Can güvenliği cam filminden önemli ama!..
SON günlerin tartışma konularından birisi otomobillere taktırılmış olan cam filmlerinin yasaklanması ve arabalarında cam filmi olanların tamirhanelerde kuyruğa girerek bunları söktürmeye çalışmaları. Çünkü söktürmeyenler ciddi cezaödeyecek. Bilim , Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü , cam filmi yasağını kaldıran uygulamadan neden vazgeçtiklerini, “Cam film önemli ama can güvenliği daha önemli, önce can güvenliğimize bakacağız” sözleri ile açıklamış. Can güvenliğinin önemini tartışmanın alamı yoktur. Can her şeyden önemlidir. Ancak, cam filmi yasağını kaldırma kararı almadan bu gerçek hatırlanamaz mıydı? Bunu tespit etmek çok zor bir iş miydi? Cam filmi yasağı yıllardan beri vardı ve bunun elbette bir sebebi ve gerekçesi bulunuyordu. Zaten bu gerçeğe Sayın Özlü, “Cam filmi yasağı hiç kalkmadığını” belirterek dikkat çekiyor ve şunları söylüyor:
“Şu anda cam filmi taktırmış olan vatandaşlarımız da yasak varken cam filmi taktırdılar. Biz bakanlık olarak cam filmi yasağını kaldırmak istedik. Geçen yıl bu niyetimizi beyan ettik, ilgili kurumlardan da olumlu görüşler aldık ve yönetmeliği yayınladık.”
Bakan Özlü, söz konusu yönetmeliğe göre 26 Ekim 2017’de cam film yasağının kaldırılacağının açıklandığı ancak Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerinin, özellikle son dönemde artan terör eylemleri sebebiyle şüpheli şahısların tanınması ve tespitinde sıkıntı yaşandığını, bu sebeple cam filmi yasağının kaldırılmaması yönünde görüş beyan ettiğini kaydediyor.
Bu noktada bir hususa dikkat çekmekte yarar var. Cam filmi yasağının kaldırılması kararı alınmadan tüm kurumlardan görüş alındığı belirtilirken, yasağı kaldırma kararının ardından Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yasağın devamı konusunda görüş beyan etmesi bir çelişki değil midir? Eğer önceden Emniyet Genel Müdürlüğü bildirdiği görüşte cam film yasağının kaldırılması yönünde fikir beyan etmiş ise sonradan farklı görüş beyan etmek ciddi bir çelişki olmaz mı? Kaldı ki olay sadece önceden verilmiş bir kararın değiştirilmesinden ibaret değildir. Gerek ülke olarak gerek cam filmi taktırmış vatandaşlar olarak ciddi bir maddi kayıp söz konusudur. Bunun yanında zaman kaybı da işin cabası. Çünkü takılmış cam filmlerini söktürmek için tamirhanelerin önünde kuyruklar oluşturuldu.
İşin bir başka boyutu ise çeşitli konularda olduğu gibi cam filmi konusunda da mesele enine boyuna tam olarak araştırılmadan karar alındığı görülüyor. Çünkü bu ülkede terör sorunu son günlerin meselesi değildir. Ülkemiz 30 yılı aşkın bir süreden beri bu bela ile boğuşmaktadır. Kaldı ki, cam filmi araç içindekileri net olarak göstermediği, hatta gizlediği için terör söz konusu olmasa bile kötü niyetliler kendilerini kamufle etmek için cam filmini kullanabilirlerdi. Şahsen yıllardan beri şehirlerarası yollarda özellikle gece yolculuğu yaptığımda bir çevirme gördüğümde öncelikli olara araç içi lambayı yakar, çevirme noktasına yaklaşırken ön camı açmayı adet haline getirmişimdir. Çünkü çevirme yapan polislerin rahat çalışmasına göstermek gerekir. Bu sebeple cam filmi yasağının devamı hususunda pek çok sebep varken bu yasağın kaldırılmasına karar verilmiş ise sona ermesine kısa bir zaman kala yasağın devam edeceğinin açıklanması kanaatimce doğru olmamıştır. Yasağın kaldırılması, ardından devamı kararı alınması ile milyarlarla ifade edilen bir de maddi kayıp söz konusudur. Bu kaybın sorumluları kimler olacaktır? Bu sorunun cevabı ilgililerce kamuoyuna verilmelidir. Hiç olmazsa bundan sonra olsun iktidar sahiplerinin ‘ben yaptım oldu’ mantığı ile ayaküstü karar verme alışkanlığından kurtulmaları gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.