Recep Garip

Recep Garip

Şiirin Ülkesi Türkiye-Kardeşlik İçin Şiir (2)

Şiirin Ülkesi Türkiye-Kardeşlik İçin Şiir (2)

Son dönemlerde İstanbul Yazarlar Birliği Şubesi Organizatörü Şair ve Yazar Şakir Kurtulmuş’un gayretli çabaları dikkat çekiyor. Kurum adına ya da bireysel gayret adına; şiiri, sanatı, düşünceyi, insanı önde tutan, bunları yaparken ebedi bir azık gibi çabalayan insan kalıcı insandır.

Her şeye rağmen şuna yürekten inanıyoruz ki derin irfan sahibi halkımız, Türküyle, Kürdüyle, Alevisi ve Sünnisiyle medeniyet birikiminden gelen ferasetiyle bu oyuna gelmeyecek sağduyusunu kaybetmeyecektir. Bu vesileyle süregelen terörü telin ediyor, halkımızı bir kez daha sağduyuya davet ediyoruz.”

Başkan Mahmut Bıyıklı sözünü tamamladıktan sonra sözü yazarlara bıraktı. Önce söz İbrahim Hakkı Hazretlerinin torunu olan Yazar Belkıs İbrahim Hakkıoğlu’na verildi. 

Belkıs hanım; “Birleştirici olalım, gidecek başka bir ülkemiz yok” diyerek söze başladı. “O kadar çok Kürt gelin ve akrabamız var ki nereden bölüneceğiz. Bu çok abes ve ilkel geliyor. Ben burada bütün siyasetçilerimize de seslenmek istiyorum. Meselelere günübirlik değil yüksek idealde birleştirici bir perspektifle bakmak gerekiyor. 

Benim için yalan söyleyen kötüdür, Türk, Kürt olsun fark etmez. Önemli olan iyi insan olmaktır. Buralarda birleşelim. Adalet duygumuzu zedelemiyorsak o zaman meseleyi düzeltiriz. Başka gidecek yerimiz yok. Abartılı duygusallığa gerek yok. Yanlış yanlıştır, kötü de kötüdür. Bütün taraftarlıkların aşırı ucu, nefse dayanır. Taraftarlık, putlar edinmektir. Adaletten uzaklaşmamak gerekir. İnsani olandan uzaklaşmamak lazım.”dedi. 

Sonra, Yazarlar Birliği Şube Sekreteri, Yazar ve Şair Hüseyin Akın, “Ben 50 yaşındayım. 30 yılım teröre tanıklıkla geçti. Çocuklarım da televizyonda görüyor. Bu bir toplum için büyük bir talihsizliktir. Biz yazarlar olarak demagojinin, politikanın önüne geçmeliyiz. Bize büyük sorumluluklar düşmekte. Bizler çağımızın tanıklarıyız. 

Günümüzde bir ötekileştirme ve düşman virüsleri saçılmaktadır. Sosyolojik manada bizim Türk’le, Kürt’le, Çerkez’le, Gürcü’yle, Laz’la bir sorunumuz yoktu, olamaz da. Bir ötekileştirme uydurma söz konusudur. Diğeri kimdir? 

Bizi ötekileştiren, ötekidir. Düşman kimdir? Aramızı açan, bizlere adavet virüsleri naşir eden bizim düşmanımızdır. Bu topraklarda yüzyıllardır beraberce ahbapça ve sevgiyle yaşamışız. 

Hangi kanaate sahip olursak olalım; insaf ve vicdan hislerimizi birleştirelim. Ölü ve şehit hesabı yapılmamalı. Ülkeyi birlikte korumalıyız. Çamaşırlarımız aynı rüzgârda kuruyor. Başka gidecek yerimiz yok. Kavga değil, şimdi şiir vaktidir. ”

Şair, yazar, ressam ve 22. dönem Milletvekili Recep Garip’e yani bana söz verildiğinde ise; “Kalem ve kelam erbabının ciddi bir tavır ortaya koyması gerekir. 1980 öncesi olayları yaşayarak geldik. Biz uçsuz bucaksız bu topraklarda yüzyıllardır varız ve kardeşliğimiz İslam’dan gelmektedir. 

Aydınlar, konuşmadıkça başkaları konuşur ve başka şeyler yaparlar. Bütün Haçlı orduları toplanmış saldırmaktadırlar. Buna karşı bizim Hilal topluluğunun sancağını ebediyen dalgalanmalıyız. Özü, sözü, inancı coğrafyası, tarihi bir olan bu ümmetin beraberliğini Haçlı ittifakları engelleyemeyecektir. Allah nurunu tamamlayandır. 

Sezai Karakoç Üstadımız 1960’lı yıllarda ülkemizin en çok aydınlara ihtiyacının olduğundan bahseder. En çok büyük coğrafyada İslam aydının eksikliğine vurgu yapıyordu. Bunun içindir ki, 50 yıldır çabalayıp durdukları bu yazın hayatında kalemlerimize can olan, cansuyu olan üstatlarımıza, ustalarımıza büyük vefa borcumuz vardır. 

Bu Büyük Cihan Devleti Türkiye’nin üzerinde bulunduğu insanlık çok iyi biliyor ki; Halil Cibran’ın, Mahmut Derviş’in, Cengiz Aytmatov’un, Cengiz Dağcı’nın,Ahmedi Hani’nin, Bediuzzaman Said Nursi’nin, İbni Haldun’un,Farabi’nin sağladığı kadim kültürde buluşma bir medeniyet buluşmasıdır. Yüzyıllar boyu gökyüzünde selamlayan hilal ve yıldızımız –al bayrağımız, sancağımız- insanlığı aydınlatmayı sürdürecektir. Yaşasın Büyük Cihan Devleti Türkiye’nin Özgürlüğü.”

Kıymetli dost kalemlerden Yazar Selami Yalçın ise; “ Ben bir Kürt aydınıyım, lakin Müslümanım. Her tarafımızı kanatan sürecin bir an önce bitirilmesini istiyorum. Ölümlerin hiçbir mazereti olmadığını düşünüyorum.  Hiçbir cana kurşun sıkılmamalı. Tunceli’nin, Elazığ’ın dağlarında çocukluğumdaki gibi özgürce dolaşmak istiyorum. Ben dağların ve şehirlerin özgür olmasını istiyorum. Bizi birleştiren ana unsurun İslam olduğunu ifade ediyorum. ”

Şair Sıddık Ertaş dostumuz ise; “Barış süreci, ülkemizin nadir elde ebedileceği bir süreçti. Sanatçıların böylesi kaotik zamanlarda nerede durduklarının ehemmiyetli bulduğunu” ifade ederek “kökleri 1980’li yıllara dayanan arbedelerin, karmaşaların, kavgaların içinde ‘Kürt sorunu’ diye bir algının, söylemin olmadığını” ifade etti. “Bölgenin bir bireyi olarak doğduğum günden bu güne yaşadıklarımı anımsıyorum. Çevremden, ailemizden kayıplar verdik. İçinde bulunduğumuz coğrafyada nelerin dönebileceğini kestirebiliyorum. Bilgi kaynaklarımızın sorgulanması icap ettiğini, bilgi kirliliğinin bulunduğunu düşünüyorum. Gerek toplumsal medyada, gerekse yazılan yazılarda kardeşliği esas alan, kimseyi kutsamadan beraberce yaşamı sürdürmenin imkânlarını ifade etmeliyiz. Barış süreci bu ülkenin tarihinde nadir elde edebileceği müşterek süreçti. Bunun buzdolabında bekliyor olmasından sıkıntı duyuyorum. Evet, fişi çekilmemiş orada duruyor. Gün bu gündür, süreç yeniden başlamalı, elektrik verilmeli ve buzdolabı çalışmalıdır. Kimse kimseyi yok saymamalı, birimiz hepimiz olduğumuz bilinmelidir. Umutluyum, gün doğumu yakındır ve süreç yeniden rayına oturacak, kardeşlik akdimiz ebediyen sürecektir.”

Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanlığı, Kürt Böreği ve Türk Kahvesi ikramında bulundu, muhabbetli bir ortamda Türkiye gündemi değerlendirmesi yapıldı. Teşekkürler Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanlığı’na.

Sivil İnisiyatif Kuruluşlarına (STK) teklifimdir: Şimdi, sıra sizde, sessiz kalınmaması gereken bir zamandayız. Ayağa kalkmalı ve kardeşliğimize göz dikenlerin, ülkemizi karıştıranların, seçimleri sıkıntıya sokanların umutları çökertilmelidir. İmza kampanyaları başlatılmalı, Gazete tam sayfalarında edebiyatçılar, yazarlar, şairler, gazeteciler, kurum ve kuruluşlar imzaya çağrılmalıdır. Toplu toplantılarda kardeşlik buluşmaları gerçekleştirilmelidir.

Hepimiz kardeşiz, çünkü bu vatan bizim. Hepimiz kardeşiz, çünkü Müslümanız. Hepimiz kardeşiz, çünkü Allah’a, Peygamberlere, meleklere,  kitaplara, ahret gününe ve öldükten sonra diriliş gününe iman edenlerdeniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Recep Garip Arşivi