Ali Osman Gündoğan

Ali Osman Gündoğan

Kenan Evren mi?

Kenan Evren mi?

Doğ­du, as­ker ol­du ve öl­dü. Ken­di­si­ne gö­re kir­li gör­dük­le­ri­ni kan­la te­miz­le­mek is­te­di.

Ar­ka­sın­da gö­zü yaş­lı hiç kim­se bı­rak­ma­dı. Ha­ya­tın­da göz­ya­şı dö­kül­me­si­ne se­bep olan­la­rın ka­de­ri, öl­dük­le­rin­de ar­ka­la­rın­da göz­ya­şı dö­ke­cek in­san­la­ra sa­hip ol­ma­yış­la­rı­dır. 

Pek çok in­sa­nın ölüm fer­ma­nı­nı im­za­lar­ken eli tit­re­me­yen, vic­da­nı sız­la­ma­yan, ada­le­ti adam öl­dür­me ko­nu­sun­da sa­yı­sal eşit­lik­ten iba­ret gö­ren bir be­yin, ru­hi­lik­ten, ma­ne­vi­lik­ten, mer­ha­met­ten, in­san ca­nı­na kıy­ma­nın ne ol­du­ğun­dan, ana-ba­ba his­si­ya­tın­dan na­si­bi­ni al­ma­mış taş gi­bi, odun gi­bi bir var­lı­ğa denk ge­le­bi­lir­di an­cak.

12 Ey­lül 1980, ak­lı­ma ve vic­da­nı­ma bü­tün ka­ra­lı­ğı ile ka­zın­mış bir gün, son­ra­sın­da ya­pı­lan­la­rı ise bir mil­le­tin ge­le­ce­ği­ni alt-üst ede­cek ve in­san­la­rın ölü­mü­ne, iş­ken­ce­le­re ma­ruz bı­ra­kıl­ma­la­rı­na, ce­za­ev­le­rin­de pe­ri­şan gün­ler ge­çir­me­le­ri­ne, ai­le­le­rin yı­kım­la­rı­na, ru­hi den­ge­si­ni yi­tir­me teh­li­ke­siy­le yüz yü­ze gel­miş in­san­la­rın iş­siz, güç­süz bı­ra­kıl­ma­la­rı­na ne­den olan bir gün.

Üni­ver­si­te üçün­cü sı­nı­fa baş­la­ya­ca­ğım yıl, genç­li­ği­mi­zin bü­tün he­ye­ca­nı ve ha­re­ket­li­li­ği için­de bir­den bi­re her kö­şe ba­şın­da eli si­lah­lı as­ker­ler­le kar­şı­laş­ma­ya, fa­kül­te ka­pı­sın­da si­lah­lı as­ker­le­rin kim­lik kon­tro­lü yap­ma­la­rı­na, yurt­lar­da on­la­rın nö­bet tut­ma­la­rı­na alış­mak hiç de ko­lay de­ğil­di. Bir mil­let na­sıl sı­ra­ya di­zi­lir, bo­yun­lu ka­zak üze­ri­ne bi­le na­sıl kra­vat ta­kı­lır, saç-sa­kal-bı­yık için han­gi öl­çü­ler ge­çer­li­dir, bir­bi­ri­ne düş­man ha­li­ne ge­ti­ril­miş iki genç na­sıl da ay­nı oda­da bir­bir­le­ri­ne mah­kûm ve muh­taç ha­le so­ku­lur; in­san­la­rı adam (!) et­me­nin çı­kar yo­lu ola­rak baş­ka çö­züm­le­ri ol­ma­yan­la­rın ha­zır­la­dı­ğı Ana­ya­sa ile YÖK ile na­sıl da bir mil­le­tin ha­fı­za­sı, dü­şün­ce­si, ide­al­le­ri yok edi­lir; sor­gu­lar es­na­sın­da en ya­kın ar­ka­da­şı­nı ele ver­mek ve aley­hin­de ko­nuş­mak için han­gi iş­ken­ce usul­le­ri ile mu­ame­le edi­lir, han­gi ha­ka­ret edi­ci söz­ler kul­la­nı­lır ve in­san­la­rın mu­kad­des bil­dik­le­ri, na­mus ad­det­tik­le­ri hu­sus­lar na­sıl da ayak­lar al­tı­na alı­nır? İş­te bü­tün bun­lar bi­zim genç­li­ği­mi­zin tra­jik bi­rer tec­rü­be­si idi. 

Oku­ma-yaz­ma bi­le bil­me­yen ana­la­rı­mı­zın, biz­le­re hiç his­set­tir­me­den ki­tap­la­rı­mız için­den pek ço­ğu­nu “bel­ki bu ki­tap­lar yü­zün­den ev­la­dı­mın ba­şı­na bir iş ge­li­r” di­ye yak­tı­ğı­na şa­hit olan bir ne­si­liz biz. Sos­yo­lo­ji ile sos­ya­liz­mi ka­rış­tı­ran ce­za­evi gö­rev­li­le­riy­le ve as­ker­ler­le mu­ha­tap olan bir ne­si­liz biz. Boş bı­ra­kıl­dık­la­rın­da si­ya­set ile il­gi­le­ni­yor­lar di­ye YÖK ile bir­lik­te “a­buk-sa­bu­k” ders­ler­le va­kit ge­çir­me­si sağ­la­nan bir ne­sil ye­tiş­ti­ren an­la­yı­şa sa­hip eği­tim sis­te­mi in­şa eden kral­dan çok kral­cı­lar­la mu­ha­tap olan bir mil­le­tiz biz. Ken­di in­san­la­rı­nı, fik­ri-zik­ri ne olur­sa ol­sun, et­nik kö­ke­ni-inan­cı ne olur­sa ol­sun bü­tün in­san­la­rı­nı suç­lu gö­ren bir an­la­yış­la mu­ha­tap olan bir mil­le­tiz biz.  “Fik­ri ik­ti­dar­da ken­di­si mah­kûm ola­n” sö­zü­nü söy­le­ten bir uy­gu­la­ma­ya mu­ha­tap olan bir ca­mi­ayız biz. Me­ğer asıl he­def, ön­ce fik­ri mah­kûm et­mek ve son­ra da öl­dür­mek­miş. Çün­kü sağ­cı­sıy­la- sol­cu­suy­la “ü­ze­rin­den tank geç­me­ni­n” ne ol­du­ğu­nu geç de ol­sa an­la­yan bir mil­le­tiz biz.

He­de­fi göz­da­ğı ver­mek olan ve fi­kir ile ey­lem­le­ri ada­let ve hak­ka­ni­yet te­ra­zi­sin­de tart­ma zah­me­tin­de bu­lun­ma­yan bir zih­ni­yet, bü­tün il­kel­li­ği ile bu mil­le­tin ev­lat­la­rı­na çul­lan­dı­ğın­dan be­ri ge­çen bun­ca za­man içe­ri­sin­de ha­la tor­tu­la­rı­nı de­vam et­ti­ren bir an­la­yı­şın in­şa edi­ci­si­nin ölü­mü­ne el­bet­te üzü­len ol­ma­ya­cak­tır. Ama asıl üzün­tü, ta­ri­hi pek çok in­san için kö­tü­lük­ten iba­ret gör­me­ye im­kân ve­ren in­san­lar­la, can alı­cı­lar­la, dik­ta­tör­ler­le ay­nı dün­ya­yı pay­laş­mak ve on­la­rın bü­tün zu­lüm­le­ri­ne şa­hit ol­mak­tır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Osman Gündoğan Arşivi