Koalisyon dönemine devam
Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi hem sürpriz olmadı, hem de millet ikinci bir defa daha sandık başına gitmekten kurtuldu. Çünkü Cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kalmış olsaydı da büyük bir ihtimalle aynı sonuç çıkardı. Netice itibariyle seçmen meseleyi uzatmadan sonuçlandırdı. Bu bakımdan sonuçlar üzerine fazla söze gerek yok diye düşünüyorum. Ancak, seçim sonuçları üzerine söylenecek çok söz var. Söz gelimi Başkanlık sistemine geçişi öngören anayasa değişikliğinin halk oylaması kampanyasını ağırlıklı olarak eski koalisyonlar döneminin sona ereceği, siyasette istikrarın hâkim olacağı iddiası oluşturuyordu. Ancak, gerek daha sistem hayata geçmeden ittifak adı altında koalisyonlar dönemi başlamıştı. Seçim sonuçları ise adına ister ittifak ister koalisyon diyelim bu gerçeği pekiştirdi. Çünkü iktidar Meclis’te tek başına çoğunluğu sağlayamadı. Böyle olunca da ister istemez iktidar partisi Meclis’te MHP desteğini sürekli kılmak için bir çabanın içine girecektir. Şahsen partiler arasında uzlaşmanın gerekli olduğunu düşünen, uzlaşma kültürünün yerleşmesi gerekli olduğuna inan birisi olarak bu tür uygulamalara toplum olarak alışmak gerektiğine düşünüyorum. Ancak, bu durumun tek başına hareket etmeye alışmış bir iktidar partisinin önümüzdeki dönemde atacağı her adım için başta MHP olmak üzere diğer partilerin desteğini arama ihtiyacı duyacak olması önümüzdeki günlerin yeni çalkantılara gebe olduğunu akla getiriyor. Yani, yeni sistemi savunurken ve seçmenden oy isterken ileri sürülenlerin gerçeği yansıtmadığı daha ilk seçimlerde ortaya çıktı. Bu durum sürpriz değildi. Bu gerçeğe bu köşede çeşitli kereler dikkat çekmeye çalışmıştım.
Hemen belirteyim ki, iktidar partisinin Meclis’te çoğunluğu sağlayamamış olması belki de gelecek açısından iyi olmuştur. Bunu zaman gösterecek. Ancak, iktidar kanadının bir takım yandaşlarının seçim kampanyası boyunca Saadet Partisi’ne yönelik sergiledikleri yalan ve iftiraya dayalı kampanya sanıyorum hafızalardan silinmeyecektir. Özellikle Saadet’i teröristlerle birlikte göstermeye ve ısrarlı bir şekilde Saadet’e verilen oyların CHP’ye gideceği yönündeki yalana dayanan kampanya yürütücülerinin istediği sonucu vermemiş görünüyor. Belki Saadet’in belli oranda önünü kesme gayretleri başarılı olmuş ama destekledikleri partiye Meclis’te çoğunluğu sağlatamamıştır. Bunun sonucu olarak da adeta Meclis’te MHP’nin desteğine ihtiyaçları eskiye göre daha da artmıştır.
Seçim sonuçları ile ilgili olarak üzerinde durulması gereken bir diğer husus ise MHP’nin elde ettiği sonuçtur. Çünkü yaygın kanaat ve değerlendirmeler MHP’nin yüzde 10’un altında kalacağı şeklindeydi. Aksi bir sonuç çıktı. Bu sonuç da iktidar kanadını MHP’ye mecbur hale getirdi. MHP’nin elde ettiği sonuç ister istemez İYİ Parti’nin aldığı oyları nereden aldığı sorusunu akla getiriyor. Bu konuda çeşitli ihtimaller üzerinde duruluyor.
Bir diğer husus ise Muharrem İnce’nin oylarının CHP’den yüzde 8 fazla olması çeşitli yorumlara yol açıyor. Kısa bir süre içinde CHP’de bir takım çatışmaların gündeme gelebileceği dile getiriliyor. Sanıyorum seçim sonuçlarının değerlendirilmesi her parti açısından devam edecektir. Bu değerlendirmeler yeni stratejileri gündeme getirecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.