Dost acı söyler

Dost acı söyler

Bizi yakından tanıyanlar çok iyi bilirler. Can düşmanımız olsa dahi şahsımıza yapılan kötülükleri çok çabuk unuturuz. Ama zerre kadar iyiliği ömrümüzün sonuna kadar unutmayız.
 
 
Ecdadımız “Bir kahvenin 40 yıl hatırı var” demiş.  Yazılarımız bu ölçüler içinde değerlendirilmelidir.
Geçenlerde, sayın Demirel, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koysa, oyumu ona vereceğimi söylemiştim. Bu sözler için tepkilerden çok fazla tebrik ve teşekkürler aldım. Halkımız kadir kıymet bilen vefalı insanları seviyor. Nankörlük etmek bize yakışır mı?
Nice defalar, çankaya Yeşilyurt Camii'nde sayın Demirel'le aynı safta Cuma ve bazen de vakit namazları kılmışız. Kendileri başbakanken de, cumhurbaşkanı iken de ne zaman konuşmak istemişsem, en geç yarım saat içinde araba gönderip beni aldırmıştır. Aleyhinde çok ağır yazılar yazdığım olmuştur. O beni sadece bir ağabey gibi ikaz etmiştir.
Hiçbir zaman makamını bir baskı ya da gurur ve kibir vesilesi yapmamıştır.
Siyasi hataları olmamış mıdır? Elbette ki olmuştur. Hem de sayılamayacak kadar.
Ama böylesine yalnızlığa itilmek istendiği bir zamanda, onun aleyhinde yazmak, bırakınız mertliğe, insanlığa yakışır mı? Dostlarımız ikbal ve iktidar sahibiyken, bir yanlışlıklarını gördük mü, aslan gibi karşı çıkarız. Düştükleri zaman da kimseye arkalarından söyletmeyiz. Kim ne derse desin, o zaman da kendilerini aslanlar gibi savunuruz.
Bu anlayış ve alışkanlıkla, bu defa 3 değerli insanı sayın Başbakan’ın dikkatine sunuyoruz. Her şeyden önce, sayın Başbakan’ın, havaya göre ağız değiştirmek gibi bir zaafı olmadığı için, kendilerini canü gönülden tebrik ediyoruz. Seçimlerden önce, kürsülerde halkımıza ne söylemişse, iktidara geçtikten sonra da aynı sözleri söylüyor. Ne eylemini, ne söylemini değiştirmiştir. Ondan daha yakınımız saydığımız; kendimize daha yakın bulduğumuz; lehinde çok yazılar yazdığımız birileri ummadıkları bir makama geçince... öylesine değiştiler ki... çok dikkat ediyorum. Bir zamanlar dilinden düşürmediği Lafz-ı Celil’i, hiç ağzına almıyor. Bir defacık olsun Allah (c.c.) diyemiyor. Televizyonda 2,5 saat üç-beş gazeteciye adeta hesap verdi. Ağız alışkanlığı ile olsun bir defacık Allah (c.c.) demedi. İnsan, bazı çevrelere şirin görüneceğim diye bu kadar mı değişir? Gönlümüzde ne biçim insanlara yer vermişiz? Sanki Allah dememeye yemin etmiş.
Bu zat yarın hükümetle de ihtilaf yaşarsa, şaşmam.
Ama mesela sayın Necati çetinkaya'dan böyle bir tavır beklenir mi? Sayın Başbakan onu, delege dahi yapmasa, o yine kendilerinden kopmaz. En küçük bir talep ve iddiada da bulunmaz. İşte sadakat ve vefa böyle olur. Eski Tarım Bakanı Prof. sayın Sami Güçlü de öyle... Sayın Zeki Ergezen de öyleydi. Ama tabii ki değişik yaradılışta olanlar da var. Mesela Sayın Abdülkadır Aksu.
Tecrübeli, dürüst, dost canlısı olduğu kadar da onuruna düşkündür. Bir gün kendilerini aramıştım. Antalya'da imiş. Aradığımı söylemişler. Oradan bana telefon açtı. “Acil bir durum varsa hemen geleyim” diyordu. Bu vefa unutulur mu? Bugün en yüksek mevki ve makamlarda bulunanlar arasında öyleleri var ki, tek başlarına ortaya çıksalar muhtar dahi olamazlar. Tayyip Bey’in sayesinde oralara gelmişlerdir. Onlardan birinin yerine sayın Aksu getirilseydi biz bu yazıyı yazmak zorunda kalmazdık. Türkiye'nin dört bucağından, her gün mesajlar ve telefonlar alıyoruz. Halkın nabzı adeta elimizde. Sayın Abdülkadir Aksu'nun hemşerilerimiz tarafından çok sevildiğini açıkça söylemeliyiz. O; sıradan bir Bakan gibi kenara vurulmamalıydı. Eşi dostu çoktur. çevresi çok geniştir. Nice aşiret ağaları yanındadır. Doğu ve Güneydoğu'da kitleleri peşinden sürükleyecek güçtedir. Geçen Perşembe günü 4 kişilik bir heyet bu karda kışta bana geldilerdi. Abdülkadir Aksu'nun ayrı bir parti kurma hazırlığı niyetinde olduğunu söylüyorlardı. Nasıl hareket etmeleri gerektiğini benden soruyorlardı. "Allah'ın eli cemaat üzerindedir. Fitne çıkmasın diye ashab, Evlad-ı Resul’ün katili Yezid'e bile baş kaldırmamıştır. İslâm, tevhid dinidir. Birlikten hayır doğar" dedim. Abdülkadir kardeşimiz bu fikrinde ısrar ederse... Elbette ki kıyamet kopmaz. Ancak her şeye rağmen belki biraz da faydalı olabilir. Bu konuya yarın da devam edeceğiz inşallah. Dualarımızla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi