Kendi oyunu ile tuş olan pehlivan
DP'nin (Demokratik Parti) olağanüstü kongresi Pazar günü Ankara'da yapıldı. Hiç de beklendiği gibi etkili olmadı. Sayın Mehmet Ağar'ın üzerine toz kondurmadığımı bilen okuyucu kardeşlerim, Türkiye'nin dört bucağından telefon ederek bu başarısızlığın hesabını benden soruyor.
Cennet vatanımızı ve mübarek halkımızı, Anadolu çocukları yönetmelidir. Bu inanış bende sarsılmaz bir tutku halindedir. Bu ülke kendi öz çocuklarından hiç zarar görmemiştir. önce son yıllardaki siyasi tabloya bakalım. Mesela bugüne kadar CHP'nin başına sayın Deniz Baykal gibi, inançlı ve dinine saygılı bir genel başkan gelmemişti. Sayın Baykal, Antalyalı bir yörük çocuğudur. Bir de bazı konularda çok başarılı olan bugünkü kabineye bakalım. Şu anda aklımıza gelen çok başarılı birkaç bakan ismini hatırlayalım. Mesela sayın Binali Yıldırım, sayın Hilmi Güler, sayın Hüseyin çelik, sayın Veysel Eroğlu, sayın Beşir Atalay, sayın Recep Akdağ ve diğerleri... Bunların hepsi öz be öz Anadolu çocuklarıdır. Gerek bürokraside, gerekse politikada, görev yaptıkları her yerde son derece başarılı olmuşlardır.
Ancak şunu da itiraf edelim ki, Anadolu çocukları, dümen, dubara, şeytanlık ve üçkâğıtçılık bilmezler. Anadolu'nun suyu, havası, yerleri gökleri gibi saf ve temizlerdir. Pehlivan olmaya pehlivandırlar ama... çok defa ve sık sık kendi oyunları ile tuş olurlar. İşte sayın Mehmet Ağar da bütün kabiliyet, yetenek ve üstün vasıflarına rağmen, o saflardan biridir. Biz dostlarımızı severiz. Sevdiklerimizin üzerine toz kondurmayız amma... Elbette ki onların mizaçlarını değiştiremeyiz.
Süper vali, rahmetli Recep Yazıcıoğlu, Rahmeti Rahman'a kavuşmadan tam 7 gün önce, ben Anadolu Gençlik dergisinin davetlisi olarak, bir konferans için Denizli'ye gitmiştim. Rahmetli Yazıcıoğlu, sayın Ağar'ı neden tuttuğumu sordu. Lafı uzatmadan, o cevabımı burada tekrarlarsam, sayın Ağar'ın neden savunduğum anlaşılacaktır. Rahmetli Yazıcıoğlu'nun sorusuna: "Evvela sayın Ağar, Elazığlı'dır. Ben Elazizlileri çok severim. Ayrıca da Türkiye bir geçiş dönemi yaşamaktadır. Ağar gibi tecrübeli Anadolu çocuklarına, siyaset sahnesinde çok büyük ihtiyaç vardır. Hem de CHP'nin yerinde, ana muhalefet olarak Ağar'ın partisi bulunsa, daha iyi olmaz mı?" demiştim. Rahmetli Yazıcıoğlu bana hak vermişti.
Bizim sevgimiz, tabir caizse fiilî sevgidir. Sevgimiz sadece kalbimizde silik bir muhabbet olarak kalmaz. Fiiliyatta da kendini gösterir. Sevdiklerimizin icra makamlarına gelmesi için fiilen de çalışırız. Sayın Ağar için de aynı metodu uyguladık. Onun bir partinin başına geçmesi için elimizden geleni yaptık. çok şükür Ağar bizi utandırmadı ama... Başarılı da olamadı. çünkü rahmetli Menderes'in akıbetini ve darbecilerin alışkanlıklarını hiç unutamadı. Neyse bu konu şimdilik bu kadarla kalsın. Ancak bir televizyon kanalının lütfen verdiği sayın Ağar'ın çok önemli bir tespitine dokunmadan geçemeyeceğiz.
Olağanüstü kongrede yaptığı kısa konuşmada sayın Ağar: "Genelkurmay, 27 Nisan gecesi internetten yayınladığı e-muhtıra ile Türk siyasi hayatını allak bullak etmiştir. ülkemizin siyaset haritası o haksız muhtıra ile temelinden sarsılmıştır. Bu, özgürlük ve demokrasiye tam zıt bir eylemdi. Milli iradenin vesayet altına alınmasına devam anlamına geliyordu. Tabii ki biz de ona göre bir tutum belirledik. Bu tutumumuzdan millet hoşlanmazdı. Biz de parti olarak o muhtıradan payımıza düşeni aldık" diyor. Bu sözleri Atatürk'ün de iradesine uygun olarak, "Asker asla siyasete karışmamalıdır" anlamına gelmiyor mu?
öyle ama vakit çok geç. Bu uyanış karşısında bize maalesef: "Geçti Bor'un pazarı; sür eşeğini Niğde'ye" demekten başka bir şey kalmıyor. Eğer sayın Ağar, bu çıkışı, e-muhtıranın yayınlandığı gün yapsaydı, başında bulunduğu parti, ilk seçimlerde en azından Türkiye'de ana muhalefet olmayı garantilemiş olurdu. Halbuki şimdi DP siyasi hayatta iddia sahibi olmak şöyle dursun, silinmeden varlığını sürdürme mücadelesi veriyor.
Uzaktan izlediğimize göre kongre, sayın Tansu çiller'le sayın Ağar'ın destekledikleri 2 aday arasında geçiyormuş. Sonuçtan haberim yok. Siz DP delegelerinin yerinde olsaydınız, sayın Ağar'ın adayına oy verir miydiniz? Sayın Ağar, en kritik günde, TBMM'e girseydi, bu duruma düşer miydi? İşte kendi oyunu ile yenilen pehlivan böyle olur. Bu konuya 1-2 gün daha devam edeceğiz inşallah. Derin sevgi, saygı ve dualarımızla...