Fikri Türkel

Fikri Türkel

Suriye’nin Gen Bankası Ankara’da Korunuyor

Suriye’nin Gen Bankası Ankara’da Korunuyor

Tohumdaki efsaneler, sadece kişisel paranoyamızı körüklemekle kalmıyor. GDO'dan hormona, İsrail hâkimiyetinden neslimizin üzerindeki oyunlara kadar yüzlerce dedikodu içine itiyor hepimizi.  Söylentiler yüzünden yediklerimizden tat alamaz hale geldik.

Yüzyılın en önemli teknolojilerinden olan genetik bilimi, bir endüstri ve ülkelerin en stratejik konularından biri haline geldi. Tohumu konuşurken sadece yediğimizin içtiğimizin özünü değil, uluslararası ilişkileri de yargılamak zorunda kalıyoruz.

Üç hafta önce, bir turist grubunu yakalayan jandarma ekipleri, yurtdışına çıkarılması yasak olan endemik bitkileri buldular. Ellerindeki izin belgesi sahte çıktı ve soruşturma devam ediyor. 

Torosların kardeleni, Tarsus'un buğdayı gibi benzeri haberleri sık sık okuyoruz. Demek ki tohum ve dolayısıyla genler bildiğimizin ötesinde bir anlam taşıyor. 

Gen bu çağın yeşil altını ve değeri     artmaya devam ediyor.

Ekonomi Gazetecileri Derneği'nde (EGD), bu konu sıkça gündeme gelince, sektörün temsilcisi Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) ile ortak bir toplantı yapma kararı aldık. Hafta sonu, Bursa'da hem kapsamlı toplantı yaptık, hem de sektörün en önemli temsilcisi May Tohumculuk'ta inceleme yapma şansı bulduk. 

TÜRKTOB Başkanı Yıldıray Gencer ve sektör alt başkanlarına teşekkür ediyorum.

İşin stratejisi önemli, bu sebeple Suriye'nin tohum gen bankasını başlığa aldım. Daha önce Halep'te olan Suriye Gen Bankası, savaş sebebiyle tehdit altında kalınca, Ankara'ya getirildi ve korumaya alındı. Savaş tehdidi geçince, şu anda diplomatik ilişkilerimiz iyi olmasa da Suriye'ye iade edilecek. Gen bankaları, genomların yok olmasını önlüyor. İki yıl önce Ankara'da dünyanın en büyük gen bankalarından biri açılmıştı.

Demek ki tohum ve genleri, sadece bir ülkenin zenginliğinden öte, insanlığın en önemli varlıklarından. Türkiye'nin endemik zenginliği Avrupa'nın iki katına yakın olunca, coğrafyamızın bir diğer zenginliği de tohum ve genlerimiz oluyor. 

Tohum bankasında 112 bin 433 örnek ve 3 bin 650 tür var.

Bunca endüstriyel gelişmeye, kullanılan kimyasal ve zirai ilaca rağmen bakir alanlarımız var. Özellikle askeri alanlardan ve mezarlıklardan gen daha rahat toplanıyor. 

İki sene önce İstanbul Ticaret Borsası’nda tohumlar bulduk ve üzerine bir sürü efsane yazdık. Net sonuçlar yakında açıklanacak ama beklentilerinizi yükseltmeyin.

Tohumla ilgili bazı konu başlıklarını toparlarsak, 1 milyar dolara yaklaşan sektör hakkında özet geçmiş oluruz. 

 GDO konusunda AB ile birlikte meseleye şüpheli bakıyoruz. Türkiye'de cezası var ve üretim yasak. 

 Tarla bitkilerinde yüzde 90'ın üzerinde yerli çeşitler kullanılıyor. 

 Ekmeklik buğday, 5-10 bin yıldan beri kullanılan ekmekte değişiklik yok. Sadece ekmek üretimi farklı yapılıyor. Buğday aynı. Hammadde aynı. Somun ekmek için farklı, bazlama için farklı un gerekir. Tam buğday ekmeğini tavsiye ederiz. Küçük çocuklara çok fazla yedirmeyin ama.

 Tohum denetimi: 50'nin üzerinde tarla, sebze ve meyvede 38 türde Ar-Ge çalışmaları var. Tescilleri yapılıyor. 

 Tarımda Türkiye için stratejik ürün; buğday, 16.5 milyon ton üretime ihtiyaç var. Un, bisküvi, makarna ihracatı yapıyoruz. Özel firmalar bir ürüne girip başarı elde etti mi devlet çekiliyor. Ancak buğdayda hâlâ devletin yatırımları çeşitli bölgelerde sürüyor.

 Tohumculuk sektörü küresel ısınmaya, kuraklığa karşı strese dayanıklı yeni tohumlar geliştiriyor. 

 İsrail'in 2000 yılından sonra domateste etkisi azaldı. Ama marka değeri var. Türkiye'de de MAY Tohumculuk dışında Yüksek Tohum domates ve biberde dışarıya tohum satıyor. 

 Çin ve Hindistan GDO'lu tohum üretiyor. AB'de bir iki ülke dışında yok. Hibrit devam edecek ve GDO'ya rağmen payını koruyacak. 

Tohum konusu çok uzar. Tohum, fide, fidan hepsi ayrı ele alınması gerekiyor. Tıbbi ve aromatik bitkilerden, endemik bitkilere kadar olanlar da ayrıca konuşulmalı. Coğrafi işaret alma sorumluluğumuzu artırmalıyız. 

Yani sıkça ele alacağımız yüzlerce başlık var. Ama efsanelere değil gerçeklere kulak vermekle işe başlayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fikri Türkel Arşivi