Yedi Haziran 2015
Yedi Haziran’da ebedi âleme uğurladık Şair Cahit Zarifoğlu’nu. 2015 Genel seçimleri de 7 Haziranda. Şunun şurasında tamı tamına 50 gün var. Genel itibariyle Türkiye’de seçimlere bakıldığında; ya ülkenin kazandıklarını büyütmeye ya da kazandıklarını çarçur etmeye yönelik olduğu anlaşılır nedense. Oysa toprakta, toplumda, ülkede, bayrakta, vatanda, medeniyette bu toprakların üzerinde mukim olan Anadolu mensuplarına aittir. Yani ülke bizim ülkemizdir. Her karış toprağıyla bizim olan ve coğrafya sorumluluğumuz ise bütün dünyadan müteşekkil duran bir anlayışla bizimdir. Yazı yazmak her daim sorumluluğu omuzunda taşımayı gerektirir. Bir emanet olarak taşırız kalemimizi.
Kalenin korunması, fethi, muhasarası, muhafazası da kalem erbaplarına da düşer. Bu bir bilinç ve ödevdir. Anadolu’dan mektuplar gelir İstanbul’a. Bunlara bigâne kalamazsınız. Ben de Adana’da lise öğrenciliğimden başlayarak İstanbul’a, Ankara’ya mektuplar gönderirdim. İşte böylesi yeni gelen mektuplardan birisini okuyucularımla paylaşmak istedim. Erdoğan Özegen benim hem kadim bir dostumdur hem de Milletvekilliği döneminde beş yıl Ankara’da beraberliğimiz söz konusudur. Söz konusu mektubun, seçim öncesinde, bu süreçte yayınlanması doğru olur kanaatindeyim. 12 Mart 2015 tarihli
Ahmed Selim Yılmaz imzalı mektubu bu günkü köşemde okuyucularımla paylaşmak istedim. İzan sahipleri için her sözün, her kelimenin, her nefesin anlamı yücedir. Her şehirde böylesi çabalar kadim ve köklü devlet algısını, sorumluluğunu daha da geliştirir Yeni Türkiye’nin birlikte ve beraberce Büyük Türkiye vurgusuna katkı sağlar ümidiyle;
“… Erdoğan Özegen (Niğde’nin Erdoğan’ı), Aday Adaylık Müracaatını İl, ilçe başkanlıkları, bağlı bütün birimler, belediye başkanları ile vatandaşların tıklım tıklım doldurduğu İl teşkilatında, mahşerî bir kalabalığın huzurunda ilan etmişti. Özegen'in aday adayı olacağını duyan herkes oradaydı. Özegen'in konuşmasından sonra, Başkan Faruk Akdoğan destek konuşması yapmıştı. Sonra Bor Belediye başkanı Sıtkı Erat... Sonra AK Partili diğer Belediye Başkanları...
Beyanatların arasında Faruk Akdoğan ile Sıtkı Erat'ın sözleri özellikle dikkat çekiciydi. Başkan Akdoğan -nihaî tahlilde- "Ben tarafım. Özegen'den yana olduğumu artık açık ve net olarak söylüyorum. Çünkü Özegen'in nasıl hizmet ettiğini daha önce gördük." demişti. Erat ise "Ağustos'ta milletin adamını milletin başına getirdik. Önümüzdeki Haziran'da da milletin adamını Niğde'nin başına getireceğiz." demişti. Sözü biten, mikrofonu bir başkasına devretmiş, destek açıklamalarının ardı arkası kesilmemişti... Sevgi, heyecan, umut, coşku, sevinç, gözyaşı, hepsi âdeta Yeni Niğde tablosunu oluşturmak için tuvale düşüyordu. Tablo heyecan vericiydi. Niğde medyası ise bu haberi “Erdoğan Özegen Geliyor” manşetiyle duyurmuştu.
Ben bu yazıyı, Mart 2015’in ilk günlerinde yazmıştım… Küçük değişiklikler haricinde yazı, esas itibarıyla aynıdır. Önem verdiğimiz husus, sosyolojik bir paradigmaya dayanan bir siyasetin ve bir siyasetçinin tahlil edilmesi ve değerlendirilmesidir…
AK Parti genel siyaset düsturlarıyla yerel siyaset düsturlarının örtüşmesi halinde milli iradenin daha kuvvetle temsil edileceği, yaygınlaşacağı ve meşruiyetinin daha da kök salacağı neticesini vurgulamaktadır.
Bu tablo sıra dışıdır, siyaset dünyasında çok fazla görülmeyen ve nadirattan diyebileceğimiz bir tablodur. Çünkü bir şehrin tarihinde bir partinin ve ildeki bütün temsilcilerinin ve o partiye gönül verenlerin bir isim üzerinde ittifak etmeleri her zaman görülebilen bir hadise değildir. O isim açısından ömür boyu bir iftihar ve şükür sebebi olan bu ender vaziyetin daha da enderi ise listenin kesinleşmesi bir tarafa, henüz son müracaat tarihi bile bitmeden bütün partililerin o ismi yüksek sesle, açıktan söylemeleri, "taraf" olduklarını ilan etmeleridir. Sıra dışından da sıra dışı, en sıra dışı bir hal. İşte Erdoğan Özegen'in müracaatında olan da budur. Görünen o ki Niğde'de AK Partiye gönül veren herkes, Erdoğan Özegen etrafında "yek pare" bir kenetlenmeyle bir "blok" oluşturmuştur. Özegen, Niğde AK Parti'yi kendi içinde birleştirip bütünleştiren, tek yürek haline getiren nevi şahsına münhasır bir lider olmuştur. Gönül ister ki bütün şehirler böyle olsun. Özegen'in birleştirici vasfının temellerine baktığımızda, bunun, Özegen'in karakterine ve mazisine bağlı olarak oluştuğunu görüyoruz. Özegen, AK Parti düşüncesinin ortaya çıkması, gerçekleşmesi, teşkilatlanması süreçlerinde Kurucu Lider Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında bulunmuş az sayıda kurucu-çekirdek şahsiyetlerden biri. Özegen, bu süreçte Niğde'de partiyi kurmuş, başkanlığını yaparak kurumsallaştırmıştır. İlk seçimlerde de Niğde Milletvekili olarak görev yapmıştır. Ankara’da etkili bir milletvekilliği yapan Özegen, "liyâkât" esaslı atamalarla Niğde bürokrasisinde de etkisini göstermiştir. Kurucu Liderliğini dirayet, hitabet, çalışkanlık, özveri, tevazu gibi hasletlerle taçlandıran Özegen; saygın, etkin ve uyumlu profiliyle hem Niğde siyasetindeki dengeyi sağlamış hem de "iş bitirici" özelliğiyle 2002-2007 yılları arasında Niğde'nin yatırım bakımından şaha kalktığı bir döneme damgasını vurmuştur.
Otoyol, toplu konut, sosyal hizmetler, köydes gibi alanlarda hizmetler sıfır noktasında iken Özegen Dönemi ile birlikte çok yüksek bedelli projelerin ilk kez hazırlanıp sonuçlandırıldığını, diğer alanlarda ise önceki döneme göre 2, 3, 4 ve daha yüksek katlarda yatırımlar yapıldığını, devasa projeler hazırlandığını görmekteyiz. Niğdelilerin Özegen sevgisi, bu gerçek temele dayamaktadır. Özegen'in her yerde bir sevgi seliyle karşılanması da bu sebeptendir. Niğdeliler, Özegen'i sevmiştir. O'nun çalışkanlığını sevmiştir.
Niğde'yi kalkındırmasını, tuttuğu işi koparmasını, bürokrasideki etkinliğini sevmiştir. Bu kadar sevginin O'nu şımartmamış olmasını, tevazuundan bir şey kaybetmemesini, Niğdeliyle aynı türküyü söylemesini, bakarken gönül gözüyle bakmasını, konuşurken gönül diliyle konuşmasını sevmiştir. Özegen milletvekili olmadığı zamanlarda da Niğdeliler tarafından aynı teveccühle, aynı sevgi seliyle karşılanmıştır. Çünkü Özegen daima milletten yana, Tayyip Erdoğan'dan yana olmuştur.
Özegen Tayyip Erdoğan'la çıktığı yoldan geri dönmemiş, O'nu yarı yolda bırakmamış, cesaretiyle, güçlü hitabetiyle sözünü ulaştırabileceği herkese ulaştırmıştır. Bu sebeple Özegen, Niğdeliler'in gönlüne taht kurmuştur...”
Anadolu, yüreğinde insanımızı pişirmeyi sürdürüyor. Erdoğan Özegen nezdinde bütün şehirlere düşen ödev bellidir. Ya ülkemiz büyümeyi sürdürecek ya da ellerimizle kazandıklarımızı çarçur edeceğiz. Gerçekler her daim acıdır, ama gerçek gerçektir.
Allah her bir bireyimize izan versin. İşte böyle geliyor gelince mektuplar vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.