Referandumda oylanan vatan sevgisi ve terör değildir
Adına ister Başkanlık ister Cumhurbaşkanlığı sistemi diyelim yapılacak referandumun mahiyetini değiştirmek anlamına gelebilecek yaklaşımdan tarafların kaçınması lazım. Özellikle de kampanyanın ‘evet’ diyenlerin vatansever ya da terörle mücadeleye destek verdikleri anlamına geleceği yaklaşımı üzerine bina edilmesi farklılığa tahammülsüzlük anlamına geleceğinin unutulmaması gerekir. Kaldı ki, parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesini öngören anayasa değişikliği ile siyasete siyaset dışı güçlerin müdahalesinin önleneceği savunulduğuna göre o zaman farklılıklara tahammül edilmesi gerekir. Çünkü yaşadığımız darbeler ve darbe girişimleri farklılığa tahammülü olmayanların cumhuriyeti ve demokrasiyi koruma iddiası ile siyasi hayata müdahale ettikleri, demokrasiyi rafa kaldırdıklarının unutulmaması lazım. Bu bakımdan adı ister parlamenter ister Cumhurbaşkanlığı sistemi olsun toplum olarak farklılıklara tahammül ve farklılıklara rağmen birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Eğer, geçmişten günümüze tüm yaşananlara rağmen herkesin aynı görüşte birleşmesi gerektiğini doğrudan ya da dolaylı olarak savunmak, bu anlama gelebilecek davranış sergilemek ister istemez demokrasi dışı güçlere zemin hazırlar.
Aslında ülkemizde öncelikli olarak ele alınması ve toplumun içselleştirmesinin sağlanması gereken husus siyasi sistem değil, ondan önce farklılıklara tahammüldür. Çünkü anayasa ve yasalarla hangi sistemi getirirseniz getirin uygulayacak olan insanlar olduğuna göre bu farklılıklara tahammül duygusunun içselleştirilmesi öncelikli konudur. Bunu söylerken toplum düzenini sağlamak için adil bir anaysa ve yasalara ihtiyaç olmadığını söylüyor değilim. Ancak, hukuk fakültelerinde daha birinci sınıftan itibaren iyi bir yasanın kötü bir uygulayıcı elinde kötü, kötü bir yasanında iyi bir (adil) uygulayıcı elinde iyi sonuç verebileceğine dikkat çekilir. Bu noktada demokrasiyi dillerinden düşürmeyen, adeta kutsayanların daha dikkatli olması gerekir. Söz gelimi kampanyası başlamış olan anayasa değişikliği referandumuna ‘evet’ ya da bunun aksi ‘hayır’ diyeceklerin birbirlerini hain ilan etmeleri, hatta sandıktan ‘evet’ çıkmasının terörle mücadeleye destek anlamına geleceğini ileri sürerek birbirlerini köşeye sıkıştırma çabaları bir kenara bırakılmalıdır. Çünkü, anayasa değişikliğini bir vatanseverlik ölçüsü olarak ele alır, sizin gibi düşünmeyenleri hain ilan etmek durumuna düşerseniz ve bu yaklaşımınızı haklı görürseniz bilinmelidir ki, bu ülkede hangi sistemi getirirseniz getirin istenen sonuç alınamaz. Bu bakımdan hangi ideoloji ve siyasi anlayıştan yana olursak olalım farklılıklara tahammülü içselleştirmek durumundayız. Bunun aksi kamplaşmayı ve çatışmayı gündeme getirir. Bundan da terör örgütleri yararlanır.
Gelinen noktada, anayasa değişikliğinde bazı eksiklikler görerek itiraz edenlerin bu itirazlarının düzeltilme imkânı yoktur. Böyle olunca anayasa değişikliği bu haliyle halkın oyuna sunulacaktır. Öyle olunca da ‘hayır’ diyenler niçin ‘hayır’ dediklerini topluma anlatmaya devam edeceklerdir. Buna karşılık özellikle AK Troller ‘hayır’ diyenleri topyekûn hain ilan etmeyi ve kötülemeyi sürdürdükleri takdirde oylamadan istedikleri sonucu alsalar bile toplumsal barış yara almış olur. Kısacası, anayasa değişikliğini vatanseverlerin sayımı haline getirmekten vazgeçilmelidir. Trollüğü bir inanmışlıkla yapıyorlarsa belki mazur görülebilir ama çıkar uğruna yapıyorlarsa kendilerini bir muhakemeden geçirmek durumundadırlar.
Tüm bunları söylerken ülkemiz üzerinde bir takım hesapları ve planları olan dış çevrelerin içerideki maşalarını kullandıklarını bilmiyor değilim. Söz konusu maşaların farlılıklara tahammülünü beklemek doğru olmayacağı gibi, bu farklılıkları istismar ederek çatışmaya dönüştürmenin peşinde olduklarını da biliyorum. Ancak, söz konusu olan bir anayasa değişikliğidir. Bu değişikliğin kabul edilmemesini ülkenin sonu olacağı, terörle mücadelenin zaafa uğrayacağı şeklinde takdim etmek siyasi mücadelede bir taktik olabilir ama kutuplaşmayı körükler. Hatta bir adım daha ileri gidersek ülkenin geleceğinin sadece bu anayasa değişikliğine bağlı olduğu gibi bir sunum söz konusu olur ki, bu hem insanımıza hem de ülkemize güvensizlik demektir. Öyle olunca da halkın oyuna başvurmanın anlamı kalmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.