Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Suriye’de siyasi çözüm masadaki kadar kolay mı?

Suriye’de siyasi çözüm masadaki kadar kolay mı?

Soçi zirvesi ülkemizde ve dünyada geniş yankı buldu. Öyle ki, Suriye ’de bundan sonra silahların yerini siyasi çözümün alacağı dile getiriliyor. Böyle olmasını da gönül arzu ediyor. Ancak, Soçi zirvesinde ABD ’de bulunuyor olsaydı ve siyasi çözüm konusunda dörtlü bir mutabakat sağlanabilmiş olsaydı belki ümitli olmak mümkündü. Kaldı ki, Soçi zirvesine ABD’de katılmış ve yayınlanan bildiriye imza atmış olsaydı bile bu saatten sonra Suriye’de siyasi çözüm sanıldığı kadar kolay olmazdı. Bunun için fazlaca bilgiye, özellikle de özel bilgilere sahip olmaya gerek yok. Sadece, medyaya yansıyan haberlere dikkat etmek yeterli. Soçi zirvesinin ardından dünkü gazetelere yansıyan haberlerin başlıklarına bakmak bile bu gerçeği gözler önüne seriyor. Dünkü gazetelere yansıyan haberlerin sadece üçünün başlığını aktardığımızda ne demek istediğimiz rahatlıkla anlaşılacaktır.

Bu haberlerin ilkinde PKK , Pentagon’un Kara Kuvvetleri olarak nitelendirilirken bir diğerinde, “ABD Suriye’de kalıcı, PKK devleti kuruyor” denirken bir başka gazetemizde aynı haber, “ABD’nin niyeti terör devleti” başlığı altında yer alıyordu. Bu haberler tam olarak doğru olmasa bile medyamız ABD’nin Suriye’ye dönük niyetini bu ifadelerle dile getiriyorsa Suriye’de siyasi çözümün kolay olmadığını söylemek mümkün. Kaldı ki ABD, Suriye’de PKK/ YPG terör örgütünden ve orada bir terör devleti kurmaktan vazgeçmediği sürece Suriye’de siyasi çözüme ulaşmanın kolay olmayacağını söylemek yanlış olmaz.

Bu noktada Rusya’da Soçi zirvesinden bir mutabakat sağlandığını açıklasa bile ABD’nin kara gücü olarak kullandığı terör örgütünden tam olarak vazgeçmiş söz konusu örgütle her tülü irtibatını kesmiş olduğu söylenemez. Böyle olunca, Suriye’de siyasi çözümün sağlanması için Türkiye’nin şimdiye kadar tekrarladığı düşüncesinden vazgeçmesi gerekiyor. Yani, ABD’nin hemen güneyimizde bir terör devleti kurulması dayatmasına bir şekilde evet demesi, evet demese bile olayı sessizce geçiştirmesi gibi bir durumla karşılaşılacak demektir. Bu durumda Türkiye açısından mümkün değildir. Yani ABD Irak ’tan sonra Suriye’de de bir Kürt devleti kurulması fikrini terk etmediği sürece siyasi çözüm lafta kalabilir. Kaldı ki, Suriye’de siyasi çözüm sağlamak adına Rusya’nın ABD ile çatışmasını beklemek de gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Çünkü Rusya ile ABD dünya üzerinde sömürülerini sürdürebilmek için yaklaşık yüz yıl önceki Yalta Konferansı’ndan bu yana dayanışma içindeler. Bir bakıma ABD’nin korkuttuğu ve ürküttüğü ülkeler kendilerini Rusya’nın kantları altına atarken, Rusya’nın korkuttuğu ülkelerde benzer şekilde kendilerini ABD’nin himayesine teslim ediyorlar. Her iki durumda da sömürü devam ediyor; sadece sömürenler değişiyor. Bu bakımdan öncelikli olarak bu dünya düzeninin son bulaması şart. Ülkelerin iki sömürgeciden birini tercih etmekten kurtulması gerekiyor. Bu sağlanamadığı sürece dünyada güçlülerin borusu ötmeye devam edecek, bu güçlü borunun da diğer ülkelere bir faydası olmayacaktır.

Bunları bir ümitsizliğin ifadesi olarak dile getiriyor değilim. Hatta Soçi zirvesinin önemini azaltmak gibi bir niyetim de yok. Ancak, söylenenlerden çok gerçeklerle, yani yapılanlarla ilgilenmenin daha doğru olacağını hatırlatmaya çalışıyorum. Söylenenler ile gerçeklerin uyuşmadığını görmek için ABD’nin önce Irak’ta, son 7 yıldır da Suriye’de söyledikleri ile yaptıklarını hatırlamak yeterlidir. Çünkü Soçi’de ABD ve koalisyon ortakları ile AB ülkeleri yoktu. Bunların olmayışı onların Soçi zirvesinden çıkan her kararı onaylayacakları anlamına gelmez/gelmiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi