YAPILAN açıklamalara bakılırsa ABD, AB ülkeleri ve Rusya uzun zamandan beri IŞİD’e karşı birlikte mücadele veriyorlar. Buna Irak ve Suriye ordu birlikleri de ekleniyor. Hatta IŞİD ile mücadelede Türkiye’de üsleri ABD ve koalisyon güçlerine açmış durumda. Buna rağmen IŞİD varlığını koruyor. Yani, dünyanın yarısı söz konusu terör örgütünü yok etmek için ortak hareket ediyor ama başa çıkılamıyor. Bu görüntüyü doğru kabul etmek mümkün mü? Şimdi bir de başını Suudi Arabistan’ın çektiği bir İslam Ordusu’nun kurulmasından söz ediliyor. Bu ordunun görevi de sömürgecilerle mücadele değil terörle mücadele olacakmış. Terörle mücadele denince aklınıza PKK ve PYD gibi terör örgütleri gelmesin. Çünkü sadece Batı dünyasının değil İslam dünyasının da aklına IŞİD geliyor. IŞİD terör örgütleri içinde en tehlikelisi, en kıyıcısı olabilir. En azından bazıları böyle algılıyor ve tüm dünyanın da böyle algılamasını istiyor olabilir. Meseleye Türkiye açısından baktığımızda da IŞİD’in Irak ve Suriye’nin yanında en çok saldırılarına ülkemiz hedef olmaktadır. Ancak, Türkiye 30 yılı aşkın bir süreden beri PKK terör örgütü ile uğraşmaktadır. Son yıllarda olay adeta bir iç savaşı andırır hale gelmiştir. PKK ile mücadelede her gün emniyet güçlerimizin şehit vermesi mücadelenin boyutlarını göstermektedir. Bunun yanında PYD Batılı emperyalistlerin ileri karakolu haline gelmiş, özellikle ABD ve Rusya’nın kara gücü olarak faaliyet gösteriyor. Bunu elbette belli bir hedefe ulaşmak için yapıyor. PYD’nin PKK’nın Suriye kolu olduğu düşünüldüğünde aynı hedefe birlikte yürümeye çalıştıklarını söylemek yanlış olmaz. Meseleye bu açıdan baktığımızda Türkiye açısından en azından şimdilik PKK ve PYD öncelikli sorundur. Ne var ki, Türkiye için öncelikli sorun olan PKK ve PYD terör örgütleri sömürgeci güçler tarafından mücadele etmeye değer bile bulunmuyor. Bir bakıma Türkiye’nin sorunu bizi ilgilendirmez yaklaşımı sergiliyorlar.

Peki, tüm sömürgeci güçlerin ortak hareketine rağmen IŞİD denen örgüt böylesine yenilmez, başa çıkılamaz bir güce mi sahip? Bu soruya evet demek gerçekçi olmaz. Böyle bir kabul dünyanın bu örgüt karşısında aciz kaldığı görüntüsü verir ki, bu doğru değildir. Özellikle sömürgeci güçler IŞİD’i allayıp pullayarak adeta yenilmez armada gibi takdim ediyorlar. Böylece dikkatleri başka tarafa çekmiş oluyorlar. Dikkat edilirse bölgemizde aynı hedefe yönelik PYD ve PKK gibi iki terör örgütü ‘IŞİD’e bak’ kampanyası sebebiyle dünyanın dikkatinden kaçırılıyor. İşin garip tarafı bu iddialarını destekleyecek taraftarlar da buluyorlar. Elbette IŞİD ile mücadele edilmelidir. Ancak, Haçlıların İslam düşmanlığını yaymada bir vasıta olarak kullandıklarını görerek onların oyununa gelmemek gerekiyor. Çünkü Haçlılar bir yandan ‘tavşana kaç tazıya tut’ misali davranıyorlar. Sanki tüm güçleri ile IŞİD’le mücadele ediyorlar da başa çıkamıyorlar görüntüsü vererek bu işi Müslümanlara havale ediyorlar. Kimse de Haçlıların bu samimiyetsizliğini yüzlerine vurmuyor. Belki de yüzlerine vuracak gücü kendilerinde bulamıyorlar.

IŞİD ile mücadele edilmesine kimsenin itirazı yok ama bölgemizdeki diğer terör örgütlerine Haçlılar PKK ve PYD’ye her türlü desteği verirlerken IŞİD ile mücadele işini de Müslümanlara havale etmelerinin ne anlama geldiğini iyi değerlendirmek gerekiyor. Meseleyi daha açık ifade edersek, bölgemizdeki faaliyet gösteren terör örgütlerinin arkasındaki güçlerin Haçlılar olduğunu, özellikle Müslümanların birbirileri ile mücadele etmeleri, birbirlerini öldürmeleri için meydana saldıkları düşünüldüğünde adı ister IŞİD, ister PKK ve PYD olsun öncelikli olarak bu terör örgütlerinin arkasındaki Haçlılara ait elin kırılması gerekiyor. Bu el ile birlikte hareket ederek terör örgütlerini yok etmenin imkânsız olmasa bile zor olacağını sanıyorum herkes görebilir. Çünkü kesin olan sömürgeciler İslam dünyasını sürekli karmaşa ve çatışmanın içinde tutmayı stratejilerinin esası haline getirmişlerdir. Böylece karşılarında direnecek bir güç bırakmıyorlar.