Liselere geçişte sistemin değiştirilmesi ile başlayan tartışmalarda bazen ipin ucu kaçırılıyor, işin özü bir kenara itilerek birkaç emlakçının, “Okula yakın kiralık ev” ilanları öne çıkartılıyor. Sanki bütün mesele adresle ilgiliymiş gibi bir hava estiriliyor. Hâlbuki birkaç kendini açıkgöz sananın ortaya attığı bir takım sözlerin peşine takılıp kalınacağına yeni sistemin eksikleri hakkında görüşü olanlar konuşsa daha yararlı olmaz mı? Söz gelimi tüm sekizinci sınıf öğrencilerinin zorunlu olarak sınava girmeleri yerine isteyenlerin girmesi, diğerlerinin oturdukları yere yakın okulları tercih edebilmelerinin sakıncası olduğunu düşünenler bunları sıralasa daha yapıcı olunmaz mı? Kısacası, her konuda olduğu gibi TEOG ’un kaldırılması ile yerine getirilen yeni sistemin tartışılması gerekirken işin özü ile ilgisi olmayan konular gündeme getiriliyor, dikkatler esastan saptırılıyor. Söz gelimi TEOG’un kaldırılmasının sakıncaları olduğunu düşünenler bunları sıralasa, yeni sistemin öğrenci, veli ve okul üçgeninde ortaya çıkaracağı muhtemel sıkıntılar gündeme taşınsa, bu sakıncaların nasıl giderileceğine dair alternatif teklifler yapılsa sanıyorum daha ciddi bir iş yapılmış olacaktır.

Söz gelimi bazı ilçelerde bir ya da iki lise ya da dengi okul bulunduğu, bunun sonucu olarak bu okullarda yığılma olacağı ileri sürülüyor. Böyle olunca bu yığılmanın nasıl çözülebileceğini tartışmak doğru olacaktır. Yapılan bazı açıklamalarda bazı okullarda ikili eğitime geçilebileceği belirtiliyor. Hâlbuki geçtiğimiz aylarda Milli EğitimBakanlığı’ndan yapılan açkılamalarda ikili eğitime en kısa zamanda son verileceği, bunun için yeni okulların ve dersliklerin devreye sokulacağı belirtiliyordu. Yeni durum ikili eğitime son vermenin bir süre erteleneceğini akla getiriyor. Söz gelimi bazı ilçelerde imam hatip okulu ile meslek lisesi bulunduğu, böyle olunca da öğrencilerin düz lise yerine bu iki alternatiften birini tercih etmek zorunda kalacağı ileri sürülüyor. Bu iddia ilk bakışta doğru gibi görünse de hemen belirteyim ki geçmişte bazı ilçelerdeki birden fazla lisenin birinin imam hatip ya da meslek lisesine dönüştürüldüğü doğrudur ama eğer düz lise tercihi diğer iki liseye göre fazla olursa buna çözüm bulmak zor değildir. Bu bakımdan gizli imam hatip düşmanlığını gizleyerek zihinlerde bir takım sorular oluşturmaya çalışmanın anlamı yoktur. Kafa karıştırmak yerine muhtemel sıkıntılara çözüm üretmek gerekiyor. Denebilir ki, soruna çözüm bulmak bizim işimiz değil, bunu bakanlık düşünsün. Bu yaklaşım doğrudur ama bizlere de vatandaş olarak bildiğimiz çözümleri sunmak görevi düşer.

Tartışılması gereken esas mesele okullar arasında gündeme gelen nitelikli-niteliksiz okul yaklaşımıdır. Bakanlığın öncelikli olarak çözmesi gereken husus bu ayrıma son verecek adımları atmaktır. Bunun için sorun bazı okullardaki öğretmelerden kaynaklanıyorsa onlar için meslek içi eğitimin gündeme gelmesi, okulların yetersizliği söz konusu ise bunların sayısını ve kalitesini artırıcı adımların atılması gerekir. Çünkü eğitim alanındaki eksikliklerin giderilmesi Boğazın altında demiryolu geçirilmesinden çok daha önemlidir. Bu noktada başta sınıf öğretmenlerinin yetiştirilmesi olmak üzere öğretmenlerin iyi yetiştirilmesi için gerekli adımların atılması şarttır. Çünkü öğretmenlik herkesin yapabileceği, daha doğrusu hiç olmazsaöğretmen olayım diye tercih edilecek bir meslek değildir. Ancak severek ve isteyerek yapılabilir. Bu bakımdan liselere geçişin sınavlı, sınavsız ya da isteyenin gireceği sınavla sağlanmasından önce nitelikli-niteliksiz okul ayrımını ortadan kaldıracak düzenlemelerin neler olabileceği tartışılmalıdır. Bazı velilerin bazı okullara yakın evlere taşınmalarının gündeme getirilmesi konunun esastan saptırılması demektir.