CHP çıldırmış olmalı!
Haksızlık etmem istemem ancak şunca yıllık ömrümde ilk kez CHP’nin bir proje açıkladığına şahit oldum desem, inanın başım ağrımaz. Ancak ben her şeye rağmen yine de iyi tarafından bakıp projenin, yıllar yılı eleştiregeldiğimiz geleneksel muhalefet anlayışının terk edilmesi noktasında atılmış önemli ve umut verici bir adım olarak görülmesi gerektiği kanaatindeyim. Gerçeklikten uzak ve hele hele bir CHP iktidarı tarafından gerçekleştirilmesi neredeyse imkansız gibi görünen proje, bu haliyle bile, yıllardır kendilerini “bir tek projeleri yok” diye eleştiren iktidar cenahında küçük çaplı bir paniğe yol açmış gözüküyor.
Proje açıklanır açıklanmaz Davutoğlu’nun “Merkez Türkiye tabirini önce ben kullanmıştım” çıkışı yapması, derme çatma da olsa projenin iktidar cenahında paniğe yol açtığının en önemli göstergesi. Davutoğlu’nun, projeyi detaylıca inceleyip daha esaslı reddiyeler yapmak yerine daha ilk elden “bunu önce ben yazmıştım” demesinin, projenin ciddi bir proje olduğu algısına hizmet ettiğini söylemeliyim.
Öte yandan CHP’nin proje açıklayacak duruma gelmesi de “Yeni Türkiye”yi bir nebze de olsa anladıklarını göstermesi bakımından önem taşıyor. Her ne kadar yıkık dökük de olsa bu projeyle CHP, 12 yılda bunca hizmet ortaya koyan bir partinin karşısında artık “irtica aldı yürüdü”, “laiklik elden gidiyor”, “Atatürk hafızalardan siliniyor”, “türban ilkokula indi” gibi teranelerle iktidar olunamayacağını gördüğünü ve daha da önemlisi bunu kabullendiğini ikrar etmiş oluyor. Bu yönüyle ben, CHP’nin, genel merkezine mescit açması ve başörtüsünün serbest bırakılmasına sessiz kalmasında olduğu gibi bu projenin de AK Parti’nin başarı hanesine yazılması gerektiğini düşünüyorum.
Gelelim projeye. Öncelikle projeyi duyar duymaz aklıma hemen Ecevit’in köy-kent projesi geldiğini söylemeliyim. Zaten sol kesimin -dini toplum hayatından silme projelerini saymazsak- memleket için geliştirdiği başka bir hizmetini ya da projesini gören, duyan da olmadı bugüne kadar. Hatırlıyorum, başbakan olduğu yıllarda Ecevit, Ordu’nun Mesudiye köyünde başlattığı projenin köylülükten kentliliğe geçişte sağladığı “başarı”yı överken “öyle ki köyde açılan bakkalın tabelasında bile ‘süpermarket’ yazıyor” demişti. Bu yönüyle –Hafezanallah birgün CHP kazara iktidara gelecek olsa- bu projenin akıbeti de köykent projesinden farklı olmayacak gibi.
Ben CHP’nin bu projesini reklamcı etkisiyle açıklıyorum. Malumunuz CHP, bu seneki seçim kampanyası için ünlü reklamcı Ali Taran ile çalışıyor. Türkiye’nin en başarılı reklamcılarından biri olan Taran, daha önce de, yüzde 7 oy alarak herkesi şaşırtan Genç Parti’nin seçim kampanyasını yürütmüştü. Zaten CHP’nin kampanyası dikkatle incelendiğinde Genç Parti’nin kampanyasıyla olan benzerlikler de rahatlıkla görülecektir. Bu sebeple son günlerde CHP’de değiş(miş gibi görün)en her şeyin Ali Taran’ın kontrolünde olduğunu söylemek, abartılı olmayacaktır. Görünen o ki Ali Taran, CHP’nin seçmen nezdindeki eksiklerini tespit ederek işe başlamış. Kampanyanın başından beri attığı adımlar da Taran’ın tespit ettiği işte bu eksikliklere dayanıyor.
Merkez Türkiye projesi örneğin, CHP’nin hiçbir proje geliştir(e)meyip memlekete faydalı olanlar da dahil her şeye -ama her şeye- muhalefet etmesinin en büyük problem olarak ortaya çıktığına işaret ediyor. Diğer önemli tespit de Kılıçdaroğlu’nun bugünlerde polemiğe girmekten ve sürekli kavga edip hakaret eden bir lider olarak anılmaktan kaçınması olarak görünüyor. Anlaşılan CHP, yıllardır iktidara namzet bile olamamanın çaresizliği ile “bu sefer de böyle deneyelim” modunda tüm ipleri Taran’a teslim etmiş.
Tüm bunların seçmen nezdinde nasıl karşılık bulduğu sorulacak olsa, alınacak cevap hiç de sürpriz olmasa gerek. Çünkü daha dün sokakları cehenneme çevirenleri alnından öpen bir liderin ve yola, köprüye, havaalanına karşı çıkan bir siyasi anlayışın bu ülkede iktidara gelme ihtimali de Merkez Türkiye projesini gerçekleştirme ihtimali de yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.