Ziya Müezzinoğlu

Ziya Müezzinoğlu

Ben sizin ittifak yapabilme ihtimalinizi sevdim

Ben sizin ittifak yapabilme ihtimalinizi sevdim

1 Kasım seçimleri için aday listeleri Yüksek Seçim Kuruluna teslim edildi. En büyük hayal kırıklığı şüphesiz uzunca bir süredir konuşulan ve heyecanla beklenen AK Parti-Saadet ittifakının gerçekleşmemesi oldu. İttifakın olmayacağı birkaç gün önceden açıklanmasına rağmen hem AK Parti hem de Saadet Partisi tabanı son dakikaya kadar umut ve heyecanla bekledi ancak listelerden bir ittifak müjdesi çıkmadı.

İttifakın neden gerçekleşmediği, görüşmelerde nelerin konuşulduğu ve anlaşmazlığın hangi noktalarda başgösterdiği önümüzdeki günlerde uzun uzadıya konuşulacak ancak bana göre bu konudaki ana sorumluluk, -kim ne derse desin- ittifakın büyük ortağı olması ve tam da Saadet Partisinin desteğiyle tamamlanabilecek bir oy desteğine ihtiyaç duyan taraf olması dolayısıyla AK Partiye aittir.

7 Haziran'dan bu yana oy oranının hala kritik seviyelerde seyrettiği görülen AK Partinin kendine güveni ürkütücü. Olayın en üzücü yanı ise yeniden ortaya çıkan güçlü bir Türkiye ihtimali karşısında içte ve dışta otuz iki kısım tekmili birden tüm düşmanların bir araya geldiği, korkunç planların yapıldığı ve dehşetli oyunların sahneye konduğu böylesi bir zaman diliminde aynı yolun yolcusu olan, A'li İmran Suresi 103. ayete muhatap iki hareketin küçük meseleleri aşıp bir ve beraber olamayışı. Oysa bu iki güç bir araya gelebilmiş olsaydı Saadet Partisinin yüzde 2'lik oyu sandığa yüzde 5'e varan bir bereketle ve artı 30-40 milletvekiline ulaşabilecek bir sinerji olarak yansıyacak ve koalisyon kabusu sona erecekti. Saadet Partisini seçim ittifakına ikna etmek, seçimden sonra el oğluna muhtaç olmaktan ve hiçbir ortak değere sahip olunmayan partileri koalisyona ikna etmeye çalışmaktan çok mu daha zor, anlamak mümkün değil.

İttifakın gerçekleşmemesinde sorumluluğun büyük kısmı AK Partiye ait dedik ama oyu ile mütenasip bir milletvekili sayısına razı olmayıp grup çoğunluğunda direten Saadet Partisinin de en az AK Parti kadar soru(n)mlu olduğunu söylememiz gerekiyor. Saadet Partisinin hanesine yazılabilecek diğer bir sorunun da yıllardır ortaya koyduğu muhalefet anlayışının AK Parti kadrolarında oluşturduğu güvensizlik olduğunu söyleyebiliriz. Saadet kadrolarından meclise giren milletvekillerinin en azından kritik oylamalarda yanında olacağına emin olan bir AK Parti, eminim Saadet Partisine verilecek 20-30 milletvekilini de sorun etmezdi. Yoksa eder miydi?

Şu an kamuoyunda oluşan algı, -tıpkı koalisyon görüşmelerinde olduğu gibi- AK Partinin iyi niyetle bir ittifak zemini için mücadele ettiği ancak Saadet Partisinin işi yokuşa sürdüğü şeklinde. Bu algı, Saadet seçmenini oy oranı kritik bir eşikte seyreden AK Partiye yönlendirecek ve Saadet Partisine ciddi bir oy kaybı olarak yansıyacak gibi görünüyor.

Öyle ya da böyle Saadet Partisi ittifaka yanaşmamasının acı faturasını ödeyecek ancak dua edelim bu bedeli AK Parti ödemesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ziya Müezzinoğlu Arşivi