Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD, Türkiye’nin belirleyici olmasından korkuyor!..

ABD, Türkiye’nin belirleyici olmasından korkuyor!..

ABD’NİN bölgemizde terör örgütleri ile işbirliğini Türkiye’ye tercih ettiğine çeşitli kereler dikkat çektim. Çektin de ne oldu diye sormayın. Bizim burada yazdığımızı hayata geçirme imkânımız yok, sadece gördüklerimizi okuyucularımızla, eğer dikkate alırlarsa yöneticilerle paylaşmaya, uyarı görevimizi yapmaya çalışıyoruz. ABD’nin her ne kadar bölgemizde faaliyette bulunan terör örgütlerinden sadece PYD ile ilişkide olduğu haberleri yayılıyorsa da olayların üzerinde biraz düşünüldüğünde, PYD’nin PKK’nın Suriye kolu oldu düşünüldüğünde ABD ve koalisyon ortaklarının PKK ile de ortak hareket ettiklerini söylemek yanlış olmaz. Bir başka husus ise DAEŞ’in elindeki silahların sadece çatışmalarda ele geçirdiklerinden ibaret olmadığı düzenli orduların sahip olduğu silahlı insansız hava araçlarına, hatta kimyasal silahlara sahip olduğu -eğer medyaya yansıyan haber doğru ise- düşünülürse ya DAEŞ’e doğrudan ya da PYD ve PKK aracılığı ile dolaylı olarak her türlü silahın ulaştırıldığını söylemek yanlış olmaz. Kaldı ki, geçmişte PYD’ye havadan atılan silah sandıklarının büyük bölümünün DAEŞ’in eline geçtiği de yine medyaya yansımıştı ve bu haberler yalanlanmadı. Ayrıca bu terör örgütlerinin sahada pek çok alanda ortak hareket ettikleri de biliniyor. Bunun son örneği olarak ortaya çıkan PYD-PKK ve DAEŞ’in petrol çıkarma ve pazarlamasında ortak hareket ettiklerine dünkü yazımda temas etmiştim.

Bu genel değerlendirmenin arkasından ABD ile gerek doğrudan görüşmelerde gerek çeşitli vesilelerle yapılan açıklamalarda PYD ile ortak hareket etmesine son vermesinin istenmesine, Türkiye olarak PYD ile PKK ve DAEŞ arasında bir fark görmediğimizi belki yüzlerce kez tekrar etmemize rağmen ABD özellikle PYD ile işbirliğini Türkiye’ye tercih ettiklerini açıklamışlardır. Son olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ABD’ye hitaben, “Sözünü tut PYD’yi Münbiç’ten çek” çağrısında bulunuyor. Çünkü PYD Türkiye’nin Suriye’de başlattığı harekâtın hedefine ulaşmasını çıkarlarına aykırı bulduğu için dolaylı yollardan bunu engellemeye çalışıyor ya da ABD aracılığı ile Türkiye üzerinde baskı oluşturmanın peşinde. ABD’nin de en azından şimdiye kadar PYD’nin dostluğunu Türkiye’ye tercih ettiği düşünüldüğünde yapılan açıklama ve çağrılardan ABD-PYD ilişkisinde istediği biçimde bir değişikliği sağlamak mümkün görünmüyor. Yani ABD, Türkiye’yi Suriye’de kendisi ve PYD ile birlikte hareket etmeye zorluyor. Bu ise Türkiye açısından mümkün değil. O zaman Nasrettin Hoca’ya atfedilen bir fıkra akla geliyor. Hoca’nın oğlu bir gün evin alt katında bir hırsız yakalar. Babasına hırsızı ne yapmasını sorar. Hoca da:

-Oğlum bırak gitsin, diye seslenir.

Oğul:

-Gitmiyor baba karşılığını, verir. Hoca bu defa;

-Oğlum al getir, diye bağırır. Aşağıdan buna:

-Gelmiyor baba, karşılığı gelir.

ABD ve koalisyon ortaklarının bölgemizdeki tavrı aynen bu fıkraya benziyor ama olay fıkra değil tam bir felaket senaryosunun uygulanması olunca gülüp geçmek mümkün olmuyor. Böyle olunca da Türkiye’nin artık her fırsatta PYD ile ilgili isteğini tekrarlamasının anlamı kalmıyor. Hatta ABD’yi PYD konusunda sözünü tutmaya davet etmenin de bir sonuç vermesini beklemek aldatılmışlığımızın farkına varamamış olmaktan öte geçmiyor. Çünkü ABD çıkarları söz konusu olduğunda her türlü yola; başta yalan ve oyalama olmak üzere başvurabiliyor. Özellikle PYD konusundaki ABD’nin tutumunu Türkiye’nin bölgede söz sahibi olmasından duyduğu korkuya bağlıyorum. Bölgede Türkiye söz sahibi ve belirleyici olmaktansa PYD terör örgütü ile Türkiye’yi oyalamayı çıkarlarına uygun buluyor. Bir başka ifade ile ABD, bölgemizde PYD ve PKK’yı, hatta DAEŞ terör örgütünü Türkiye’nin dostluğuna tercih ediyor. Artık bu gerçeğe göre tavır belirlemek gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi