Başbakanı Zayıflatmak
Yürütme organının güçlü olması ekonomi başta olmak üzere ülkenin istikrarının en büyük teminatı. Koalisyonların ülkeye verdiği tahribatın altında yatan şey; Başbakan'ın zayıflığıdır.
Çeşitli sebeplerle Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu zayıflatırsanız, iktidarda tek parti olsa bile koalisyon ortamı oluşturmuş olursunuz.
Davutoğlu'nun kendisine Anayasal olarak verilen yetkileri sonuna kadar kullanabilecek bir ortamda çalışabilmesi Türkiye'nin istikrar ve gücü için vazgeçilemez bir şarttır.
Son günlerde yaşanan tartışmalar Davutoğlu'nun bu rahat çalışma ortamını bulabilmesini engellemekte Davutoğlu'nu koalisyon hükümeti başbakanı konumuna düşürmektedir.
Başbakanın konumu bellidir. Başka yetkilerdeki kişilerin konumları da bellidir. Konumlar ve onun gereğine riayet devletin bekası için de milletin selameti için de en doğru olanıdır.
Davutoğlu'nun Başbakanlık için seçim süreci hala hatırlarımızdadır. Uluslararası ilişkilerdeki tecrübesi, Dışişleri Bakanlığı'ndaki performansı, parti içinde ve tabandaki popülaritesi Davutoğlu'nu öne çıkarmış ve gerek Erdoğan gerekse AK Parti delegeleri tarafından seçilmesini sağlamıştır.
Tüm bunlar yokmuş, tüm bunlar olmamış, tüm bu gerekçeler nedeniyle Davutoğlu seçilmemiş gibi davranmanın anlamı yoktur.
Başbakan'ın yürütme alanındaki yetkilerini sonuna kadar kullanabilmesini savunmak, fitne değil aksine fitnenin önüne geçmektir.
Aday belirleme süreciyle ilgili tartışmalar, listelerin kim tarafından hazırlanacağı üzerinden yürütülen spekülasyonlar fitnenin asıl sebebidir.
AK Parti bir ilkeler silsilesi üzerine kurulmuş ve Yalçın Akdoğan'ın öncülüğünde Muhafazakar Demokratlık üzerine gerek temel düsturlar, gerekse parti programı oluşturulmuştur.
Partinin rehberi tüzüğü, programı ve ilkeleridir. Bugüne dek AK Parti'nin milletvekilli listesi bir istişare çerçevesinde ve heyetler oluşturularak belirlenmiş ve son halini Genel Başkan vermiştir.
Bu seçimde de aynısının olmasından daha doğal bir şey olmayacaktır. AK Parti'nin uzun yıllar bir kurum olarak varlığını sürdürmesi, kişilere bağımlı olmadan Türk siyasetinin geleceğinde var olabilmesinin yolu tüzük, program ve ilkelerine bağlı olmaktır.
Davutoğlu Başbakanlık'ta etkili bir kadro oluşturmuş. 17/25 Aralık'ın oluşturduğu travmanın anlatılmasını sağlamış, devlet kadrolarına güven vermiştir.
Davutoğlu'nun hakkı Davutoğlu'na verilmelidir.
Parti içinde kişisel hesapları olanların başlattıkları tartışmanın Genel Başkanlık sıfatını etkilemesi, Başbakanlık sıfatının da etkilenmesine neden olacak, neticede kaybeden Türkiye olacaktır.
Yakın bölgemiz ateş çemberiyken, terör örgütü PKK'nın seçim sonrası hazırlıkları bilinirken seçime Davutoğlu'yla gireceği açık olan AK Parti'ye zarar vermekten öteye geçmedi son yaşananlar.
Bu neden yapılıyor?
Başbakanı zayıflatmak kimin işine yarıyor?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.