Toplum, insan vücudunun milyonlarca hücreden oluştuğu gibi milyonlarca bireyden oluşur. İnsan vücudunu her türlü hastalıktan koruyarak sağlıklı yaşamasını sağlayan “bağışıklık sistemi”nin yerini toplumda “Sosyal Güvenlik Sistemi” alır. Yani toplumları savaş, isyan ve iç karışıklıklara karşı koruyan ve toplumların sağlıklı ve uzun yaşamalarını sağlayan bağışıklık sistemleri “Sosyal Güvenlik Sistemleridir.” Toplumların gelişmişlik düzeyleri sahip oldukları “Sosyal Güvenlik Sisteminin” gelişmişlik düzeyleri ile doğru orantılıdır. 

Yeni Türkiye’nin oluşturulduğu bu dönemde Sosyal Güvenlik alanında yenilenme çalışmalarının yapılması da kaçınılmazdır. 1923 yılında kurulan ve henüz yüz yılını doldurmayan genç Cumhuriyetimizin yaşam süresi şüphesiz ki vatandaşlarımızın devletimize olan bağlılıkları ile doğru orantılıdır. Vatandaş ve devlet arasındaki bu bağın sağlamlığını ise ancak sağlam bir sosyal güvenlik sistemi ile sağlayacağımızı unutmadan bu alanda yapılan her düzenlemenin ülkemizin geleceği olduğu bilinci ile hareket etmemiz gerekmektedir.

SOSYAL GÜVENLİĞE AKTARILAN KAYNAKLAR ARTMAKTADIR

Son yıllarda Sosyal Güvenlik alanında devasa bir dönüşüm yaşanmış ve Genel Bütçemizden bu alana aktarılan kaynaklar sürekli artırılmıştır. 2002 yılında 9,6 Milyar TL olan Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transferler 2014 yılına gelindiğinde 78,5 Milyar TL ye çıkmıştır. 2002 yılında 79,4 Milyar TL olan toplam bütçe gelirlerimizin 11,20 Milyar TL si bu alana aktarılmıştır. 2014 yılında ise 403,1 Milyar TL gelirimizin 77,1 Milyar TL si Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılmıştır. Yani 2002 yılında %12 ler düzeyinde bir transfer yapılırken 2014 yılında bu transfer %19 lar düzeyine çıkmıştır.

2002 yılında 79,4 milyar olan bütçe gelirlerimiz 2014 yılında 403,1 milyar TL ye yükselirken 2002 yılında 14,8 milyar TL olan Sosyal Güvenlik gelirlerimiz 130,8 milyar TL ye yükselmiştir. Genel bütçe gelirlerimiz son 13 yılda 5,1 kat artarken Sosyal Güvenlik gelirlerimiz 8,9 kat artmıştır. Sosyal Güvenlik gelirlerinin bütçe gelirlerinde ki artşı neredeyse ikiye katlamasının gerekçesi Sosyal Güvenlik alanında yapılan dönüşümün ve kayıt dışı ile mücadelede gösterilen başarının sonucudur.

2014 yılında 403,1 milyar TL genel bütçe rakamının yaklaşık yarısı olan 201,6 milyar TL olan Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin 21,6 milyar TL si genel bütçeden karşılanmaktadır. Sosyal Güvenlik alanına yapılan harcamalardaki artışın nedeni şüphesiz ki bu alanda sunulan hizmetin çeşitliliği ve kalitesinde ki artıştan kaynaklanmaktadır. Sağlık hizmetlerine ve diğer sosyal güvenlik hizmetlerine ulaşamayan insanlarımızın tamamı bu hizmetlere ulaştığından bu alanda ki kullanılan kaynak artışı da kaçınılmaz olmuştur.

YENİLEME YAPILMASI KAÇINILMAZDIR

Yeni Türkiye’nin sürdürülebilir Yeni bir Sosyal Güvenlik sistemi kurgulaması kaçınılmazdır. 2010 ile 2014 yılları arasında yani son 5 yılda 101,1 milyar TL açık veren ve bu açıklar genel bütçeden yapılan transferlerle sağlanan bir sistemin sürdürülmesi maalesef mümkün değildir. Bu nedenle “Yeni Türkiye’nin” Yeni Sosyal Güvenlik sistemine ihtiyacı bulunmaktadır. Bu sisteminde sosyal güvenlik primi sistemi kurgusunda sosyal güvenlik vergisi sistemine geçiş ile mümkün olduğu inancındayım.

 Yeni Türkiye’nin Başkanlık sistemi ile yoluna devam etmesi durumunda gelir idaresinin tüm kamu gelirlerini toplayan bir Kurum olması ve Sosyal Güvenlik Vergisini de tahsil eden bir Kurum olarak kurgulanması Kamu gelirlerinin toplanmasında tasarruf ve etkinlik sağlayacağı gibi Sosyal Güvenlik sisteminde yaşanan mevzuat ve uygulama kargaşasını da sona erdirecektir.