İktisat ve Maneviyat
Bilim insanları matematiği ahlak ve adaletin temeli olarak kabul ediyorlar.
Zira vicdan terazisini doğru okuyup adaletli hüküm vermek için matematik en önemli rehber…
Milli İttifak liderlerinin İstanbul’da medya yöneticileriyle bir araya geldiği toplantıda SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak’a, “ülkemizde son dönemde en önemli, en ciddi ve en öncelikli sorun olarak neyi tespit ettiklerini” sormuştum.
Anayasa yanında aynı zamanda iktisat profesörü olan Kamalak’ın cevabı, “İktisat ve ekonomik sorunlar. İşsizlik aldı başını gidiyor. Adaletsiz gelir dağılımı ve yoksulluk en büyük problem. Hiç şüphesiz eğer bu dönemde bir peygamber gelecek olsaydı mutlaka iktisat üzerine gelirdi.” şeklinde oldu.
Kamalak, daha sonra sözü siyasi hareketini “Önce ahlak ve maneviyat” ekseni üzerine kuran bir partinin genel başkanı olarak değerlerden kopuşa getirdi ve ahlakla ile iktisat arasındaki irtibatı anlattı.
Dün Türkiye Katılım Bankaları Birliği’nin davetlisi olarak Çırağan Sarayı’ndaki 14. Olağan Genel Kurulu’nu takip ettik.
Toplantı öncesi görüştüğümüz tüm işadamları ağız birliği etmişçesine istikrar ve güvene vurgu yapıyor. Hem içerden hem dışardan gelecek yatırımcının istikrar ve güvene baktıklarını dile getirdiler.
Genel Kurul’da Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da benzer konulara temas ederek konuşmasında, “güven ve istikrar”a geniş yer ayırdı.
Babacan güvene, öngörülebilirliğe ve sağlam bir hukuk çerçevesine olan gerekliliğe dikkat çektiği konuşmasında, “Bu döviz finansmanı, öyle Merkez Bankası’nın sağladığı likidite ile olmaz. Yeşil döviz gerekiyor, cari açık o demek. Kendi paramızla finanse edemiyoruz cari açığı, öyle bir sorun var. Ekonomi ancak güvenle işler. Bu çark ancak güvenle döner. Güven varsa, istikrar varsa bu çark döner. Güven ve istikrar zemini gevşediği anda, Allah korusun sıkıntı hızlı görülür. Ekonomik istikrar hızlı bozulur. Bunun uyarısını tekrardan yapmakta fayda görüyorum.” dedi.
Babacan’ın her zaman söylediği bir gerçek daha var: “Refah kaybından en fazla dar gelirli toplum kesimleri olumsuz etkileniyor.”
Yani zengin bir şekilde önlemini alıyor, işini yoluna koyuyor. Olan garibana oluyor.
Takip eden okuyucularımız fark etmişlerdir. Bizim gazete olarak öncelediğimiz kesim işte sesini duyuramayan o gariban kesim…
Ne dramlar yaşanıyor arka sokaklarda. Kimsesiz, çaresiz, insanlar; onurlarını, gururlarını düşünüp yutkunup susuyorlar.
Tabii bir de kendisini frenleyemeyen tuzu kuru arsızlar var.
Bu gün haberlerimizden okuyacaksınız.
Fotoğraflardan da anlaşıldığı üzere; havai fişek ve müzik eşliğinde Tarkan’ın konserinde coşan kalabalık meydana sığmayıp mezarlık üzerinde tepiniyor.
Beşiktaş Belediyesi, milletin vergileriyle topladığı paralardan popçu Tarkan’a 1,5 milyon verip şehitlerimizin kemiklerini sızlatıyor.
Diğer taraftan Arakanlı Müslüman mültecilerin teknede açlık ve susuzluktan hayatlarını kaybettiğine dair kahreden dram haberleri geliyor.
İslam coğrafyasında artık şiddet ve açlıktan ölüm haberleri adiyattan hale geldi.
Düşünen insanlar için 24 saatte o kadar çok ibret vesikası var ki…
Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, bir kez daha “Biz bu hale nasıl geldik?” demekten insan kendisini alamıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.