Biz Bu Sorunları Çözemez İsek…
Meclis’te Başkanlık için seçim turları yarın başlıyor. Birkaç güne kadar yeni Meclis Başkanımız belirlenmiş olacak. Ardından koalisyon görüşmeleri başlayacak Ülke menfaatini şahsi menfaatlerinin önünde tutanların bir erken seçim yerine koalisyon hükümetinin kurulmasında hem fikir olduklarını biliyoruz. Zaten millet de tercihini bu yönde yaptı. Eğer iradesine saygı gösterilmez ise önüne konulan ilk sandıkta nasıl bir tepki vereceğini kestirmek güç değil.
İnşallah milletin tercihi aksi yönde zorlanmaz. Çünkü başta güney sınırımız olmak üzere ülkemiz her alanda çok kritik günlerden geçiyor. Bir an evvel hükümetin kurulması içerdeki ve dışardaki sorunlara eğilmesi gerekiyor.
Değerli okurlar haber ve yazılarımızda sık sık dile getiriyoruz. Bizim önceliğimiz ülkemizi kimlerin yöneteceğinden daha çok nasıl yöneteceğiyle alakalıdır.
Kendi köklerine düşmanca tutumlar sergileyen bu milletin ahlak ve maneviyat anlayışını dikkate almayan siyaset tarzının nasıl iflas ettiğine hep birlikte şahit olduk.
Eğer bir ülke manevi açıdan bozulmuşsa, normalin dışına çıkılmışsa bunun her alana sirayet ettiğini hep birlikte gördük.
Yani normalleşme ve kalkınma önce ahlak ve maneviyattan başlıyor. Tarihte bunun örnekleri çok. Ahlak ve maneviyatınızı ne kadar muhafaza edip geleneklerinize ne kadar sahip çıkabiliyorsanız; ekonominiz de, eğitiminiz de, savunma sanayiniz de o ölçüde gelişip kalkınmış oluyor.
Geçen hafta da dile getirmeye çalıştık. AK Parti döneminde büyük hamleler yapıldı. Lakin ülkemizin potansiyeliyle kalkınmışlığının orantılı olduğunu söyleyemeyiz. Kat edeceğimiz daha çok mesafe var.
Hafta içi haberlerimizden takip ettiniz.
TÜİK verilerine göre ülkemizde her üç saatte bir kişi intihar ediyor. Boşanmalar almış başını gidiyor.
Suç işleyen çocuk sayısı her geçen gün artıyor. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre 2004’te 12-18 yaş aralığında 872 çocuk hapse girerken 2014 yılında bu sayı 12 bin 297’ye ulaşarak tam 14 katlık bir artış göstermiş.
Oysa ki; İmam Hatiplerin önündeki engeller kaldırıldı, yeni okullar açıldı, öğrenci sayısı bir hayli arttı. Fakat ülkemizin dört bir yanında konferanslarla binlerce kişiye namazın önemini anlatan ve namaz kılmalarına vesile olan STK’ların açıkladığı, namaz kılma oranları hepimizi şaşırttı.
İmam hatip öğrencileri arasında 5 vakit namaz kılma oranı, genelle aynı orana yani yüzde 25’lere kadar düşmüş vaziyette.
Açıkçası bu durum bir İmam Hatip mensubu olarak en fazla da beni üzdü.
Çünkü bizim dönemimizde yani 90’lı yıllarda İHL öğrencileri arasında namaz kılmayan neredeyse yok gibiydi.
Kendisi de hem İHL, hem de İlahiyat mezunu olan Bekir Bozdağ, “Sizin dönemin İmam Hatipleri bugünün ilahiyatlarına eş değer” derken pek de haksız değildi.
Şimdi 4 İmam Hatipliden sadece birisi namaz kılar hale gelmiş.
Bu durumu gazetemize değerlendiren Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu sözcülerinden Soner Kartal “İmam hatip ruhu zayıfladı. Öğretmenlerimiz bile maalesef namaz kılmıyor.
Haliyle öğrenciler de buna bakacaklar ve namaz kılmayacaklar” ifadesini kullanıyor.
Yazık.
Biz bu hallere nasıl geldik.
Durup düşünüp, büyük bir muhasebe yapmak zorundayız.
Zira biz bu sorunları çözmez isek bu sorunlar bizi çözecek.
Haberimiz ola…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.