Allah’a Havale Ettiğim Âlim-siz-ler
Şu an ki ruh halimi bir Allah bilir bir de ben… Sinirden çatlayacağım. Neden sinirlenmeyeyim ki? Şu mübarek ramazan ayında daha çok salih amel işleme ve işlenilmesine teşvik etmek varken birileri kalkıp her ramazan halkın sünnet anlayışıyla oynamaları ve sünnet konusunda hassas olan ilim adamlarımızın da işte o birilerine karşı sessiz kalmaları beni deli ediyor.
Her ramazan aynı konu ısıtılıp ısıtılıp insanların beğenisine sunuluyor. Yine bir ramazan ayı ve ekranlarda hayızlı bir bayanın oruç tutup tutmama konusu irdeleniyor… Sahih hadis kitaplarımızda hayızlı bir bayanın oruç tutamayacağı ve ramazan sonrası kaza edeceği yazılmasına rağmen Hadislere olan öfkelerinden ‘ Hayızlı bir bayanın orucuna kim engel olabilir! Hayızlı bir bayan oruç ta tutabilir kur’an da okuyabilir, namaz da kılabilir’ diyebiliyorlar…
Tabi ki bekâra kadın boşamak kolay! Nasılsa kendileri hayızlı değiller! Sorsunlar bir eşlerine bakalım hayızlılık hali nasıl bir sıkıntı veriyor! Hayızlılık halinde günde beş vakit namaz kılınmazken oruç nasıl tutulur? Oruç mu çok sıkıntı verir namaz mı? Elbette ki oruç daha çok sıkıntı verir.
Hayızlılık halinde bir bayanın namaz kılmama ve oruç tutmaması tamamen Allah’ın kendilerine bir ikramı bir rahmetidir… Şimdi isterseniz hayızlı bir hanım için namaz ve oruç hakkındaki hükümlere bakalım:
1- Namaz kılmak
Adetli veya loğusa kadının namaz kılması caiz değildir. Hz.Peygamberin(a.s) Fatıma binti ebi Hubeyş’e; Hayız gördüğün zaman namazı bırak ve hayız halin sona erince, kanı temizleyerek guslet ve namaz kıl.’ Buyurmuştur.(Buhari hayz.19)
2- Oruç tutmak
Adetli kadın, kılamadığı namazı kaza etmez, orucu ise kaza etmesi gerekir. Hz Aişe şöyle demiştir; Biz Resulullah devrinde adet görüyorduk. Namazı kaza etmekle emrolunmadığımız halde, tutamadığımız orucu kaza etmekle emrolunuyorduk. (Buhari hayz.20..Ebu Davud Tahare 104.. Tirmizi savm 67…Nesai hayz 17)
Dört büyük hadis âlimimiz; hayızlı iken oruç tutulamayacağı hadisini bizlere naklederken ve dört büyük mezhep âlimlerimiz bu hadisleri kaynak olarak zikrederken ve yüzyıllarca bu hüküm uygulana gelirken kendileri kim oluyor da tam aksini iddia ediyor!
Bayanların illa da oruç tutmalarını istiyorlarsa çıksınlar ekrana ‘pazartesi Perşembe günü oruç tutun’desinler! Pazartesi ve Perşembe orucu hadislerde geçiyor, siz hadislere muhalefet edip ‘Salı ve Cuma günü tutun’ deyin!
Hadislerde açıkça belirtilmesine rağmen aksini iddia etmek Allah resulünü suçlamak demek değil midir Allah aşkına!
Düşünüyorum da yarın hesap gününde Allah; ramazan ayında hayızlıyken niçin oruç tutmadın ey kulum?’ diye sorduğunda, O kişinin: Allah’ım! Peygamber efendimize kulak verdim ve onun emriyle amel ettim’ der. Tam tersi durumda Ramazanda hayızlı iken oruç tutan bir bayan ne cevap verecek ? Hadislerde açıkça belirtilmesine rağmen filan hocaya kulak verdim demesi ne derece kabul görür acaba!
Ey bacılarım! Allah’ın sizlere tanıdığı kolaylığı üç-beş sapık hocanın zorlaştırmalarına izin vermeyin. Vallahi onların hedefi sizlerin daha çok salih ameller işlemeniz değil…
…
Akidelerine güvendim ilim adamlarının sessizliği de üzüyor beni… Kendileriyle konuştuğumda ‘Onların reklâmını yapmış oluruz’ deyip susmayı tercih ediyorlar. Kısmen haklı olabilirler ama bir araya gelip bir basın toplantısı yaparak her ramazan bu konuların işlenmemesi için son noktayı koyabilirler diye düşünüyorum.
Arap âleminde insanları saptıran bir yazar çıktığında, o bölgenin ilim adamları o yazar hakkında onlarca reddiyeler yazar ve insanları o kişiye karşı uyarırlar. Fakat ülkemizde maalesef aynı hassasiyeti göremiyoruz.
Evet… İmtihan dünyasındayız ve kimileri vahye kulak verip cennet yolunda emin adımlarla ilerlerken kimileri de aklını vahyin önüne geçirip cehennem yolunda sağlam adımlarla yürümeyi tercih ediyor…
Siz siz olun hep vahye kulak verin… Allah resulü demiyor mu ‘ …Ben ancak bana vahyolunana uyarım’ (En’am 50)
Vahye kulak vermemiz duasıyla Allah’a emanet olun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.