DEAŞ’ı Mısır’a mı taşıdılar?
Mısır ’ın Sina bölgesinde geçtiğimiz Cuma günü namaz vakti bir camiye yapılan saldırı sonucu 300’den fazla insan hayatını kaybetti. Bu rakamın artması da söz konusu. Patlamanın hemen arkasından yapılan açıklamalarda saldırıyı DEAŞ ’ın gerçekleştirdiği ileri sürüldü. Mısır yönetimi konu ile ilgili olarak resmi açıklama yapmak hususunda ağırdan aldı/alıyor. Ancak, bu saldırı ile ilgili medyaya yansıyan haberlerde saldırının üzerinden iki gün geçtikten sonra Mısırlı adı açıklanmayan bazı yetkililerin saldırganların üzerinden DEAŞ bayrağı çıktığını ve saldırganların 25-30 kişi olduklarını belirttikleri belirtildi. Kısacası, özellikle dünkü gazetelerde bu manada yer alan haberlerde olayın faillerinin DEAŞ militanları olduğu ileri sürülürken bu arada Sina’daki camiye yönelik saldırında ABD -İsrail parmağı olduğu, Suriye ve Irak’ta terör projesi çöken ABD ve İsrail’in DEAŞ’ı Mısır’ın Sina bölgesine taşıdığı belirtiliyordu. Tüm bu iddialar ne kadar doğrudur bilemiyoruz ama Cuma namazı kılan Müslümanlara karşı saldıranların bunu İslam adına yapmaları düşünülemez. Kimliklerini ifade ederken kendilerini Müslüman olarak tarif ediyor olmaları yaptıkları işin bir cinayet ve katliam olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu bakımdanCumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan ve diğer bakanların yaptıkları açıklamalarda, “Bunlar Müslüman değil katil” demeleri bir tepkinin ifadesidir.
Netice itibariyle Sina’daki saldırı ister DEAŞ militanlarının, ister bir başka terör örgütünün işi olsun yapılan iş bölgemize yönelik bir takım planların uygulanması için gayret gösteren ABD ve koalisyon ortakları ile İsrail’in işine yaramıştır. Böylece, bölgemizde hayatını kaybeden milyonlarca Müslüman’ın durumu gözlerden kaçırılmış, tek kan dökücü olarak DEAŞ ve diğer terör örgütleri dünyanın gözü önüne çıkmıştır.
Ayrıca, bölgemizdeki tüm terör örgütlerinin kurucusu ve destekleyicisi olduklarında artık hiçbir şüphe kalmamış olan ABD ve İsrail ‘in bu tavırları görülmez olmuştur.PKK /YPG terör örgütüne binlerce TIR dolusu ağır silahlar göndermiş ve bu davranışı ile dünya kamuoyunda aleyhine bir hava oluşmuş olan ABD’nin çirkin yüzünün yerine kendilerini Müslüman olarak tarif eden bir terör örgütü almış, böylece Müslümanların terörist olduğu iddialarını gündemde tutmalarına destek verilmiştir. Kısacası, Sina’daki cami saldırısı ABD ve İsrail’in işine yaramıştır. Meseleye bu açıdan bakıldığında Sina saldırısında ABD-İsrail parmağı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu saldırı ile Trump’ın yaptığı, “Bundan böyle PKK/YPG’ye silah gönderilmeyecek” açıklaması da anlamını yitirmiştir. Çünkü söz konusu açıklamaya rağmen medyada, “PKK/YPG’ye 19 ülkeden silah ve mühimmat gidiyor” haberlerinin yer alması da Haçlı-Siyonist ittifakının ikiyüzlülüğünü gösteriyor.
Özetle, DEAŞ bu saldırı ile kâfirlere hizmet etmiştir. Böyle olunca da yaptıkları işi bir takım İslami hassasiyetlerle izah etmeye çalışmaları ellerindeki Müslüman kanını temizlemeye yetmeyecektir. Yaptıkları iş Haçlı-Siyonist ittifakına uşaklıktan öte bir anlam ifade etmeyecektir. Ayrıca, bölgemizde, daha doğrusu Müslüman ülkelerde faaliyet gösteren terör örgütlerinin hemen hepsi kendilerini Müslüman olarak tarif etmelerine rağmen, bugüne kadar hep Müslümanlara karşı saldırmış, Müslüman kanı akıtmışlardır. Yani sadece efendilerine hizmet etmişlerdir.
Bu arada medyaya yansıyan haberlere rağmen DEAŞ’tan saldırıyı kendilerinin yapmadığına dair şu ana kadar (26 Kasım-Pazar-Saat 12.00) bir açıklama gelmemiştir. Böyle açıklama yapılmıyor olması onları aklamaz ama bu durum ABD’nin bölgemizdeki terör örgütleri ile ilişiğini kesmediğini sadece onların yerlerini değiştirdiğini gösterir. Sanıyorum Haçlıların ne söylediğine değil ne yaptıklarına dikkat etmemiz gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.