Ali Osman Gündoğan

Ali Osman Gündoğan

HDP Türkiye Partisi mi?

HDP Türkiye Partisi mi?

HDP’nin Türkiye partisi olduğunu gösterme çabaları, nihayet gerçeğin hiç de böyle olmadığı şeklinde bir sonuca ulaştı. Elbette HDP’nin, sadece bir bölge insanına ve o bölgedeki etnisiteye hitap eden Marksist söylemlere sahip bir parti olmasındansa sol söylemlerle bütün Türkiye’ye hitap eden bir parti olmasını istemeyen yoktur. Hatta bu toprakların ruhuna yabancı olmayan, yerli ve ruhçu bir sosyalizm etnisite ve ırkçı takıntılardan kurtulmuş bir sol siyaset, namuslu ve dürüst hareket ettiği takdirde başarılı da olabilir. Oysa bizdeki sosyalistler, maalesef kendilerini materyalist bir Marksizm’den kurtaramıyorlar. Mevcut durumuyla HDP, niçin bir Türkiye partisi olmaktan uzakta bulunuyor? 

Öncelikle HDP’nin böyle bir arzusu yok gibi görünüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında gösterdikleri tavrı inatla devam ettirmeleri gerekirken tam tersini yapıyorlar. Çünkü HDP, PKK ile olan bağını koparabilecek bir cesarete sahip görünmüyor. Zira PKK, bir terör örgütü. HDP, PKK ile olan bağı nedeniyle şiddeti, terörü ve teröristi kınayamıyor. PKK ile Devlet arasındaki gerilimden besleniyor. PKK gibi bir terör örgütünün olmadığı bir Güney Doğu Anadolu’da, HDP’nin o bölge insanına, sahip olduğu ideoloji gereği söyleyebilecek hiçbir sözünün olabileceği de mümkün görünmüyor.

Demirtaş’ın, Kürtlerin kendi vatanları olan Kürdistan’ı Türkiye’ye katarak fedakârlık yaptıklarını söylemesi, Misak-Milli ile olan sorunlarını da gün yüzüne çıkarıyor. Özerklik ve özyönetim talepleri, varlık nedenlerinin bütün Türkiye değil ama sadece Kürtler olduğu gerçeğini de açığa çıkarıyor. Bundan dolayı da PKK ile olan ilişkisini sonlandırabilmesi pek mümkün görünmüyor. Hatta teröristlerin cenazelerine katılmaları, tabutlarını taşımaları, teröristlerin cenazelerine katılmayan milletvekilleri hakkında olumsuz düşünüp onları tehdit etmeye kadar varmaları, bunun en açık ifadesidir.

Ankara’daki saldırının ardından Demirtaş’ın konuşmaları, devleti katil olarak nitelemesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakkındaki şuuraltını ifşa ediyor.

Bütün Türkiye’ye hitap edecek ve Türkiye partisi olmayı hedefleyecek olan bir partinin, ister sağ ister sol görüşlere sahip olsun, Türkiye’nin devlet olarak sahip olduğu değerlere karşı muhakkak surette bağlı ve saygılı olması gerekir. Bayrak ve İstiklal Marşı, iki önemli bağlılık ve saygı gösterilmesi gereken değerdir. HDP, gerek parti olarak gerekse kendilerine gönül vermiş olan üyeleri olarak bu iki değerle sorunlu bir ilişki içerisindedir. Yapmış oldukları etkinliklerinde Bayrak ve İstiklal Marşına karşı mesafeli durmaları, geleneksel devlet teamülleri dışında hareket ederek kendilerini Bayrak ve İstiklal Marşının dışında tutmaları onların Türkiye partisi olmak istemediklerinin bile bir göstergesi olarak nitelenebilir. Sahip oldukları tavırlar, bölgeselliğin dışında bazı marjinal kişiler ve guruplar dışında hiç kimseye hitap edebilecek gibi görünmüyor.

PKK’nın, seçim öncesi tek taraflı eylemsizlik kararı almak gerekçesi olarak 1 Kasım’da HDP’nin ikinci bir zafer kazanmasına katkıda bulunmak düşüncesi içerisinde olması, HDP’nin bulunduğu durumu ifade etmesi bakımından yine önemli bir gösterge olarak zihinlerimize kazınıyor. PKK adına eylem yapılan yerde HDP, HDP adına eylem yapılan her yerde de PKK’nın varlığını göstermesi, aralarındaki bağa da işaret ediyor. Oysa siyasi başarı, terör ile beslenen bir hareket sayesinde kazanılamaz. Ancak ve ancak siyaset yaparak ve şiddeti tamamen reddedip “söz”ün değerini bilerek, söz ile diyalog sayesinde siyaset yaparak haklar savunulabilir. 

Kısacası, terör örgütleri siyasi hareketleri manipüle etmeye devam ettikleri sürece, siyasi hareketler inandırıcı olamaz ve bütün ülke sathına yayılamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Osman Gündoğan Arşivi