Öze Dönüş
Hafta sonu AK Parti 5. olağan büyük kongresini gerçekleştirdi. Öze dönüş kongresi olarak addedilen bu kongreden çıkartılacak büyük dersler var.
Yeminli AK Parti düşmanlarını zaten biliyoruz. Ancak küçük bir sarsıntıda dahi nasıl makas değiştirecek, satışa meyyal, gemiyi terk etmeye hazır dalkavuk kalemşorların olduğunu da bir kez daha görmüş olduk. Doğrudan, dürüstten, haklıdan yana değil güçlüden yana görünebilmek için nasıl fitne bazlık yaptıklarına şahitlik ettik. Kimi kastettiğimizi anlamak zor değil. Kongre günü olan 12 Eylül öncesi bir haftalık köşe yazılarına, kurgu haberlere bakılırsa her şey kabak gibi ortaya çıkıyor. Fitneci kendisini ele veriyor. Hani bir söz vardır, “Akılsız, art niyetli dostun olacağına; akıllı, düşmanın olsun daha iyidir.” diye… Tam da böyle bir dönemden geçiyoruz.
Değerli okuyucular, Vahdet her daim birliği, bütünlüğü, kardeşliği savundu; tefrikanın, kimseye faydasının olmadığını güçlü bir şekilde vurguladı.
Bu, kurumlar için de geçerli, ülke için de, İslam dünyası için de… Bu bakımdan Vahdet bu milletin en büyük özlemi, en büyük ihtiyacı…
7 Haziran’dan sonra pek çok dostumuz arayarak “uyarılarınızda siz haklı çıktınız” dediler. Hemen ardından patlak veren terör hadiselerinden sonra tekrar aradı aynı dostlarımız “yine haklı çıktınız” diye…
Haklı çıkıp çıkmamak elbette önemli değil. Önemli olan olanlardan ders alıp geleceğe odaklanmak, gerçek dost olabilmek.
***
Sayın Ahmet Davutoğlu genel başkanlığındaki AK Parti Cumartesi günü gerçekleştirdiği kongreyle ilk zorlu sınavını aştı. Şimdi önümüzdeki hafta 1 Kasım için aday belirleme süreci var. Kolay değil. Bir taraftan terörle boğuşan ülkeyi yöneteceksiniz, hain çetelerle mücadele edeceksiniz, diğer taraftan partinizi seçimlere hazırlayacaksınız.
Allah Ahmet Hoca’ya güç kuvvet versin. Rabbimiz doğrularla beraberdir. İnşallah ülke olarak bu zorlukları da tek tek aşacağız. Birlik ve bütünlüğümüzü yeniden tesis edeceğiz.
***
AK Parti kongresinde en çok memnun kaldığım gelişmelerden birisi de yazarımız Selçuk Özdağ’ın 50 kişilik MKYK listesine girmiş olmasıydı. (Ve MYK'da da görev verildi.)
Selçuk Hoca’ya bu önemli görevinde başarılar diliyoruz.
Selçuk Hoca’nın AK Parti’yi yönetecek beyin takımı arasında yer alması özellikle bizim terör meselesinde haklılığımızın en önemli göstergelerinden birisi bana göre.
Çünkü teröre, Çözüm Süreci’nin eksik yönlerine Vahdet’le Selçuk Hoca’nın bakışı arasında hiçbir fark yok, görüşlerimiz birebir örtüşüyor. Hatta bu meselede çok önemli istişarelerimiz oluyor.
Vahdet’in bu konulardaki yapıcı, uyarıcı yayınları da, Selçuk Hoca’nın aynı minvaldeki yazıları ortada sonuçta.
Selçuk Hoca’nın, AK Parti’ye, iktidar siyasetine önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum. Hayırlı olsun tekrar.
***
Değerli okuyucular, ülkemiz kritik bir dönemden, zor bir süreçten geçiyor.
İşte yeni terör hadiseleri… Dağlıca şehitlerimizin acısı dinmeden, Iğdır şehitlerimizin acısı sarılmadan dün de Bölücü Terör Örgütü tarafından 3 vatan evladı daha şehit edildi. Şehit sayısı 118’e yükseldi. Bazı ilçelerde sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Yarın ne olacağını ise kestiremiyoruz.
Sayın Ahmet Davutoğlu’nun ifadesiyle “Puslu havayı seven, fırsat kollayan çakallar” kendi ikballeri için medya organlarından halkı isyana teşvik ediyor. Ülkeyi ateşe atmaktan zerre imtina etmiyorlar.
Bu çerçevede sizlere, bizlere, hepimize önemli görevler düşüyor.
Geçmişten ders çıkartarak birliğimizi bütünlüğümüzü koruyup geleceğe odaklanmamız gerekiyor.
22 yıl önce mesleğe başladığımız yıllarda çalışma planları oluşturur, hedefler belirlerdik. Bu planlamalar ve hedefler dahilinde yıllık takvimi önümüze koyar, yaz dönemi ile kış sezonu; bahar ve güz ayrımı yapar, ona göre yol haritamızı çizerdik.
Şükürler olsun samimi gayretlerle hedeflerimizin de üzerinde başarılar elde ettik. Türkiye gündemine oturan on binlerce tiraja tekabül eden gazetecilik başarılarımız oldu. Ama biz hiçbir zaman dönüp geçmişe bakmadık. Kendimiz için övünç vesilesi olarak kabul etmedik. Başarıyı Allah’tan, başarısızlığı kendimizden bildik. Vahdet’in kurucu kadrosu 10 yıl önce sıfır sermaye ile milyonlara ulaşan bir internet sitesi kurdu. Ardından aynı kadro dönemin Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay’ın tüm Türkiye’ye örnek gösterdiği bir bölgesel gazete kazandırdı sektöre. Medyada yeni yayın organları genelde İstanbul’da kurulur. Ama bizim ekip bu geleneği bozdu. Basın camiasına sıfır sermaye ile Ankara’dan da yeni yayın organları kazandırılabileceğini gösterdi.
Sıra Vahdet’e geldiğinde ise Avrupa’da ticaret yapan ailemiz de taşın altına elini koydu.
Şükürler olsun mütevazı imkanlarla, gurbetçi bir ailenin fedakarlığı sonucu çıkan Vahdet, bugün 10 binlere hitap ediyor ve medyamız içerisinde önemli bir yer tutuyor. Her biri birbirinden saygın yazarlarımızın köşe yazıları, makaleleri, analizleri kamuoyunu bilinçlendiriyor. Özel haberlerimiz gündem oluşturuyor. Bu haberler ülkemiz, milletimiz ve değerlerimiz açısından pek çok olumsuzluğun önüne geçilmesine vesile oluyor. En önemlisi de istenildiğinde her halükarda, her zeminde, her şart altında gazetecilik yapılabileceğini ispat etmiş oluyor.
Bu çarkı döndürürken ekonomik olarak zorlanıyor olsak da, daha fazla fedakarlık yapıp açığı kapatmaya çalışıyoruz. Bizi diri tutan ise, küçücük de olsa hayra vesile olabiliyor olmamız.
Hayırlı haftalar dileklerimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.