Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Sadece Almanya mı teröre çanak tutuyor

Sadece Almanya mı teröre çanak tutuyor

Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılı durumun arkasında ABD ve bugünkü adı AB olan Haçlı ittifakının olduğunu görmek ve anlamak için FETÖ mensubu kişilere Almanya’nın kucak açmasını beklemenin bir anlamı yok. Çünkü bunu gizlemeye bile gerek duymuyor, yıllardan beri PKK ve diğer terör örgütlerini himayeleri altına almış ülkelerinde onlara barınma imkânı vermişlerdir. Bunun da ötesinde daha kısa bir süre önce Avrupa Parlamentosu’nun kapısı önünde terör örgütüne çadır kurduranlar da onlar değil miydi Bir adım daha atarsak PKK terör örgütü ile bölgemizde faaliyet gösteren diğer terör örgütlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlayan ABD ve Irak’ı işgal eden diğer koalisyon ortakları değil miydi Kısacası tüm terör örgütlerinin ABD ve Haçlı ittifakının koruma ve kollaması altında olduğunu görmek için Merkel’in ya da bir başka ülke liderinin terör örgütlerine demokrasi ve insan hakları adı altında destek vermelerini beklemek gerekmez. Bu tespitin ardından ortaya çıkan gerçek ise dost ve müttefik olarak nitelendirdiğimiz ABD ile aralarına girebilmek için 50 yıldır kapısında beklediğimiz AB ülkelerine karşı yanlış bir tavır sergileyenin Türkiye olduğunu söylemek yanlış olmaz.
 
Türkiye’yi yönetenlerin uğradıklar her hayal kırıklığının ardından ABD, AB, NATO ve BM gibi ülke ve uluslararası örgütlere yönelik haklı eleştiri ve serzenişlerle yetinmesi, yapılan açıklamaların zaman zaman sertleşmesi bu ülkeler ve örgütlere yönelik karşı bir hamlenin hayata geçirilmemesi/geçirilememesi giderek sözün yalama olmasına yol açıyor. Son olarak AB ile kısa süre önce varılan anlaşma AB ülkeleri tarafından tek taraflı olarak uygulamaya konulmayınca ciddi bir hayal kırıklığına ve tepkiye yol açmış olmasına rağmen bu tepkilerin sonucu bir eylemin ortaya konulmasını beklemek yanlış olmayacaktır.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PKK, DHKP-C’ye kol kanat geren Almanya’nın şimdi de FETÖ’nün arka bahçesi olmasından dolayı endişe ediyoruz” diyerek bir gerçeğe dikkat çekmiş, ardından yılsonuna kadar AB, anlaşmanın şartlarını yerine getirmezse tek taraflı olarak anlaşmanın iptal edileceği açıklamaları gelmeye başlamış durumda.
 
Hemen belirteyim ki, her seviyeden yapılan açıklamalara katılmamak mümkün değil. Tepkiler ve eleştirilerin tamamı haklı. Ancak, ortaya net bir tavır konulmayışı, meselenin sadece sözlü tepki planında bırakılması giderek bu tepkileri etkisizleştiriyor. Benzer durum Birleşmiş Miletler (BM) konusunda da geçerli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Dünya beşten büyüktür” şeklinde özetlenebilecek eleştirilerinin arkasından ister istemez akla BM’nin dünya üzerinde huzur ve barışı sağlamak için değil, emperyalist ülkelerin işgal ve sömürüsüne hukuki bir dayanak sağlamak için oluşturulduğu açıkça ortadadır. Böyle olunca bu gerçeğin tespitinin ardından ortaya tek taraflı şikâyet etmek, şikâyet konusunu ortadan kaldırılamadığı ya da bu yönde harekete geçilmediği sürece esip gürlemenin anlamı kalmıyor. Bu bakımdan özellikle BM’ye yönelik haklı eleştirilerin giderilebilmesi için alternatif ortaya koymak gerekir. Bunun alternatifi ise İslam Birliği’dir. Bunun için çaba sarf etmektir. AB’ye yönelik eleştirilerin tabi sonucu ise bunca kötülüğün merkezi haline gelmiş bu birliğe girebilmek için kapısında beklemeyi sürdürmek söylenenlerle uygulamanın çeliştiğini göstermez mi Aleyhimizdeki bunca faaliyetin sürdürücülerine yönelik en azından gümrük birliğinden çıkmak için harekete geçmek gerekmez mi Kısacası, haklı eleştirilere uygun bir eylem ortaya konulamadığı sürece zalim zulmünü sürdürmeye, eşkıyanın işbirlikçileri benzer tavırlarını sürdürmeye devam edeceklerdir. Bu bakımdan artık sözden eyleme geçmek gerekiyor. Sözün tesirinin kaybolmaması için buna ihtiyaç var.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi