“Kayahan” Unutulur mu?
İnsan sesinin etkin ve etkileyici olduğu muhakkak. Hayatlarını, edimleriyle, şiirleriyle, yapıtlarıyla ve müzikleriyle kendi alanlarında ses, yankı, duyuş, hissediş, algı oluşturabilmiş insanlar; yaptıklarıyla hatırlanmayı, ürettikleriyle anılmayı, dillerden dillere destanlaşmayı da sürdürmüşlerdir. Her yaşın, her çağın, dönemin kendince bilinen isimleri, kahramanları, siyasileri, kültür sanat adamları mevcuttur. Hayatı yaşarken birlikte olunan değerlerin pek farkına varamaz insan. Bir nimet içindeyken o nimetin kadri ve kıymetini pek bilmez. Lakin o değer, o nimet, o şahsiyet kaybolup gittiğinde, ebedi âleme yolculuğa çıktığında fark edilir ondan kalan büyük boşlukla.
Itri, Dede Efendi, Saadettin Kaynak, Kani Karaca, Amir Ateş vs…
Değerleri yaşarken idrak etmek, bilmek, ihtimam göstermek icap eder. Bir bilim erbabının, sanat adamının, şair ve yazarın cemiyette var olması demek o cemiyetin güçlü, zengin olması demektir. Sözü şuraya getirebiliriz; kurumlar, devlet erkânı, şehrin sorumluları yani şehreminleri mutlaka cemiyetlerinde yaşayan değerlerin varlığından yararlanmalı, onlar üzerinde ihtimam göstermeli, hizmet ve ikram etmekte geç kalmamalı, toplumla olan ünsiyetini mutlaka geliştirecek etkinliklerde, sanat olaylarında yerini almasına gayret göstermelidirler. İsimleri caddelere, kültür ve sanat merkezlerine konulmalıdır.
Yunus Emre ilahileri Yunus’u nasıl yaşatıyorsa bu gün bu günde var olan kıymetlerde yaşarken onların halkla olan irtibatlarında, toplumla buluşmalarında, aranıp sorulmalarında, birikimlerinden azami derecede faydalanılmasında öncülük ve önderlik yapılmalıdır. Öldükten hemen sonra hakkında güzel şeyler söylemek, güzel dilek ve temennilerde bulunan övücü ifadeler ölene pek fayda etmiyor. Fayda, yaşarken sahiplenilmesindedir. Rahmetli Prof. Dr. Osman Öztürk Hocam; “Peygamberlere verilen şefaati onlar kullanacak. Kulun kula olan şefaati olsa olsa bu dünyada birbirine sahip çıkmaktır. Acısında, sevincinde, her halinde yanında olmaktır. Düşünce elinden tutmak, yanlış yola gittiğinde bırakmamaktır. Bizim gücümüz ancak burada birbirimize sahip çıkmaya yeter” derdi. Musalla taşına konulan insanın durumu kimi zaman imrenilecek ve kimi zaman da acınacak sahnelerle gözler önüne geliyor. Eşleri dostları, ahbapları, bir ömür birlikte oldukları; siyah gözlük, siyah elbiselerle kenarda dururken cami cemaati cenazeye hürmeten imamın çağrısına uyarak namazı kılıp bir de tanıklık ederler. İyi biliriz derler. İyi bilmek sorumluluk ister. Cenaze kalkmadan musalla taşındayken sorulur; “hakkı olan varsa gelip istesin ödeyelim, borcu varsa haberimiz olsun ödeyelim” diye aile üyeleri böyle bir talepte bulunurlar. Bulunulması icap eder. Bu İslam adabındandır ve kul hakkıyla öte dünyaya gidilmemesi için dikkat çekicidir. Bu gelenek asla unutulmamalıdır.
Şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Remzi Kiraz kardeşimiz İmam hatip Lisesi mezunuydu. Sonra İstanbul hukuk okuyarak hayata atılmıştı. Berkin Elvan soruşturmasını yürütüyordu. Çağlayan Adliye sarayında rehin alınarak ebedi âleme yola çıktı. Neler oluyor ya da neler olabileceğine işaretlerVatan Caddesine taşındı. Türkiye yeni bir döneme girdi. 7 Haziranda seçim var. Herkesin hesabı sahneye düşmeye devam ederken mümin yüreklerin sorumluluğu bütün insanlık için merhametten yana, kardeşlikten yana, uhuvvetten yana atmaya devam ediyor. “Küfrün tek bir millet olduğu” nu göz ardı etmek demek, Peygamberimizin uyarısını unutmak demektir. Sisli bir mevsimde çakallara, tilkilere, böcülere dikkat etmek icap eder.
Metin Yüksel asla unutulmaz. Sedat Yenigün asla unutulmaz. Mehmet Remzi Kiraz asla unutulmaz.Cem karaca “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında” dediğinde de o unutulmazlık zırhını inşa ediyordu. “Allah Yar Yar”, “İşte geldik gidiyoruz” diyerek rak müzikle kalıcı eserler ortaya koymak herkese nasip olmuyor.
Şimdi de Kayahan Acar, 3 Nisan 2015 sabahında ebedi âleme yolculuğa çıktı. İyi şeyler yapanlar, hayrın ve hakkın kapısında duranlar unutulmuyor. İnsanların yüreklerinde kalan hak ve hukuka riayet eden, yaptığını iyi yapan insanlar, toplumları tarafından unutulmuyor. Allah onları unutturmuyor. Unutulanları da Allah unutturuyor ve asla hatırlanmıyor. Tarihte öyleleri var ki hiç izlerine bile rastlanmıyor. Kimileri iyilikte örnek olsun, kimileri de kötülükte örnek olsun diye unutulmuyor. “Bir Aşk Hikâyesi”, “Seninle Her Şeye Varım Ben”, “Emrin Olur”, “Mevsim hala Sen”, “E bebeğim e”, “Yemin Ettim” gibi eserler, albümler bırakarak gitti. Sanat camiasında dürüst, kaliteli, şahsiyetli ve onurlu yaşayanlar güzel atlara binip gidiyorlar ve onların arkada şarkıları, şiirleri kalıyor. Dünyayı doğru ve güzel yaşamak icap ediyor. Dünyanın çivisini sökenlerle mücadele etmek icap ediyor.
Kayahan, pop müziğinin Türkiye’deki inşacısı denilebilir. Değer, bulunduğu yere de değer katar. Kayahan’ın bir dönem yaşadığı Balıkesir-Gömeç’teki İnta Sevgi Köyü’nde “Geceler Caddesi” ve “Mavilim Caddesi”nin kesiştiği “Hülyam Çıkmazı” nda yaşadı. Bu köydeki bütün cadde ve sokaklar, Kayahan’ın şarkılarının isimlerinden oluşmuş. Görüldüğü üzere şair, ressam, müzisyen bulunduğu yere renk verir, coşku verir, zenginlik katar.
Kayahan, “Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz” diye bir sloganla tanındı. Çocuklar için de şarkılar yazan Kayahan, ayrıca televizyon için çocuk programları yaptığı da biliniyor. Tıpkı“Gül Pembe”yi, “Sözüm meclisten Dışarı”, “Estağfirullah .. Ne haddimize”, “Kol Düğmeleri” gibi birçok albüm ve parçaların sahibi Barış Manço gibi.
Kayahan “Benim Penceremden” ve “Sevenleri ayırmayın, sevenler ayrılmayın” albümleri dikkatleri çekti. “Ben Anadolu Çocuğuyum” diyerek köklere vurgu yaptı. Sonra “Allah’ım Neydi Günahım” diyerek sorgu yakarış arası dolaştı. Ardından “Canımın Yaprakları“ sonra ise; “Allah kimseyi sevgisiz bırakmasın”. “Sevgisiz hiçbir şey yapılmaz. Her şeyin başı sevgidir” sözlerini musallada bir kez daha söyleyerek hayatın anlamlı yaşanılmasını gerektiğini ifade etmiş oldu.
“Yaşanacak günümüz varmış. Ölüm bir ceza değildir, ben öyle düşünüyorum..” demişti. Sahiden de öyledir. Ölüm ebedi âlemin açılan kapısıdır. Hayırlı işler yapmanın fırsatları elimizdeyken hayırla anılabilecek, unutulmayacak imzalar bırakalım. İsimlerini zikrettiğimiz ve etmediğimiz bütün güzel insanları rahmetle anıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.