Mustafa Güçlü

Mustafa Güçlü

Ok yaydan çıkmalı ve hedefine varmalıdır

Ok yaydan çıkmalı ve hedefine varmalıdır

Emperyalist devletler iki binleri yılların başından itibaren emellerine ulaşmak için demokratik değerleri yeni keşif yolu olarak kullanarak, Ortadoğu'ya demokrasi getireceğiz iddiası ile bölgeyi kan gölüne çevirmiştir. Halbuki bundan tam yüz yıl öncesine kadar Ortadoğu milletleri huzur, güven ve refah içinde yaşıyordu.

Ecdadımız Osmanlı, insanı korunması gereken en değerli varlık kabul etmiş; toplumları ise Allah'ın (cc) hayır ve iyilikte yarışması için yarattığı "İbrahimi Milletler" olarak görmüştür. Bu bakış açısı ile Osmanlı Devleti, Hz. Adem'den Hz. Muhammed'e kadar kavimlere gelen tüm peygamberlerin aynı tevhit anlayışını getirdiklerini, uygulamada meydana gelen farklılıklarınsa farkında olarak, bu yaşam tarzlarını çatışma unsuruna dönüştürmeden farklı dil, din ve ırk mensuplarını bir arada tutarak, yüzyıllar boyunca hakim oldukları beldelerde huzur, refah ve güvenlik içinde birlikte yaşamalarını temin etmiştir. Bu beldelerden bir tanesinde  Osmanlı döneminde Dar'us-selam olarak isimlendirilen Kudüs'tür. 
Bugün Sekiz Aralık İki Bin On Yedi yani Kudüs'ten ecdadımız çekilmek zorunda kaldığı ve İngilizler tarafından işgal edilişinin tam yüzüncü yılı. İnsanı insanı kurdu olarak gören, toplumları da güçlü olanın zayıf olanı ezdiği yapılar olarak tasavvur eden emperyalist Batı zihniyeti sömrüsünde uzun yıllar kaldıktan sonra 1967 yılında İsrail'in eline geçen Kudüs'de, bu tarihten sonra zulum ve gözyaşı iyice artmıştır.  
Kan emmeye doymayan vampir ikiz kardeşler, bugünlerde Ortadoğu'da yeni bir oyunu sahneye koymaktadır. Mukaddes Kudüs'ü zalim İsrail'in başkenti olarak kabul ettiğini açıklayan haydut Amerika, bir yandan Ortadoğu'da kendince enerji politikaları kapsamında karlı çıkmayı hesap ettiği diğer yandan zalim İsrail'i güven altına almayı hesap ettiği bir dönemin başlangıç adımını atarak yeni bir ateş tutuşturmuştur. İnşallah Kudüs'ün işgalinin yüzüncü yılında, vampir ikiz kardeşler tutuşturdukları bu ateşin dumanında boğulup gideceklerdir. 
Tarihin her döneminde içinde bulunduğu zor şartlara rağmen oyun kurucu olmayı başarmış Kadim Türk Devlet geleneğinin bugünkü temsilcisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarihi müktesebatının kendisine sunduğu imkanları tutarlı politikalara çevirerek, bölgesinde ve dolayısı ile Ortadoğu'da zülüm ve gözyaşı üzerine kurulan düzeni yerle bir edecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Muazzez ve Mukaddes Kudüs Beldesinin kana doymayan vampir İsrail'e başkent yapılmasını kabul etmediği ve Türk Milleti nezdinde yok hükmünde olduğunu dünyaya ilan etmesini bu kutlu sürecin başlangıç ayak sesleri olduğunu kabul etmekteyiz. Tarih tekerrürden ibarettir sözü inşallah tecelli edecektir.  Zülümle hiç bir zorbalığın abad olamayacağı ilahi hakikatini kadim Türk Milleti inşallah zalimlerin hükümranlığını yerle bir ederek gösterecektir. 
Mukaddes Kudüs ümmetin namusudur, zalimlerin bu kutsal beldeye hükmetmesine izin verilmeyeceğini ilan ediyoruz. 
 İmanından aldığı ferasetle hadiselerin üzerine cesur siyasi adımları atarak yol almaya niyetli necip milletinin gücünü arkasına almış Türk Devletinin bu yolda atacağı etkin adımları durdurmaya inşallah kimsenin gücü yetmeyecektir. Kısacası ok yaydan çıkmalı ve hedefine mutlaka saplanmalıdır. 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa Güçlü Arşivi