ÖSYM’nin puan hesaplamasında hata yaptığı ve bu hatanın düzeltilmesinin ardından daha önce bir üniversiteye yerleştirilmiş öğrencilerden bir kısmının kazanamadığının ortaya çıkması ile yapılan hatada hiçbir payı olmayan gençlerin yaşadığı hayal kırıklığının önlenmesi gerektiğine, bunun için önce kazandırılan sonra kaybettirilen gençlerin ilan edilen okullara yerleştirilmesinin devlete düştüğüne dikkat çekmiştim. Elbette, hayal kırıklığı yaşayan sadece öğrenciler değil, onların ailelerinin ruh halini de unutmamak gerekiyor. Doğrusunu söylemek gerekirse söz konusu yazımı yazarken ÖSYM’nin başında bulunun Sayın Prof. Ömer Demir’in istifa etmesi gerektiğini hiç düşünmemiştim. Böyle bir şey aklıma hiç gelmemişti. Çünkü ülkemizde yapılan hatada bulunduğu makamın yüklediği sorumluluk dışında hiçbir payı bulunmayan yöneticilerin değil, hata yapanların bile istifası söz konusu değildir. Bu bakımdan ÖSYM hata yapmıştır öyle ise bunun sorumlusu başkandır gibi bir yaklaşım gündemime gelmemişti. Çünkü soruşturma açılmış, soruşturma sonucunda hesaplama hatasında sorumluluğu bulunanların ortaya çıkartılacağı ve gerekli işlemin yapılacağı açıklanmıştı. Bundan sonra soruşturmanın sonucunu beklemek gerekiyordu. Bu arada ÖSYM Başkanı Sayın Prof. Ömer Demir’in haberlerde yapılan hata sebebiyle, “ÖSYM’nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek için görevinden ayrılma talebini ilgili makamlara sunmuş olduğunu” açıklaması benim için sürpriz oldu.

Aslında böyle bir istifanın sürpriz bir tarafı olmaması gerekir ama yüzlerce hatanın ardından pek çok yöneticinin suçu başkalarına atmak suretiyle sorumluluktan kurtulduğu ülkemizde bir yetkilinin kurumunun tartışılmasını engellemek için istifasını vermiş olması karşısında ister istemez şimdiye kadar yapılan hatalar ve yanılmalar sebebiyle kurumların ve sistemin tartışma konusu olmasına karşılık kılları kıpırdamayanlar aklıma geldi ve “Acaba Sayın ÖSYM Başkanı’nın bu tavrı başkalarına da örnek olur mu?” diye sormadan edemedim. Soruyu kendi kendime sordum ama içimden olumlu bir cevap vermek de gelmedi. Çünkü bu tür eylemlere pek alışık değiliz. İstifalar genellikle ya getirildikleri görevi beğenmemek ya da bir başkasının atandığı görevin layık görülmemesi sebebiyle gerçekleşir. Bir bakıma istifalar tamamen kişisel tercihlerle ilgilidir. Yoksa mensup olunan kurumun korunması ve tartışılmasının önlenmesi ile çok az ilgilidir. Böyle olunca ÖSYM Başkanı alkışlanacak bir örnek sergilemiştir. Bu örnek davranışın taçlandırılması da hata sonucu açıkta kalan öğrencilerin eski okullarına yerleştirilmesi ile mümkün olacaktır. Başkanın tavrının diğer yetkililerce de paylaşılması, böylece örnek bir tavır olmanın ötesinde yapılan hatanın telafisi ile ikinci hayra vesile olacaktır.

Bana katılanlar olur mu bilemem ama emrinde çalışanların sebep olduğu hatadan dolayı kurumunu korumak için görevini kendi isteği ile bırakabilen sorumluların sayısı arttığı takdirde sanıyorum hatların, aldanmaların ve yanılmaların sayısı az alacaktır. Sanıyorum buna ihtiyacımız olduğu hususunda bana destek verenler olacaktır. Çünkü yöneticilerin sorumluluğu maiyetlerinde çalışanlardan çok daha fazladır. Unuttuğumuz bazı hasletlerimizi hatırlattığı için Sayın Ömer Demir’e teşekkür ediyorum.