Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD’nin ihanet ettiği doğruda biz ne yapıyoruz?

ABD’nin ihanet ettiği doğruda biz ne yapıyoruz?

Dış politikada anlık tepkilerle sonuç alınamadığını artık görmek durumundayız. Ülkemiz aleyhine sergilenen söz ve eylemler karşısında elbette tepki göstermek durumundayız. Ancak tepkilerimizin arkasında durmadığımız,  öfkemiz geçince sakinleştiğimiz, tehdit ettiğimiz ülkelerle hiçbir şey olmamış gibi yola devam etme kararında olduğumuz söylenince sonraki tepkiler havada kalıyor. Bu bakımdan ‘öfkeyle kalkan zararla oturur’ deyiminde olduğu gibi, sert tepkiler vermek yerine belli kırmızı çizgilerimizi tespit edip bu çizgilerden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğimizi göstermek durumundayız. Bu ise sözlü tepkiyle değil, uygulama ile ortaya konulur. Muhataplarımız kırmızı çizgilerimiz hususunda kararlı olduğumuzu ancak uygulama ile anlarlar. Bu noktada medyanın sert tavır koymasını kastetmediğimi belirtmek isterim. Medya tepkisinin dozajını yüksek tutabilir ama sorumluluk mevkiinde olanlar koydukları tepkiye sonuna kadar sahip çıkamayacaklarsa istenen sonucu almak mümkün olmayacaktır. Hemen belirteyim ki, ABD Başkanı Trump’ınYPG’ye yapılması öngörülen silah yardımı kararını imzalamasına tepki göstermemek mümkün değil. Hatta, olayın “ABD, Türkiye’ye ihanet ediyor” şeklinde değerlendirilmesi de bir gerçeğin ifadesidir. Ancak bu nitelendirme sadece bir anlık öfkenin sonucu ise o zaman değerlendirmede ciddi bir eksikliğin olduğunu söylemek yanlış olmaz.
 
Nedir söz konusu eksiklik?
Hemen belirtelim ki, ABD’nin bölgemizdeki terör örgütlerine silah desteği ilk defa gündeme geliyor değil. Bu köşede en azından 4-5 defa biz gündeme getirdik. Bu dile getirişlerimizde birtakım kanallardan alınan özel bilgilere dayanmıyor, medyaya yansıyan, ABD tarafından da inkâr edilmeyen açıklamalara ve görüntülere dayanıyordu. Yani ABD, Suriye’de olayların başlamasının ardından bu ülkedeki terör örgütlerine her türlü desteği vermeye başlamıştı. Hatta gerek Obama gerekse Trump yönetimi Suriye’de ortak olarak  Türkiye’yi değil, terör örgütlerini tercih ettiler. Bu da kimsenin meçhulü değil. Filmi biraz geriye sararsak, doğrudan Türkiye’ye hedef alan PKK’nın  kuruluşundan bu yana arkasında ABD ve koalisyon ortaklarının olduğunu bilmeyen yok. Hatta diyebiliriz ki, Irak’ın işgalinin üç sebebi var idiyse bunlardan birisi de PKK terör örgütüne bu ülkede korunma alanı oluşturmaktı. Yani, ABD’nin Türkiye’ye ihaneti yeni ortaya çıkmış değil. Hep terör örgütleri ile birlikte hareket etti. Aynı şeyi AB ülkeleri için söylemek de yanlış olmaz.
Kısacası medya, tepkisini istediği dozda ortaya koymayı sürdürürken yöneticiler artık sözlü tepkilerin dozajını artırarak ülkemize yönelik düşmanlıkların önünü kesemeyeceklerini görmek, ona göre birtakım kesin kararlar almak ve uygulamaya koymak durumundadırlar. Dilimizde ‘bekara karı boşamak kolaydır’ şeklinde bir deyim var. O duruma düşmek istemem. Ancak tedbirli olcağız diye direndikçe bizim bu tedbirimiz bir zaaf olarak algılanıyor, her geçen gün üzerimize biraz daha geliyor, ihanetlerinin çapını genişletiyorlarsa sonunda ‘ip incelediği yerden kopsun’ da denebilir.
 
Trump’ınYPG’ye silah desteği kararını imzaladığını ilk duyduğumda tepkim, “Biz de İncirlik üssünü kapatalım” oldu. Elbette buna oturduğumuz yerden karar vermek kolay değil ama, ABD’nin itirazlarımızı yıllardan beri dikkate almadığı, bildikleri yolda yürüdükleri, Türkiye’nin tavrının onlarca önemi olmadığı izlenimi vermesi, bunu ısrarlı bir şekilde sürdürüyor olması karşısında başta ABD olmak üzere benzer bir çizgide yürüyen AB’ye karşı da yeni bir strateji belirlemek gerekiyor. Yoksa, “YPG/PKK ABD’nin başına bela olur” ya da “Sonuçları sadece bizi bağlamaz”, “Bu karar teröre yataklık demektir” veya AB’ye yönelik, “Sürekli birlikte olmak isteğimizin dile getirilmesi gibi tavırların artık işe yaramadığını görmek durumundayız. Yeni tavır belirlerken söylemlerde itidale ihtiyaç vardır ama sergilenen tavırlar karşısında sabrımızın da bir sonunun olduğu konusunda ABD ve AB mutlaka ikna edilmelidir. Aksi durumda söz yalama olduktan sonra karşı tarafa tesir edecek yol kalmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi