Millete cevabı olmayan bilmece sunmak!..
ÜLKENİN acil çözüm bekleyen sorunlarının masaya yatırılması, sağlıklı çözümlerin gündeme getirilerek tartışılması gerekirken partiler arası görüşmelerin ardından doğru cevabı olmayan bilmeceler gündeme geliyor. Koalisyon görüşmelerinde partiler hangi konuları tartıştılar da aralarında anlaşamadılar sorusunun cevabı yok. Kimse bugün gelinen siyasi kilitlenmenin sebebini net olarak bilmiyor. Çünkü ülkenin sorunları ve çözüm önerileri ortaya konuldu da yapılan müzakerelerde çözüm önerilerinde anlaşma sağlanamadığından bu noktaya gelinmedi. Söz gelimi terörün önlenmesi konusunda siyasiler neyi tartıştılar, ne gibi önerilerde bulundular da bu öneriler karşı tarafça kabul edilmedi, bilen var mı?
Bilinen tek husus çeşitli koalisyon alternatiflerine rağmen bir erken seçimin gündeme gelmiş olmasıdır. Bu noktada da yapılacak bir erken seçiminin oluşan kilitlenmeyi ne ölçüde çözeceği ya da çözülemeyeceği sorusunun cevabı önemlidir. Değişik kesimlerden yapılan açıklamalara bakıldığında yapılacak bir erken seçimin soruna kesin çözüm getireceğini rahatlıkla söyleyebilen yok. Bunu söylerken seçimin hiçbir değişikliğe yol açamayacağını öyle ise yapılmaması gerektiğini söylüyor değilim. Seçmenin seçtikleri ortaya bir koalisyon hükümeti çıkartamadıklarına göre tekrar millet iradesine müracaat etmek en sağlıklı yoldur. Yapılacak bir seçimde seçmen, sandığın kısa süre içinde tekrar önüne konulmasının sorumlularını değerlendirecek, ona göre iradesini ortaya koyacaktır. Seçimlerin ardından ortaya çıkacak tabloya göre siyasi partiler tutum belirlemeyecek, neyin olmayacağını göstermeye çalışacaklarsa benzer manzara ile karşılaşmak kaçınılmaz olacaktır.
Bu gerçeği görerek ülkeyi yönetme hususunda anlaşamasalar bile en azından seçim ve siyasi partiler yasasında değişiklik yapılması hususunda anlaşabilir, bundan sonra olsun ülkenin hükümetsiz bırakılmasının önünü alacak düzenlemeler yapılabilirdi. Ne yazık ki, Meclis’te temsil edilen partiler ne kendileri hükümet kurmuş ne de geleceğe dönük muhtemel tıkanıklıkların önünü kesecek tedbirleri almışlardır. Söz gelimi sadece yeni bir anayasa yapılması, seçim barajı ve seçimlerde partilerin kimliklerini koruyarak ittifak yapabilmeleri gibi hususların çözüme kavuşturulabilirdi. Ne var ki, bazı partiler ülke yönetimini bir kenara iterek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirini ön plana çıkarmışlar, hatta Cumhurbaşkanı ile karşı karşıya gelmemek gibi bir tavır sergilemişlerdir. Böyle bir yaklaşımın oyun oynayan küçük çocukların herhangi bir sebeple küsmeleri oyunu bırakıp kenara çekilmelerine benziyor. Hem küsüp kenara çekilip hem de oyun dışı kalmanın üzüntüsünü yaşıyorlar. Öyle olmasaydı, AK Parti ile CHP arasında yapılan görüşmelerin ardından “çok yapıcı ve iyi niyetli olduğu” şeklindeki açıklamalara rağmen hükümeti oluşturamayanlardan CHP sözcüleri şimdi, hükümeti kurma görevinin kendilerine verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Anayasal ve yasal olarak bu isteğin ters bir yanı yok. Ama tüm olumlu açıklamalarınıza rağmen AK Parti ile kuramadığınız koalisyon hükümetini bundan sonra hangi parti ya da partilerle kuracaksınız? CHP, MHP ve HDP arasında topluma yansıtılmamış bir anlaşma sağlanmış ise mesele yok. Ama özellikle MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamaları böyle bir anlaşmanın olmadığını göstermeye yetiyor.
Ülkede bir yandan terör belası ile başa çıkılmaya çalışılırken; öbür yandan belirsizlikten ekonomi ciddi şekilde etkileniyor ve döviz her gün yeni bir rekor kırıyor. Böyle bir ortamda milletin önüne gerçek bir cevabı olmayan bilmeceler sürmenin mantıksızlığını dört partinin artık görmesi gerekiyor. Ya da seçmen bu tablonun sorumlularını ilk seçimlerde sandığa gömerek cezalandıracaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.