik götürüyor. Zaten belediyecilik diye bir dertleri hiç olmadı.
Belediye Başkanları hizmet insanından çok siyasi söylemleriyle öne çıkmayı yeğlediler. Nasıl konuşsak da Kandil’in gözüne girsek derdinde hepsi.
Şimdi yeni bir boyuta geçiyorlar. Belediye makinelerini örgütün silahlı kanadının emir ve görüşlerine hazır hale getirdiler. PKK’lılar önceden eylem yapacakları yerleri belirliyorlar. Ardından polisin müdahale için geleceği güzergahları. Sonra da belediyenin iş makinelerine söz konusu güzergahlarda hendek açmaları talimatını veriyorlar.
Belediye başkanları zaten kukla olduğu için belediye çalışanları da aldıkları bu talimatlarla hendekleri kazıyor. Devletin milyonlar harcayarak döktüğü asfaltta onlarca yüzlerce hendek açılıyor.
Artık bu dayanılmaz boyutta. Şuan Cizre, Şırnak, Hakkari gibi yerlerde hendekler nedeniyle girilemeyen onlarca sokak var. Vatandaş arabasıyla giremiyor, hastası olan ambülans çağıramıyor.
Sadece Cizre’de 100’ün üzerinde hendekten söz ediyor yerel kaynaklar.
Bunlara artık kalıcı biçimde çözüm bulunmalı. Bu işi yapan dozer operatörlerini tutuklamaktan işe başlanabilir.
İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın da bu konuda kararlı durması şart. HDP’li belediye başkanlarının bu eşkıyalığı o hendeklere gömülmeli.
Kararlılıktan başka bunları durduracak güç yok. Son olarak 1 Mayıs’ta HDP’lilerin de destek kararı aldıkları İstanbul’daki kalkışma İçişleri Bakanlığı‘nın dik duruşuyla saman alevi gibi söndü. Aynı kararlılığın hendekler konusunda da gösterilmesini bekliyoruz.
Halkta bu konuda oluşan tepkiyi okuyucularımızdan gelen yorumlarda görebiliyoruz. Diyarbakır’da elektrik faturasını ödemeyen Belediye’ye bağlı birimlerin direnişini gördük. Elektriği kesen DEDAŞ binasının dört tarafını hendekle kazdılar.
Son dönemde yüzde 40’a yakın yükselen elektrik faturaları nedeniyle cebi yanan vatandaş Diyarbakır’daki bu pervasızlığı görüp kahrediyor haliyle. Bunların hepsi beraber düşünülmeli. İnsanların hassasiyetleri dikkate alınmalı.
Tabi tüm bunları alt alta koyduğumuzda Ankara’dan edindiğim izlenim de farklı değil. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı çevrelerinden edindiğimi izlenim de diğer Ankara görüşmelerinden edindiğim izlenim de Çözüm Süreci’ne yönelik büyük bir umut kırılması yaşandığıydı.
Güneydoğu sokaklarında her gün yaşanan pervasızlıklar ve İstanbul gibi şehirlerdeki araç kundaklamaları bu umudu her geçen gün damla damla tüketiyor.
Örgütün ne yapacağı az çok belli. Geçmişlerine bakıp gelecekte yapacaklarını anlamak mümkün. Buna önlemler alınması gerektiği ise muhakkak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.