Kadim coğrafyada çoban olmak
Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır, üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini yerine getirirler.”Tahrim suresi 6. Ayet.
Konuyla ilgili dikkat çekici iki hadisi şerif var; birincisi, “Hepiniz çobansınız ve hepiniz teb’anızdan (aile efradınızdan-sorumluluğunuz altında bulunanlardan) sorumlusunuz.” İkincisi ise,“Sizin hayırlı olanınız, ehline karşı hayırlı olanınızdır.”
Sohbet esnasında Hazreti Ömer Efendimize soruyor;
“Ya Resulallah! Nefislerimizi koruruz, fakat ehlimizi nasıl koruyabiliriz?”
Allah’ın Resulü (as) şöyle buyurdular: “Allah’ın sizi nehyettiği şeylerden onları nehyedersiniz ve Allah’ın size emrettiği şeyleri onlara emredersiniz. İşte bu, onları korumak demektir.”
İbn-ü Ömer (ra) anlatıyor: “Resûlullah Efendimiz buyurdular ki:
“Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mes’ulsünüz. İmam çobandır ve sürüsünden mes’ûldür. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden mes’uldür. Kadın, kocasının evinde çobandır, o da sürüsünden mes’ûldür. Hizmetçi, efendisinin malından sorumludur ve sürüsünden mes’ûldür.”
İbn-ü Ömer diyor ki “Kişi babasının malının da çobanıdır, o da sürüsünden mes’ûldür.” Efendimizin böyle söylediğini de işittim. Buhârî ve Ebû Dâvud’ta geçiyor bu hadis.
Üzerinde yaşadığımız coğrafya, kadim kültürlerin birikimlerinden beslenerek kendi kadim anlayışını vahyin çizgisiyle hayatını, toplumunu, devletini tanzim eden bir coğrafyadır. Kültürel değerler bir medeniyeti inşa eder. Vahiy kaynağına güç yetiremeyeceğini idrak eden İslam dışı topluluklar, kültür emperyalizminin her türlüoyununu insanlık tarihi boyunca sürdürmüşlerdir. İnananların hafızasını, aklını, anlayışını, geleneksel ahlakını da bozma eylemlerini her dönemde çoğaltmışlardır.
Küresel sistem, insanı bozan, insanı depresyona götüren ve insani olanı darmadağın hale döndüren bir sistemdir. İşi gücü vahye muhalefet etmektir. Buna sebeptir ki Habil ile Kabil bu iki istikameti belirleyen davranışlarda bulunmuşlardır. Habil vahyi temsil etmiş, Kabil’de küfrü temsil etmiştir. Bu dönüşüm yalnızca bizim coğrafyamızda var olan bir dönüşüm değildir. Dünyanın huzurunu bozan kapitalist algı, anlayış, çaba ve gayretler emperyalistçe bir değirmen kurmuşlar ve kadim coğrafyada var olan değerleri yok edebilme adına bütünçabalarını sarf etmektedirler. Buna karşı koyması gereken coğrafya İslam coğrafyasıdır.
İslam ümmetinin birliği, dirliği adına verilmesi gereken bir mücadelenin adı, ifade yerindeyse kadim kültürünçobanı olmaya aday olmaktır. Kadim kültür, yani vahiy kültürü,dahası vahyin kendisi bizatihi her insanı bir sorumluluğa yöneltir. En berrak ifadelerden birisi de “küllüküm rain ve küllüküm mesulin an raiyyetihi=hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüğünüz sürüden mesulsünüz” ifadesidir. Her bir birey, sorumluluğunu bilmekle,öğrenmekle ve öğrendiklerini amele çevirmekle, örnek ve önder olmakla memurdur. O halde çapraşık, karışık, kurmaca ve düzmece olan sistemlerin getirdiği analiz, insanı mutlu etmeyen bir teşekkülden ibarettir. İnsana verilen emekle, erdemle bireyin mutluluğu değil, cemiyetin mutluluğu ön plandadır. Buna bağlıçalışan emekçilerin verdiği uğraş hakkın sözcüsü olmaktır. Emeğin kutsallığı da burada yatmaktadır.
Ayet ve hadislerde bahsedilen “Çoban”; güden, yöneten, çekip çeviren, koruyup kollayan, esirgeyen, muhafaza eden anlamlarına geliyor. Böyle olunca Babalık, Annelik, Liderlik, Yöneticilik, Rehberlik, İmamlık, Öğretmenlik, Valilik, Kaymakamlık, Belediye Başkanlığı, Milletvekilliği, Bakanlık, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı gibi temsil makamındakilerin her birisi bu kapsamda ödevlidirler. Ödevlerini dikkatlice kullanmaya memurdur. Yine de ”hepiniz çobansınız” tabiriyle de her bir fertte bulunduğu halden ve durumdan da sorumludur.
Ebu Hureyre(ra)dan nakledilen bir hadisi şerifi de unutmamak gerekiyor; “Her çoban, kıyamet günü hesaba çekilecektir.” Çoban kelimesinin Farsça olduğunu küçük ve büyükbaş hayvanları güden anlamına geldiğini de belirtelim. Burada mecazi bir anlam yüklemiştir Alemlerin efendisi.
Çoban (yani Lider), emrindekilerden sorumludur. Hesabı da ona göredir. Emrindekilerin istikametinden, meşguliyetlerinden, başarılarından, zararlarından da sorumludur. Disiplin ve otoritesinden ve halkını her türlü kazadan ve beladan korumakla mükelleftir. Otorite boşluğu, yanlışlıklara, suçlara, zafiyetlere neden olur ki ondan sorumludur. Dünyada olan biten her türlü olaya karşı tedbir alabilen, başarılardan başarılara halkını taşıyabilen planları olmalıdır. Aynı zamanda halkın dili, gözü ve kulağı olduğunu, umutları çoğaltmakla yükümlü olduğunu da göz ardı etmemelidir.
Halkın ihtiyacı olan umutların, hedeflerin toplum nezdinde kabul edilmesini, birlik ve dirliğin sağlanarak topyekûn halde tek yürek olmasını, imanla tekâmülleşme en büyük hedefi olmalıdır. Toplumuna örnek olmalı, her hali ve davranışıyla önder, lider, imam ve yol göstericiliğini asla unutmamalıdır. Yöneticilikte zafiyet göstermemeli, istikametini, şefkat ve merhametini halkının üzerinde hissettirmeli, onların güven ve teslimiyeti içinde büyük hedeflere yelken açmalıdır. Çelişkili, şüpheli, yapmacık, yalan ifadelerden, davranışlardan uzak durmalı doğru ve adil olduğunda ittifak edilmelidir. Allah’tan en çok korkan, en çok zikreden olmalıdır.
Efendimiz, Ebu Davud’un rivayet ettiği bir hadiste; “Sahabelerimden (kardeşlerimden, yol arkadaşlarımdan, ümmetimden) hiç kimse diğeri hakkında bana bir şey anlatmasın. Çünkü ben sizinle karşılaştığımda gönlümün rahat olmasını sevmekteyim” buyurdular.Hz. Ömer (ra) efendimizin çok güzel bir sözü var; “Ben öyle bir adam arıyorum ki, âmir olduğu zaman toplumun bir ferdi imiş gibi ve âmir olmadığı zaman da âmir imiş gibi davransın.”
Rüzgâr eken fırtına biçer, buğday eken buğday biçer. Hayır eken hayır, şer eken şer biçer. Kendi nefsi için istediğini toplumu içinde istemeli, istemediğini de istememelidir.
Halkından daha çok Allah’tan korkmalı, daha çok tövbe, istiğfar ve ibadet etmelidir lider yani çoban. El hâsıl hepimizin sorumluluğu iki dünyayı kucaklamasını gerektiriyor. “Ya hayır söylemeli ya da susmalıdır”. Ya da “bir kötülük gördüğümüzde önce elimizle, yapamaz isek dilimizle, onu da yapamaz isek kalbimizle buğz etmeliyiz” vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.