Biraz Nefes Alma Vakti…
Son bir yılda siyasetten medyaya, ekonomiden toplumsal yapılara varıncaya kadar hemen her sahada büyük savrulmaların ve mücadelelerin yaşandığı hadiselere şahit olduk. Keskin virajı bol bir parkurda süratle yol almaya da devam ediyoruz… Bereket versin direksiyonda ehliyetinden emin olduğumuz, milyonların duasına mazhar olan kaptanlar var…
Bir yıldır bu köşeden tarihe şahitlik etmek, not düşmek, ülkemiz ve İslam Dünyası için doğru bildiklerimi dilim döndüğünce yazmaya çalıştım. Son bir yılda kaleme aldığım 250 civarında yazı, yirmi yıllık yazı hayatımın on dokuz yılına bedeldi.
Zor zamanlarda konuşmak hiç kolay değil…
Şeş cihetten yağan iftiralar, dedikodular, yalanlar, manipülasyonlar, cesaret ve azim kırıcı fısıltılar, hayatında milleti ve ülkesi için taş üstüne taş koymayanların attığı taşlar, kifayetsiz muhterislerin kıskançlıkları ve hazımsızlıkları, mail kutumdan taşan jurnaller ve daha neler neler…
Hepsi geride kaldı ve manevralarını sayamadığım köşe başlarını tutmuş omurgasızlar, twitter eşkıyaları, sûret-i haktan görünen şeytan artıkları, bizatihi kendisi birilerinin projesi olanlar ve dedikodudan başka sermayesi olmayanlar kaybetti!
Benim yazılarım ise, dün Ahmet Davutoğlu’nun Küresel Bunalım kitabının önsözünden yaptığım iktibasla ifade etmeye çalıştığım gibi tüm zamanlara ve insanlara hitap etmek üzere öylece yerinde duruyor.
Benim de kazancım bu oldu son bir senede…
MAZERET VE ŞİKÂYET DEĞİL ŞÜKÜR VE GAYRET VAKTİ
Mazeret terazisinin tartamayacağı hiçbir şey yok. Şikâyet ise her zaman sorun çözmez; özellikle meseleler devasa ve umumi ise şikâyet sadece fitne sebebi olur. Onun için her hâle şükrederek mazeretsiz çalışmaya, adam yetiştirmeye, tarihe not düşmeye her şartta devam etmek dava ehli insanların gideceği yegane yol.
Biz de o yolda olacağız her zamanki gibi; yoldaş olmak isteyenlerle kol kola, el ele…
Ömrümüz çok kısa, vazifelerimiz ve sorumluluklarımız ise çok ulvi ve kıymetli.
Son nefesimize kadar milletimize, ülkemize ve İslam Dünyası’na hizmet etmek tek duamız…
SON SÖZ
İki hafta önce akademik çalışmalarımdan dolayı yazılara bir süre ara vereceğimi ilan etmiştim. O gün geldi. Günlük yazılarımı şimdilik burada noktalıyorum.
Biraz nefes alma ve yeniden yorulma vakti geldi…
Yazı hayatımda elimden tutan, teşvik eden, kapı açan, katkı yapan ve yazılarımı okuyan bütün dostlarıma ve aziz okurlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Hepiniz baş tâcısınız.
Allah’a emanet olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.