Vahdet o Ruha Tercüman Oluyor
Beklenen gün iyice yaklaştı. Siyasi partiler meydanlarda bütün kozlarını kullanıyor ve 70’li, 80’li yılları andıran vaatlerin uçuştuğu seçim kampanyalarında son haftaya girildi. 6 gün sonra söz söyleme sırası millette olacak. Pazar günü yaklaşık 55 milyon seçmen sandık başına gidip tercihini kullanacak.
Böylece 4 yıl boyunca, 77 milyonu hangi kadroların yöneteceği belirlenmiş olacak.
Değerli okuyucular; ülkemizde son dönemde büyük hamleler yapıldı, atılımlar gerçekleştirildi. Yılların ihmalleri giderilmeye çalışıldı. Fakat dürüstçe söylemek gerekirse bu kalkınmışlık ülkemizin potansiyeliyle orantılı biçimde gerçekleşmemiştir.
Eğer Türkiye bugün hak ettiği yerde olsaydı, “kim ne taahhüt ediyorsa ben beş fazlasını vereceğim” yöntemine başvurup, notere muhtaç ana muhalefet partisi olur mu, partiler peş peşe o vaatleri sıralar mıydı?
Yakınlarımın yarıdan fazlası yurt dışında, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşıyor. Ticaret ve iş dünyasının içindeler.
Maalesef Türkiye’deki seçim kampanyalarını üzülerek takip ettiklerini söylüyorlar. Bugün Türkiye’de muhalefet partilerinin ballandıra ballandıra taahhüt ettikleri hak ve imkanlara kalkınmış Batı ülkeleri 40-50 yıl önce kavuşmuşlar. Stratejik konum, yeraltı ve yer üstü zenginlikler açısından Türkiye kadar avantajlı olmamalarına rağmen alt yapılarını tamamlamış; üretim, teknoloji ile sanayii alanında doyum noktasına ulaşmışlar. Bunun anlamı şu: Ülkemizin daha kat edeceği çok büyük mesafeler var. Kararlar buna göre verilecek ve sağduyusundan hiçbir şüphe duymadığımız aziz milletimiz en doğru, en sağlıklı tercihi yapacaktır.
Değerli okuyucular, Müslüman elinden ve dilinden emin olunan insandır.
Bu noktada bize düşen ise yalan, iftira ve karalamaya hiçbir şartta ve hiçbir şekilde tevessül etmeyip; müjdeleyen, nefret ettirmeyen Vahdet dilinden sapmamaktır. Okuyucumuza gerçekleri olduğu gibi yansıtmaktır.
Şükürler olsun. Şuana kadar gazetemizde tek bir tekzip dahi yayınlanmadı. İnşallah hep böyle devam eder. Bunun için kılı kırk yarıyoruz. Belgenin, bilginin nereden, kimden nasıl ve ne şekilde geldiğine bir Müslüman, inanmış bir insan hassasiyetiyle yaklaşıyoruz. Teyidini almadan, karşı tarafın görüşüne başvurmadan da asla yayınlamıyoruz.
Bizim yüzümüzden yüce dinimize, o pak inancımıza söz söylettirmemek için azami gayret gösteriyoruz.
Rahmetli Muhsin Başkan “Üç günlük dünya için fırıldak olmaya gerek yok” derdi. Mekanı cennet olsun. Şimdi bütün millet ardından hayırla yad ediyor. Erbakan hocamız da Türkiye’de en fazla reyi almış iktidara yürüyen partisinin kapatıldığı gün dahi “Olay tarihin akışı içerisinde fevkalade basit bir olaydır” diyerek kitlesini huzur ve sükunete davet etmişti.
Ama bugün STK’larıyla, dernekleriyle, dergahlarıyla, dergileriyle, gazeteleriyle, partileriyle onun açtığı yoldan, gösterdiği ufka milyonlar yürüyor. Dünyanın her bir köşesinden hayır dualar alıyor.
Değerli okuyucular, iman, ihlas ve samimiyet her şeyin başı. Gerisi beyhude…
Önceki gün medya ve kitap arşivciliğinde ender isimlerden, ülkemizin sayılı kültür tarihçilerinden Dursun Gürlek hocamızla görüştük.
Bir araya geldikleri duayen gazeteci, yazarımız Mehmet Şevket Eygi hocamızla birlikte kulaklarımızı çınlatmışlar. “Hayırdır inşallah” demem üzerine, “Valla ben çok zor beğenen bir insanım. Öyle kolay kolay beğenmem. Geçmişte iki gazeteyi çok beğenmiştim. Bir Mehmet Şevket Eygi üstadın çıkardığı Bugün gazetesini, bir de Tercüman gazetesini. Şimdi de Vahdet gazetesini çok beğeniyorum. Sanki bu gazetede Tercüman ile Bugün gazetesinin ruhu ve kokusu var. Mehmet Şevket Eygi de aynı kanaatte. İhlas ve samimiyetle çok çalışıldığı, çok emek verildiği gazeteye bakınca anlaşılıyor” dedi.
İnşallah öyledir. Üstadlar teveccüh göstermişler. Allah razı olsun.
Her gün daha iyiye, daha güzele ulaşmak için emeğimizi esirgemeyecek, ilkelerimizden zerre taviz vermeyeceğiz…
Aziz milletimize layık bir gazete çıkarmak için asla iki günümüz bir birine denk olmayacak.
Rabbim yolumuzu ve bahtımızı açık etsin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.