Recep Garip

Recep Garip

Kâinat Kitabı

Kâinat Kitabı

Ha­ya­tı­mız­da en çok önem­se­dik­le­ri­miz üze­ri­miz­de et­ki­si bu­lu­nan­lar­dır.  An­ne, ba­ba,  öğ­ret­men, top­lum için­de bir us­ta,  ma­hal­le ca­mi ima­mı, ilk ar­ka­daş, ilk dost, ilk oku­du­ğu­muz ki­tap ya da bir şa­ir, ya­zar, res­sam, mü­zis­yen, ilk sev­gi­li, ilk aşk hep unu­tul­maz­lar ara­sın­da yer alır. Bir ağa­bey bel­ki de bir ab­la hep önem­li­dir.

İn­san,  öğ­ren­me­ye baş­la­dı­ğı an­dan iti­ba­ren bi­ri­le­ri­ni çok se­ver ve et­ki­si bir ömür sü­rer. Ki­tap­lar­da, in­san ha­ya­tın­da ay­nen böy­le­dir. Bir ki­tap oku­dum ha­ya­tım de­ğiş­ti. Bir soh­be­te git­tim ha­ya­tı­mın dö­nüm nok­ta­sı oy­du. Bir şa­ir­le ta­nış­tım, iyi ki ona rast­la­mı­şım. İlk şi­iri­mi bir şai­re gös­ter­di­ğim­de­ki he­ye­ca­nım, ha­ya­tım­da ki şii­rin var­lı­ğı­na işa­ret­ti.  Ki­tap­lar­la olan ün­si­ye­ti­miz se­ma­vi din­le­re men­sup olu­şu­muz­dan­dır da. İs­la­m’­ın ilk em­ri olan “İk­ra­’= oku, se­ni ya­ra­tan Rab­bin adıy­la­” di­ye baş­la­yın­ca yüz­yıl­lar bo­yu in­san­lı­ğa yol gös­ter­miş bir me­de­ni­ye­tin var­lı­ğı da el­bet­te ki ilim­le, ir­fan­la, sa­nat­la, ede­bi­yat­la ve şi­ir­le olur. Bun­lar­sız me­de­ni­yet ol­maz. Bi­zim me­de­ni­ye­ti­mi­zin bir adı da “şi­ir me­de­ni­ye­ti­di­r”.

Ki­tap, bi­zi­mi için ha­yat öl­çü­sü­dür, yol gös­te­ri­ci­dir. He­de­fe ulaş­ma­mı­zın un­sur­la­rı­nı için­de ba­rın­dı­rır. Ne­şe­mi­zi, se­vin­ci­mi­zi, hüz­nü­mü­zü, bi­lin­ci­mi­zi, kav­ga­mı­zı, mü­ca­de­le­mi­zi, is­ti­ka­me­ti­mi­zi gös­te­rir bi­ze. Cen­ne­tin ve ce­hen­ne­min yol ha­ri­ta­sı ki­tap­lar­da giz­li­dir. Ki­tap, eş­ya­dan iti­ba­ren, ha­ya­tın bü­tü­nün­de do­kun­du­ğu­muz ve gör­dü­ğü­müz, bü­tün mev­sim­le­rin de­ği­şen ve dö­nü­şen her al­nın­da var­lı­ğı­nı gör­dü­ğü­müz ve bil­di­ği­miz un­sur­la­rı için­de ba­rın­dı­rır. Bil­me­dik­le­ri­mi­zi öğ­re­tir. Bil­dik­le­ri­mi­zi onay­lar ve ye­ni alan­la­rın var­lı­ğın­dan da ha­ber­dar eder.

Ço­cuk­luk yıl­la­rım­da al­dı­ğım en bü­yük ar­ma­ğan ba­ba­mın ba­na ge­tir­di­ği ki­tap­lar­dı. Bir sü­re­dir ben­den do­kun­ma­mı bek­le­yen, on­la­ra sı­ca­cık ba­kış­la­rım­la say­fa­la­rı ara­sın­da ün­si­yet oluş­tur­ma­mı göz­le­yen epey ki­tap­la­rım oluş­tu. “A­sı­r” ki­tap­la­rın­da ta­ze­cik oku­ma­lar için ha­zır­lan­mış olan “Mız­rak­lı İl­mi­ha­l” genç­li­ğin el ki­ta­bı ola­bi­le­cek bir ekip ça­lış­ma­sı­dır. Ki­ta­bın ilk say­fa­sın­da şöy­le so­ru­yor; “Bi­lir mi­sin “il­mi­ha­l” ne­dir? Ölüm ile ilim et­me­ye­nin elem ile hal ol­ma­sı­dı­r” di­ye­rek baş­lı­yor. Prof. Dr. Mus­ta­fa Özel, Ömer Öz­de­mir, Ömer Gö­kalp ve Sü­ley­man Do­ğa­n’­dan olu­şan bir ekip ha­zır­la­mış. “A­sı­r”­ın ki­tap­la­rı bi­zim li­se­li yıl­la­rı­mız­da var olan 1970’li yıl­la­rı anım­sa­tı­yor. Gü­nü ta­kip et­me­li ya­yı­ne­vi di­ye dü­şü­nü­yo­rum. “Ca­nım Kar­de­şim Re­ce­p’­e iki ci­han sa­ade­ti­” di­lek­le­riy­le di­ye im­za­la­mı­şÖ­mer Öz­de­mir ki­ta­bı. Evet, Or­ta­okul, li­se ve Ku­ran Kur­su öğ­ren­ci­le­ri da­ha­sı bü­tün genç­li­ğin oku­ma­sın­da ya­rar gör­dü­ğüm bir eser bu. “Al­la­h’­ın bü­tün pey­gam­ber­ler ara­cı­lı­ğıy­la gön­der­di­ği di­nin adı “İs­la­m”­dır. İs­lam, ina­nan­la­rı hem bu dün­ya­da hem de ahi­ret­te mut­lu­lu­ğa ulaş­tı­ra­cak din­di­r….” di­ye sü­rü­yor ki­tap. Ay­nı ya­yı­ne­vin­den yi­ne Ömer Öz­de­mi­r’­in ar­ma­ğa­nı olan ve adı­ma im­za­la­dı­ğı ikin­ci ki­tap ise “Pey­gam­ber Efen­di­miz-Bin­ler­ce se­lam ol­su­n” Ah­met Cev­det Pa­şa­’ya ait­tir. 19. Yüz­yı­lın en önem­li dev­let adam­la­rın­dan bi­ri­si olan Ah­met Cev­det Pa­şa, bi­lim ada­mı, ta­rih­çi, hu­kuk­çu ve şa­ir­dir.

“Me­cel­le­”yi Rah­met­li Prof. Dr. Os­man Öz­türk ho­ca­mın ka­le­min­den oku­duk. İki asır­dır İs­lam coğ­raf­ya­sın­dan “Me­cel­le­” İs­lam Hu­ku­ku ala­nın­da ye­ri dol­du­ru­la­ma­yan bir di­sip­lin ile şe­r’­i pren­sip­le­re bağ­lı ka­la­rak ya­zıl­mış bir eser­dir. Dö­ne­min­de bir­çok Ba­kan­lık­la­rı yü­rüt­müş bir ilim ada­mı­mız­dır. “Ta­ri­hi Cev­de­t” on iki cilt­lik bir eser­dir. Dö­ne­min res­mi ta­rih­çi­si ol­ma­sıy­la si­ya­si ana­liz­le­ri­ni ka­le­me al­dı­ğı “Te­za­ki­ri Cev­de­t” önem­li­dir. Unu­tul­ma­ma­lı­dır ki Türk­çe­mi­zin ilk dil bil­gi­si ku­ral­la­rı­nı ya­zan ve ki­tap­laş­tı­ran “Ka­va­idi Os­ma­niy­ye­” isim­li ese­riy­le de ufuk­lar açan­dır. “Kı­sa­sı En­bi­ya­” rah­met­li ba­ba­mın kü­tüp­ha­ne­sin­de baş eser­ler­den­di. Çok okum­lar yap­tı­ğı­mı­zı ha­tır­la­rım. Pey­gam­ber kıs­sa­la­rı ve İs­lam ta­ri­hi ko­nu­sun­da da ya­zar ol­duk­ça ve­lut eser­ler üret­miş­tir. İlk ka­dın ro­man­cı­mız ka­bul edi­len Fat­ma Ali­ye Ha­nı­m’­ın ba­ba­sı da Lof­ça­lı Ah­met Cev­det Pa­şa­’dır. “Pey­gam­ber Efen­di­mi­z” böy­le bir ya­za­rın ka­le­min­den an­la­tıl­mış eser­ler­den­dir. Ye­ni ye­tiş­mek­te olan bü­tün mil­le­ti­mi­zin ev­lat­la­rı­nın oku­ma­sın­da ya­rar gör­dü­ğüm bir ça­ba­dır. Ömer Öz­de­mir ve Ömer Gö­kal­p’­i ça­ba­la­rı için de­ğer­le­ri­miz adı­na mü­te­şek­ki­rim.

Sı­ra­da ki eser ise; “Er­dem­li Top­lu­mun İn­şa­sı­” Doç. Dr. Şa­hin Gü­ven ho­ca­ya ait. 11 Ka­sım 2014 yı­lın­da adı­ma “Muh­te­rem Ağa­be­yim Re­cep Ga­rip Be­y’­e da­reyn saa­det­le­ri di­le­ri­m” di­ye­rek im­za­la­mış­tı. Hu­cu­rat Su­re­si­nin tef­si­ri­dir. Er­ci­yes Üni­ver­si­te­si İla­hi­yat Fa­kül­te­sin­de gö­rev ya­pı­yor. Mı­sır el Ez­her­de li­sans yap­mış Şa­hin ho­cam. Tak­dim ya­zı­sı­nı Prof. Dr. M. Ze­ki Du­ma­n’­dan oku­yo­ruz. Sö­ze şöy­le baş­lı­yor; “Ku­ra­nı ke­rim, Al­lah ke­la­mı­dır. Ar­ş’­tan ar­za uza­tıl­mış sağ­lam bir ip; tu­ta­nan hiç­bir eli, as­la boş­ta bı­rak­ma­yan kop­maz bir kulp­tur. O tüm in­san­lar ve bil­has­sa mut­ta­ki­ler için doğ­ru yo­lu gös­te­ren bir kı­la­vuz­dur. Ona uyan iki ci­han­da da ger­çek ba­şa­rı­ya ula­şır..” “İn­san­la­ra du­ra du­ra oku­ya­sın di­ye Biz o Ku­ra­nı bö­lüm­le­re (ayet ve su­re­le­re) ayır­dık ve pey­der­pey in­dir­di­k” İs­ra 106. Aye­ti ke­ri­me böy­le. Hu­cu­rat su­re­si­nin tef­si­ri ge­le­nek­sel su­re­ler tef­si­ri­ne ye­ni bir alan açı­yor kuş­ku­suz. Mah­mut Sa­mi Ra­ma­za­noğ­lu (ks. Haz­ret­le­ri­nin) Fa­ti­ha ve Ba­ka­ra Su­re­si Tef­si­ri­ni de ha­tır­lı­yo­rum. “Hu­cu­rat su­re­si top­lam on se­kiz ayet­ten iba­ret­tir.

Su­re­de ge­nel iti­ba­riy­le ada­bı mu­aşe­ret­ten söz edil­mek­te­dir. Ke­sin­lik­le bu gün en çok da ih­ti­ya­cı­mız olan şey­dir edep ve ter­bi­ye usul­le­ri. Yüz­yıl­la­rın için­den bes­le­ne­rek ge­lir dav­ra­nış­lar, ge­le­nek­ler. İs­lam kül­tü­rü, coğ­raf­ya­da var olan in­san­la­rı­mı­zı böy­le eğit­miş­tir. Şa­hin Gü­ven ho­ca, Me­lik­ga­zi Kay­se­ri de yaz­mış ki­ta­bı­na ön­sö­zü. Şeh­rin mu­kim­le­rin­den bi­ri­si­dir. Öz söz­de şöy­le söy­lü­yor; “Ku­r’­an, su­re­le­re, su­re­le­rin de pa­saj­la­ra ay­rı­la­rak okun­ma­sı, İla­hi vah­yi da­ha iyi an­la­ma­yı, özüm­se­me­yi ve in­san­la­rın hem bi­rey­sel hem de top­lum­sal ha­yat­la­rın­da uy­gu­la­na­bi­lir ol­ma­yı ko­lay­laş­tır­mak­ta­dı­r… Oy­sa in­san­la­rın inanç­la­rı hiç­bir za­man sa­de­ce ken­di­le­ri­ni il­gi­len­di­ren ki­şi­sel bir ko­nu de­ğil­dir.

Çün­kü inanç de­nen şey, sa­de­ce ona ina­nan ki­şi­yi de­ğil, ay­nı za­man­da için­de ya­şa­dı­ğı top­lu­mu da il­gi­len­di­ren ve ah­la­ki so­nuç­la­rı olan bir ey­lem tü­rü­dü­r…­”  Ki­tap, an­la­tı­mı, di­li ve ge­tir­di­ği açı­lım­lar iti­ba­riy­le oku­nul­ma­sı icap edi­yor. Her ev­de Hu­cu­rat su­re­si­nin iyi an­la­şıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­yo­rum. Çün­kü in­san dav­ra­nış­la­rı, bi­rey­sel de­ğil top­lum­sal bir ha­fız­da­dır. Şa­hin Gü­ven, bu­nu yap­ma­yı de­ne­miş­tir.

“Ye­ni Ede­bi­yat Yap­ra­ğı­” 7 ve 8. sa­yı­lar (ya­ni ka­sım –a­ra­lık, ocak-şu­bat) elim­de. 4.sü ge­çek­leş­ti­ri­len Ma­lat­ya Ana­do­lu Ki­tap Fua­rın­da ba­na tak­dim edil­di. Uzun yıl­lar ön­ce­si­ne da­ya­nır Ali Hay­dar Tuğ­kar­de­şim­le be­ra­ber­li­ği­miz. Yıl­lar­dır gö­rüş­me­sek de hep bil­dik, ta­kip et­tik bir­bi­ri­mi­zi, ya­pıp et­tik­le­ri­mi­zi. Şii­ri, der­gi­ci­li­ği, ya­zı­yı ve ki­ta­bı önem­se­dik. Ki­tap­la­ra iman et­me­nin bir ge­re­ğiy­di önem­se­me­miz. Der­gi­yi da­ha ön­ce­de alıp oku­muş­tum. Ma­lat­ya Ki­tap Fu­arı­na bu se­ne 260 Ya­zar ka­tıl­mış. Yet­ki­li­le­re Ana­do­lu Ya­zar­lar Ku­rul­ta­yı ya­pa­lım önü­müz­de­ki yıl di­ye tek­lif et­tim. Sa­det­tin Kap­lan, Ebu­be­kir Su­ba­şı, Mi­ne İz­gi, Sev­da Kı­deyş, Ser­kan Dur­muş ve ben­de­niz de Pa­ra­doks-Tür­dav ve Çe­lik stant­la­rın­day­dık. Ya­zar­lar­dan Yu­suf Asal, Erol Af­şin ve Ömer Fa­ruk Hüs­mül­lü ile de bir­lik­tey­dik. Kah­ra­man­ma­ra­ş’­ta bir di­re­niş öy­kü­süy­le çı­kı­yor his­si ben­de hâ­kim. Bü­tün Ana­do­lu­’da ya­yın­la­nan der­gi­ler hat­ta İs­tan­bu­l’­da ya­yın­la­nan kül­tür, sa­nat, şi­ir der­gi­le­ri­nin du­ru­mu da pek fark­lı de­ğil­dir. Ha­mi­si yok­tur. Der­nek der­gi­le­ri­ne ben­ze­mez. Üc­ret­siz da­ğı­tıl­maz, top­tan­cı­lık ya­pıl­maz kül­tür sa­nat der­gi­ci­li­ği. Şa­ir­le­rin ce­bin­de­ki son ku­ruş­la çı­kar der­gi­ler, aç­lık pa­ha­sı­na oku­yu­cu­su­na ula­şır, yü­rek­le, emek­le ula­şır. Emek kut­sal­dır ve alın te­ri­dir onu kut­sal kı­lan.  Kim­se­siz­lik için­de var­lık mü­ca­de­le­si bir aşk ile sü­rer ve gi­der. Bu­na se­bep­tir ki şii­rin hep can­lı dur­ma­sı, he­ye­can­lı dur­ma­sı, ba­şı dik dur­ma­sı, şa­iri­nin öz­gür­lü­ğü­ne ca­nı­nı fe­da ede­cek dü­zey­de dur­ma­sı, has­bi ve yal­nız­ca bir ödev bi­lin­ciy­le ya­pı­lı­yor ol­ma­sı kut­sal bir an­lam ta­şır. Abo­ney­le ya­şar der­gi­le­ri­miz. Oku­yu­cu­su­nu ken­di­si bu­lur, ya­za­rı­nı ken­di­si ye­tiş­ti­rir. Der­gi­ler, dev­ri­nin yağ­mu­ru, ba­ha­rı, şim­şe­ği ve gök gü­rül­tü­sü­dür.

Ede­bi­yat Yap­ra­ğı­’nın 7.sa­yı­nın “Es­se­la­m”­ın da “ye­din­ci sa­yı­mız­da­yız şü­kür­ler ol­su­n” di­ye sö­ze gi­ri­yor. İler­le­yen sa­tır­lar­da ise; “Öy­le bir çağ ki, “sap­la sa­ma­nın ka­rış­tı­ğı, Ma­raş de­yi­miy­le “Bat­ma­nın ça­ğı­la ka­rış­tı­ğı­”, Ça­ğı­lın her ta­şı­nın “bat­ma­n” ol­du­ğu bir ça­ğın için­de bo­ğu­lu­yo­ruz. Ema­net kim­lik­ler cüz­da­nı­mız­da..” Ali Hay­dar Tu­ğ’­un yö­ne­ti­min­de “E­de­bi­yat Yap­ra­ğı­”nın ka­pak­la­rı da dik­kat çe­ki­ci. 7. Sa­yı­nın ka­pa­ğın­da rah­met­li Ye­di Bil­ge­’den “Ye­di Gü­zel Ada­m”­dan bi­ri olan Ala­ed­din Öz­de­nö­re­n’­in bir bey­ti yer­leş­ti­ril­miş;

“Çe­ki­lin­ce kal­bi­min su­la­rı
Ge­ri­ye sen­den baş­ka ne ka­lı­r” di­yor. Otur şim­di Ala­ed­din Öz­de­nö­ren der­si yap. Öz­de­nö­ren şii­ri özel bir şi­ir­dir. Üze­rin­de du­rul­ma­sı, ça­lı­şıl­ma­sı, etüt­ler ya­pıl­ma­sı, ge­ri­ye dö­nük oku­ma­lar ger­çek­leş­ti­ril­me­si, fel­se­fe ve man­tık bi­lin­me­si icap eder. Türk Di­li bö­lü­mü ho­ca­la­rı­nın mut­la­ka dok­to­ra ça­lış­ma­la­rı yap­tır­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­rüm. 8. Sa­yı­nın ka­pa­ğı­nay­sa rah­met­li Meh­met Akif İnan­mıs­ra­la­rı yer­leş­miş;
“So­yun­dum çi­le­ye dön­me­me­si­ne
Bi­len­dim ışık­tan göz­yaş­la­rıy­la
 
Acı­lar umu­du bul­du­rur bi­ze
Bir zır­ha bü­rün­düm bu ça­ğa kar­şı­”.

Akif İnan şii­ri de he­ce­yi bi­ze ta­şı­yan şi­ir­ler­dir. İçi do­lu olan, dü­şün­ce­si ağır olan, ha­ya­tı şu­ur­la ya­şa­ma­nın an­la­tı­sı olan, ga­ye­si, der­di, sev­da­sı, çi­le­si, aş­kı olan şi­ir­ler­dir. Mut­la­ka bu iki şai­ri özel kı­lan yan­lar­la yan ya­na du­ran ve ay­rı­lan yan­lar da yok de­ğil­dir. Der­gi­de isim­le­ri ge­çen bü­tün ka­lem­le­ri ya­za­ma­dı­ğım için ba­ğış­lan­ma­yı di­le­ye­rek; “A­li Hay­dar Tuğ, Ya­sin Mor­taş, Meh­met Gem­ci,  Ce­lal Ağ­yar, Mu­rat So­yak, İn­ci Oku­muş, Ab­dur­rah­man Adı­yan, Ta­lip Işık, İb­ra­him Er­yi­ğit, Da­vut Gü­ner, Arif Eren (ar­ka ka­pak­ta­ki ye­riy­le), Ha­ri­ka Ufuk, Ali Ke­mal Na­ça­roğ­lu, Meh­tap Al­tan, Nur Ze­lal Cey­lan­gi­bi isim­ler dik­kat çe­ki­yor. Ka­dim dost Ali Hay­dar Tu­ğ’­un yıl­lar­dan son­ra ku­cak­laş­ma­mı­zı sağ­la­yan un­su­run yal­nız­ca, ya­zı­ya, şii­re, der­gi­ci­li­ğe, kar­deş­li­ğe, inan­ca da­yan­dı­ğı­nı ve Ale­ma­ra ve Ye­ni Sı­la­der­gi­le­ri­ni iyi ki o gün­ler­de çı­ka­ra­rak anı­la­rı­mı­zı güç­len­dir­di­ği için Rab­bi­me şük­re­di­yo­rum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Recep Garip Arşivi