Suriyeli Sığınmacılar Sorunu Büyüyor
Geçen ay İzmir'e gittiğimde, eski mahalleme de uğradım. Ballıkuyu, mübadele sonrası yerleşime açılmış semtlerden biridir. Önce Giritliler buraya yerleşmiş ardından Batı Trakya'dan yoğun göç almıştı. 50'li yıllarda ise Bulgaristan muhacirlerinin İzmir'de tercih ettikleri yerleşim yerlerinden biri olmuştu.
Mahalle esnafı ruhumda saygın ve derin izler bırakmıştı. Mahalleyi boydan boya dolaştım. Ne eskilerden bir iz vardı, ne de tanıdık bir yüz bulabildim.
En çok da Suriyeli sığınmacılara rastlamam şaşırttı. Sadece kiracı olmakla kalmamışlar, bakkal, pastane gibi esnaflığa da adım atmaları dikkatimi çekti.
Antakya, Gaziantep, Mersin gibi Suriye'ye yakın illerde de Suriyeliler artık şehrin birer parçası gibiydi. Hatta Mersin'de 5 okul bile açmışlardı. Suriyeli İşadamları Derneği bile var. Bu tip organizasyonlar, intibakı kolaylaştırıyor.
İstanbul Aksaray çevresinde de yüzlerce mağaza ya Suriyeliler tarafından işletiliyor ya da onlara yönelik faaliyet gösteriyor. Hatta dün rastladığım bir işportacı tezgâhında tamamen Suriye'de üretilmiş ürünler vardı.
Bizim apartmanda iki Suriyeli iki Azeri aile var. Uyumlu yaşamayı öğreniyoruz hep beraber.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), her ay ihracat rakamlarını yayınlıyor. En istikrarsız bölge güney sınır ülkeleri ve onlara yakın iller oluşturuyor.
Ne olursa olsun, hangi ülkede sığınmacı varsa sorun vardır. Bu uluslararası vahim olayın sorunlarını önümüzdeki yıllarda daha çok hissedeceğiz. Bunun için stratejik adımlar atılmalıdır.
ORSAM ve TESEV'in birlikte hazırladığı "Suriyeli Sığınmacıların Türkiye'ye Etkileri" konulu rapor, şimdiye kadar hazırlanmış en kapsamlı olanıdır. Başarılı bir rapor, buradaki verilere kısaca bakalım.
Kasım 2014 itibarıyla Türkiye’de resmi rakamlara göre 1.6, resmi olmayan rakamlara göre 2 milyon civarında Suriyeli göçmen yaşamaktadır. Bu sayılar Türkiye’nin resmi rakamlara göre nüfusunun yüzde 2.1’i, resmi olmayan rakamlara göre de yüzde 2.5’i oranında Suriyeli ağırlığı anlamına geliyor.
Sınır illerinde durum daha sorunlu haldedir.
Türkiye’de kayıt olan Suriyeli sığınmacılara “geçici koruma statüsü” verilmektedir. Geçici koruma rejimi ile Suriyeliler’e sınırsız kalış, zorla geri gönderilmemeye karşı koruma ve acil ihtiyaçlara yanıt veren kabul düzenlemelere erişimi içerecek şekilde koruma ve yardım sağlanmaktadır.
• Suriyeliler’in yüzde 85’i belirlenmiş kamplar dışında yaşamını sürdürüyor.
• Kamplardan hastanelere 500 binin üzerinde hasta sevk edildi.
• Türkiye’de ameliyat edilen hasta sayısı 200 bini aştı.
• Sağlık Bakanlığı verilerine göre, dört yılda 35 binden fazla Suriyeli doğumu gerçekleşti.
• Türkiye Nisan 2011-Kasım 2014 döneminde göçmenler için 4.5 milyar dolar harcama yaptı.
Suriyeli sığınmacıların Türkiye’ye toplumsal etkilerine yönelik de şöyle bir sıralama yapılabilir:
• Dil, kültür ve yaşam tarzı farklıkları toplumsal uyumu güçleştirmektedir.
• Yerel halk arasında çok eşlilik yaygınlaşmakta, buna bağlı olarak boşanma oranları artmaktadır.
• Etnik ve mezhepsel kutuplaşmayı tetikleyebilecek zemin oluşmaktadır.
• Demografik yapıda (doğurganlık oranı, nüfus artış oranı) değişim ortaya çıkmaktadır.
Sancılı da olsa Suriyeliler’in Türk toplumuna entegrasyon süreci baş̧lamış̧tır. Suriyeli sığ̆ınmacıların Türkiye’ye ekonomik etkileri üzerine de şu noktalar üzerinde durabiliriz:
• Kiralarda artış gözlenmektedir ve kiralık ev bulmak giderek zorlaşıyor.
• Sınır illerinde enflasyon artışı ortaya çıktı.
• Özellikle küçük işletmelerde kaçak ve çocuk işçi çalıştırma yaygınlaşıyor.
• Yerel halk iş fırsatlarının ellerinden alındığına inanıyor.
• Suriyeliler’in sınır illerinde işgücü açığını kapatması bölgedeki yatırım ortamına olumlu katkı sunuyor.
• Gaziantep Ticaret Odası’na kayıtlı Suriyeli firma sayısı iç savaş öncesinde 60 civarında iken 2014 Ekim itibarıyla 209’a yükselmiştir.
• Sonuçta bu topraklar yeni bir sancıyı bağrına basmaya devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.