Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Haçlı ittifakı giderek azgınlaşıyor

Haçlı ittifakı giderek azgınlaşıyor

Haçlı-Siyonist ittifakı uzun yıllar İslam dünyasına yönelik birtakım hamlelerini birtakım paketler içinde sunar, bir bakıma muhataplarını fazla incitmemeye dikkat ederdi. Giderek bu tavrı terk ettiklerini, bir bakıma güç sarhoşluğu yaşayarak attıkları adımları, sergiledikleri düşmanca tavırları gizlemeye, birtakım gerekçelerle izah etmeye, kısacası İslam dünyasına verdikleri zehri hiç olmazsa üzerine tatlı bir madde ile gizlemeye bile gerek duymuyorlar. İslam dünyasının gözünün içine baka baka, ‘Biz ne dersek o olur’ ya da, ‘Biz isteriz, sizler de itirazsız kabul ederek uyum sağlarsınız’ mantığı ile hareket ediyorlar. Kısacası artık küstahlıkları, kendilerini beğenmişlikleri sınır tanımıyor. Niçin böylesine fütursuz davranıyorlar, sorusunun çeşitli cevapları vardır. Bunların bir kısmı İslam dünyasının kendi arasındaki dağınıklığı, ortak düşmana karşı birlikte hareket etmek yerine birbirlerine düşmeleri, bu noktaya gelinmede ise İngilizlerin geçen yüzyılın başlarında yazıp uygulamaya başladıkları planın geçen zaman içinde büyük ölçüde hedefine ulaşmış olmasıdır. Diyebiliriz ki, geçen yüzyılın başlarında sahneye konulan öncelikli olarak Osmanlı Devleti’nin parçalanması, ardından da İslam ülkelerinin ufalanmasını öngören oyunun ortaya çıkardığı durum Haçlı-Siyonist ittifakının küstahlığını giderek artırmasını ve bunu gizlemeye bile ihtiyaç duymamasının temelini oluşturuyor.
 
Haçlı-Siyonist ittifakının gerçek yüzü son yıllarda iyice ortaya çıkmış olmakla birlikte geçmişte de benzer bir durum söz konusuydu. Mesela, Irak’ın işgalinin ardından Türkiye Kuzey Irak’ta bir oluşumu kabul etmeyeceğini her fırsatta dile getirdi, buna karşılık bugün Suriye’de benzer bir oluşumun temellerini atanlar, “Türkiye’nin istemediği bir gelişmeye izin vermeyiz” şeklinde karşılık veriyorlardı. Ama sonunda Kuzey Irak’ta federal bir yapı oluşturuldu ve o yapı şimdilerde kendilerine imkân hazırlayanların desteği ile bağımsızlık ilanı peşinde.
 
Benzer durum Suriye’de de aynen tekrarlanıyor. Türkiye sınırlarımızın hemen ötesinde terör örgüt eliyle yeni bir oluşumu haklı olarak kabul etmeyeceğini her fırsatta dile getiriyor ama Irak’ta olduğu gibi yine ABD’den ‘Türkiye’nin uzun vadeli güvenliğine ve çıkarlarına zarar verecek bir gelişmeye karşıyız’ açıklamaları yapılıyor. Başta ülkemiz olmak üzere dünyanın gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Çünkü Türkiye ısrarla PKK’nın Suriye kolu YPG ile IŞİD’e karı mücadele verilmesinin yanlış olduğunu hatırlatıyor ama onlar bildiklerini okuyorlar. Mızrak çuvala girmez hale gelince bir emirle YPG’nin adı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olarak değiştiriliyor. Sanki bir terör örgütü ismini değiştirmekle demokratik bir yapıya kavuşuyormuş gibi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle, “Ha Vali… Ha Hasan” değişen bir şey yok. Belli ki ABD’nin nihai hedefleri arasında Suriye’de de Irak benzeri bir oluşumun hayata geçirilmesini sağlamak var. Aslında Irak örneği hatırlandığında oradaki durum herkes tarafından biliniyordu. Bunu ABD ve müttefikleri gizlemeye bile gerek duymuyorlardı. Sadece, gerekçelerini açıklamıyorlardı. Bugün gelinen noktada görünen o ki, İngilizlerin geçen yüzyılın başlarında yazıp sahneye koymaya başladığı plan hayata geçiriliyor. Bu planda ise bölgemizde bir Kürdistan oluşturulması var. Bir diğer önemli husus ise İsrail’in güvenliğinin sağlanmasıdır. Böyle olmasaydı İsrail her geçen gün küstahlaşır, Mescid-i Aksa’nın kapılarını Müslümanlara kapatma cesaretini kendinde bulabilir miydi?
 
Netice itibarıyla artık İslam dünyasının Haçlı-Siyonist ittifakının gerçek yüzünü görmesi ve buna göre hareket etmesi gerekiyor. Müslümanların kutsal mekânlarının korunmasını özellikle Haçlılardan beklemenin, yanılmanın da ötesinde aptallık olacağını gördüğümüz an sanıyorum oynanan oyunu sahneden kaldırabiliriz. Unutulmamalıdır ki, oyunu yazıp sahneleyenlerden bu oyunu rafa kaldırmasını beklemek yanlış olur. Çünkü oyun henüz nihai hedefine ulamamış, daha atılacak adımlar, oyunda yapılacak rötuşlar vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi