Medyanın “gör” dediğini görür, ona göre hüküm verirseniz eylem amacına ulaşmış demektir zaten. Bir yandan, madalyonun görünen yüzünde ABD ve İngiliz kaynakları Rakka-Sina arası irtibat senaryosunun detaylarını yazarken, görünmeyen tarafta derin bir küresel mücadelenin cereyan ettiği dikkatten kaçmıyor. Rusya’nın Suriye’ye müdahalesinin hemen akabinde Rusya’yı güvenlik riskiyle tehdit eden ABD, Rus uçağının düşürülmesiyle mesajını teyit etmiş oldu.  

Geçen sene temmuz ayında Ukrayna’da düşürülen Malezya uçağının izleri silinmeden Sina’da Rus uçağının düşürülmesi Rusya için ‘11 Eylül etkisi’ yaptı. ‘Olağan şüpheli’ DAEŞ’in saldırıyı sahiplenmesi ile birlikte Rus müdahaleleri ve ilerde muhtemel bir Sina operasyonu için meşruiyet zemini büyük oranda hazırlanmış oldu. Bununla birlikte Suriye operasyonunun Rusya’ya maliyeti her geçen gün artarken insani kayıplar da içerdeki huzursuzluğu besleyecek gibi görünüyor. 

Ancak, Sina’da düşürülen uçak, Rusya’dan çok Mısır darbe yönetimine büyük bir darbe oldu. Mega projeler ve Körfez’den gelen finansal destekle ayakta kalmaya çalışan Mısır darbe yönetimi, Roma, Berlin ve Paris’ten sonra kendisine serilen kırmızı halının tadını çıkartamadan Rus uçağının düşürülmesiyle ciddi bir turizm kaybına uğradı. Sina’daki güvenlik riski devam ettiği müddetçe devam etmesi beklenen turizm sektöründeki çöküş seyri, Mısır ekonomisinin can damarlarından birisini kurutuyor. 

Haziran ayında Şarm eş-Şeyh’teki ekonomik zirvenin hasatını toplamak için kapı kapı dolaşan Abdülfettah El-Sisi, bir yandan güvenlik riskinden dolayı turizm şehrine yönelik tüm seferlerin iptal edilmesinin olumsuz etkilerini gidermeye çalışırken, öte yandan İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ambargoya bilfiil ortak olmak adına Refah-Gazze tünellerine deniz suyu pompaladığı günlerde Mısır’da hayatı felç eden sel baskınlarının zararlarını telafi etmek için çırpınıyor. 

Âdeta felaketler yumağı ile boğuşan Sisi, ne yapacağını şaşırmış durumda. Mısır halkının kaynaklarını darbeyi destekleyen ülkelere diyet olarak dağıtan darbe yönetimi, içerde yolsuzluklar batağındaki ekonomiyi kontrol eden ordunun kendisine açtığı kredinin tükenmesini bekliyor. 

Bu kredinin azaldığını hissetmiş olmalı ki Sisi, İngiltere’ye gitmeden hemen evvel BBC’ye verdiği mülakatta ‘insafa gelerek’ İhvan’a şirin mesajlar vermeyi ihmal etmedi. Bir gün geçmeden bu mesajların sadece bir göz boyamadan ibaret olduğu anlaşıldı ve 4 darbe karşıtı daha idam cezası aldı.  

Sina’da düşürülen uçak bölgede İsrail eksenli yeni bir müdahalenin ayak sesleri gibi okunabilir. DAEŞ, bir süre daha Mısır ve Suriye’yi kontrol etmek ve İsrail’i güven altına almak için küresel aktörler tarafından kullanılmaya devam edecek.  

Sina’nın, önümüzdeki haftalarda Sisi’nin başını çok ağrıtacak ve darbenin sonunu hazırlayacak olması kuvvetle muhtemel.

***

BAŞKANLIK TARTIŞMALARI 

İki gün üst üste başkanlık sistemi ile ilgili yazdığım yazılar hazımsızları, kifayetsiz muhterisleri, kin ve nefret bezirgânlarını hoplattı. Başkanlık sisteminin mahiyetinden habersiz ve konuya tamamen garazla yaklaşanların hışmına uğradım. Neymiş efendim, 1 Kasım’da seçmen buna oy vermemiş! Neymiş efendim, başkanlık diktatörlük demekmiş! Yedikleri okkalı tokat yetmiyormuş gibi şimdi de seçmenin ne dediğini, ne demediğini bize anlatmaya çalışıyorlar. Aylardır dillendirdikleri tezlerin hepsi çöktüğü için yüzleri kızaracağına pişkince bayat temennilerini tahlil diye pazarlamaya devam ediyorlar. Bir de “her şeyi ben bilirim” (HBB) hastalığına müptela akademisyenler var ki onlar da akademik maskenin ardına sakladıkları sapkın ideolojilerinin sevkiyle yazdıklarımı kifayetsizlikle itham edip kendi kifayetsizliklerini teşhir ediyorlar. Çırpınıp dursunlar, çırpındıkça batacaklar!