Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Ana Gündem Terör ve Suriye İken Başkanlık Niçin Tartışılır?

Ana Gündem Terör ve Suriye İken Başkanlık Niçin Tartışılır?

Aylardan beri bazı yerleşim birimleri teröristlerden temizlenmeye çalışılırken her gün şehit veriliyor, analar, babalar, yavrular ve eşler tabutlara sarılarak acılarını dışa vuruyorlar. Başbakan en kısa zamanda terörün kökünün kazınacağını, bahara ülkenin terörden temizlenmiş olacağını söylüyor. Bu sözlere katılmamak mümkün olmadığı gibi, terörün daha kısa süre içinde kökünün kazınmasını gönül arzu ediyor. Ancak, terörle böylesine mücadele verilirken, insanlar doğup büyüdükleri yerleri terör sebebiyle boşaltarak başka yerlere taşınmak zorunda kalırken ülke gündeminin ana meselesi başkanlık sistemi imiş gibi bir kampanyanın yürütülüyor olmasını insan anlamakta güçlük çekiyor. Özellikle başkanlık sisteminin bir sihirli değnek gibi takdim edilmesi inandırıcı gelmiyor. Başkanlık sistemi hayata geçtiğinde başta terör olmak üzere ülkenin tüm sorunlarının kısa zamanda çözüleceğini ileri sürülmesi sanki yaşanan bunca acının dikkatlerden kaçırılmaya çalışıldığını akla getiriyor. Bu arada Suriye’de yaşananları ve gelinen son noktayı Türkiye’nin Suriye politikasında başarılı olduğu şeklinde değerlendirmek mümkün değil. Çünkü Suriye’de Türkiye hangi gruba karşı olmuş hangisinin yanında yer almış ise aksi yönde gelişme yaşandı.

Suriye’de doğal olarak Türkmenlere destek verilmeye çalışıldı. Ama Türkmenlerin Cenevre’de olmadığı gibi görünen o ki, artık Suriye’de de olmayacaklar. Çünkü Türkmendağı Esad güçleri ve Rusların saldırıları sonucu savunulamaz duruma gelince Türkmenler buraları terk etmek zorunda kaldılar. Ve Türkiye’ye sığınıyorlar. PYD’nin Cenevre’de masada yer alması Türkiye’nin karşı çıkması sebebiyle mümkün olmamış ise de Suriye’deki gelişmelerde söz sahibi olmayacakları anlamına gelmiyor. Çünkü onların ABD ve Rusya gibi koruyucuları var. Bu arada ülkemize sığınmış olan Suriyelilerin sayısı giderek artıyor. Kimisi Suriyelilerin sayının 2,5 milyonu aştığını, kimileri 3 milyona ulaştığını söylüyor. Avrupa ülkeleri bu göç dalgasından Mart’ta Türkiye’ye 3 milyar avro vererek kurtulmanın peşinde. Avrupalılar için işin insanı boyutu bir anlam ifade etmiyor. Onlar parayı bastırıp bu işten kendilerini sıyırmanın peşindeler. Kaldı ki, AB’nin vereceğini açıkladığı rakam da Türkiye’yi göçmen yükünden kurtaracak değil. Yapılan açıklamalar sığınmacılara şimdiye kadar yapılan harcamanın 10 milyar dolara ulaştığını gösteriyor. Halkımızın doğrudan ve STK’lar aracılığı ile yaptığı yardımlar bu hesabın dışında. İnsanımız elbette ekmeğini kendisine sığınmış insanlarla gönüllü olarak paylaşıyor. İnancımız da bunu emrediyor. Benim derdim Avrupalıların haline dikkat çekmek.

Kısa zamanda Suriye’de barışın sağlanamayacağı Suriye’yi karıştıran sömürgeci güçlerin en az 2 yıllık bir süreden söz ettikleri düşünüldüğünde Suriye’nin yükünü ağırlıklı olarak Türkiye çekmeye devam edecek. Peki, şu anda başkanlık sistemi uygulanıyor olsaydı bu sorun çözülebilecek miydi? Eğer çözülecekti deniyorsa şimdi çözümün önünü sistem mi tıkıyor? Böyle bir iddia gerçekçi olmaz.

Türkiye’nin tek sorunu elbette terör değil, terör en önemli sorun olmakla birlikte bir de işin ekonomi boyutu var. Geçtiğimiz günlerde gazetemizin manşete taşıdığı haber her sene dış borç karşılığı ödenen faiz miktarının yıllardan beri 50 milyarı aştığını ortaya koyuyordu. Yani, içeride yapılabilecek yatırımlar bu faiz sebebiyle yapılamıyor, insanımızı rahatlatacak ekonomik adımlar atılamıyor. Ne var ki, insanımız terörden göz açıp etrafına bakma imkânı bulamadığı için günü kurtarmaya kar sayıyor. İşsizlik rakamlarının çift hanelere ulaştığını da yine resmi rakamlar ortaya koyuyor. Sormak lazım, ekonomik sorunları bugün çözemeyenler başkanlık sistemi gelirse nasıl çözecekler?

Son söz olarak sormak isterim; acaba başkanlık sistemi tartışmalarının sürekli gündemin birinci maddesinde tutulması ülkenin çözüm bekleyen sorunlarını gözden kaçırmaya mı yönelik?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi