LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Siyahlara kız vermeyenler Beyaz Saray'ı verdi!

Siyahlara kız vermeyenler Beyaz Saray'ı verdi!

- Lütfü Bey; ABD'de ilk kez siyah ırktan biri başkan oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz Barack Obama'nın ABD Başkanı oluşunu?
- Bir kere başkanlar değişir, ama ABD'nin genel politikaları değişmez. Siyah ırktan biri de, sarı ırktan biri de başkan olsa ABD'nin emperyalist politikaları sona ermez. Nihayetinde ABD başkanlığına gelenler, dünyayı yöneten dev şirketlerin, lobilerin desteğini alıp gelirler. Başkanlıkları süresince de bu şirketlerin, bu lobilerin kendilerine verdiği desteğin bedelini öderler. Ha ne olur, başkanların emperyalist politikaları uygulama tarzları farklı olur. Kimisinin tarzı daha sert, kimisinin ki ise daha yumuşak olur. Bunu belirttikten sonra gelelim ABD'de siyah ırktan birinin başkan seçilmesine. Tek cümleyle bu, olmazın olur olmasıdır elbette. Öyle ya, yarım asır önce siyahlara kız vermeyen beyazlar, bugün bir siyahın başkan olması için 50 milyon oy verdi. Malumunuz o zamanlar siyahlar ABD'nin dışlananları, horlananları, ötekileriydi. Bakın yarım asırda nereden nereye gelindi. Yarım asır önce otobüslerin ön tarafındaki koltuklara bile oturtulmayan siyahlardan biri bugün ABD'nin bir numaralı koltuğuna oturtuluverdi. Bir zamanlar siyahlara kız verilmeyen ABD'de bugün Beyaz Saray siyah bir damada verildi! Bir zamanlar siyahlar Beyaz Saray'a hizmetçi olarak bile kabul edilmezdi; ama bugün bir siyah Beyaz Saray'ın yeni efendisi. Rengi, milliyeti, kılığı kıyafeti kendilerinden farklı olanları dışlayanlar için bu durum ne müthiş bir hayat dersi. Bakın artık rengi, milliyeti, şekli şemali gibi nedenlerden dolayı bir insan ABD'nin bir numaralı kamusal alanı Beyaz Saray'dan bile dışlanamaz hale geldi. Dün dışlanan, öteki muamelesi yapılan siyahlara mensup olan Barack Obama, bugün ABD'nin bir numaralı kamusal alanı Beyaz Saray'a başkan olarak girdi. Böyle bir dünyada rengi, milliyeti, şekli şemali, kılığı kıyafeti nedeniyle insanların kamusal alanlardan dışlanması, insanlara öteki muamelesi yapılması artık anlamsız değil mi?
DOĞALGAZA DOĞAL OLMAYAN ZAM!
- Doğalgaza peşpeşe yapılan zamların elektrik zamlarını da tetikleyeceği ve özellikle dargelirliler için hayatın yaşanamaz hale geleceği şeklinde yorumlar yapılıyor. Sizin bu konudaki yorumunuz nedir?
- Doğrudur, doğalgaza peşpeşe yapılan zamlar elektrik zamlarını da tetikleyip, doğalgaz gibi elektriği de kullanamaz hale getirecek. Herhalde karakollarda, emniyette elektrikle yapılan işkenceler de ancak o zaman bitecek! Malumunuz, hükümetin "işkenceye sıfır tolerans" demesine rağmen karakollarda, cezaevlerinde işkenceler sürüyor. Engin Çeber gibi gençler buralardaki işkenceler sonucunda ölüyor. Ve ülkemizde emniyette olsun, cezaevlerinde olsun insanların en hassas yerlerine elektrik verilmesi öteden beri en başta gelen işkence yöntemlerinden biri. Peşpeşe yapılan zamlar sonucunda elektrik kullanılamaz hale gelirse, belki buralardaki elektrik işkenceleri de biter! İşin mizahı bir yana, doğalgaza da, elektriğe de peşpeşe yapılan zamlar polislerce yapılan işkenceden de beter. Öyle ya, doğalgaza da, elektriğe de böylesine zamlar yapmaya devam etmek demek vatandaşa işkence etmek demektir. Böylesine zamlı fiyatlarla doğalgazı da, elektriği de hangi dargelirli vatandaş kullanabilir? Doğalgaza da, elektriğe de böylesine zamlar yapmak vatandaşı tezekle ısınmaya, mumla aydınlanmaya mahkûm etmektir. Vatandaşı uzay çağında ilk çağları yaşamaya mecbur etmektir. Hükümet ise doğalgaz zamları konusunda sadece mazeret üretmektedir. Ancak hükümetler mazeret üretme yeri değil, çare üretme yeridir. Kaldı ki dünyada petrol fiyatları yarı yarıya düşmüştür; bu durumda da doğalgaz fiyatlarının doğal olarak düşmesi gerekir. Ancak hükümet doğalgaz fiyatlarını indirmek yerine zamları bindirmektedir. Bu da doğalgaza doğal olmayan zamlar yapmak demektir! Doğalgazı doğal kazık haline getirmek demektir! Vatandaşı doğal kaz yerine koymak demektir! Hükümetin devlet kurumlarından, belediyelerden tahsil edemediği doğalgaz ve elektrik alacaklarını vatandaşın sırtından tahsil etmek demektir. Devletin açıkları niye millete fatura edilsin? Devlet açıklarını kapatmak istiyorsa öncelikle kendisi tasarruf içine girip, yaptığı her türlü lüks tüketime son versin. Devlette lüks tüketim zirve yapmışken, doğalgaz gibi, elektrik gibi en doğal ihtiyaçlar dargelirli vatandaşlar için lüks hale getirilmesin.

AKBİL'İ UNUTTU İSLÂMCILAR!
- Ülkemizin çoğunluğunu oluşturan dargelirlilerin dışındakilerde lükse, gösterişe, israfa dayalı yaşam tarzı almış başını gidiyor. Bırakınız İslâm'la ilgisi olmayanları, İslâmî kesimlerde bile lüksten, gösterişten, israftan geçilmiyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- İslâmî kesimde olup da en pahalı evlerde oturan, en pahalı arabalara binen, kısacası her şeyin en pahalısını kullanan bol gelirliler diyorlar ki, "Müslüman her şeyin en iyisine layıktır." Ancak bunlar İslâm'ın israfa, lükse, gösterişe, sefahate kesinlikle karşı olduğunu ya unutmakta ya da gözden kaçırmaktadır. Kaldı ki milyonlarca insanımızın yoksulluk sınırında, açlık sınırında yaşamaya çalıştığı, hatta çöplükten beslendiği ülkemizde bol gelirli de olsa hiçbir Müslümanın lüks hayat sürmeye hakkı yoktur. Bunlar kendilerine emanet olarak verilmiş servetlerini sorumsuzca harcarsa, bu emanete ihanet etmiş olur. Maalesef ülkemiz ta tepeden başlayarak bu emanete ihanet edenlerle doludur. Neymiş? Müslüman her şeyin en iyisine layık imiş. Peki Müslüman her şeyin en iyisine layık da, açlık sınırında yaşayan, çöplüklerden beslenen ve belki de senden benden daha iyi Müslüman olanlar ne olacak? Müslümanların büyük kısmı sefalet içindeyken Müslümanların diğer kısmı sefahat içinde mi olacak? Evet, İslâm dini helâl ve meşru yollardan kazanılmış kazançlara karşı değildir ama, israfa, lükse, gösterişe, sefahate, saçıp savurmaya, gurura, kibre kesinlikle karşıdır. Buna rağmen ne yazık ki İslâmî kesime mensup bol gelirliler lüks, gösteriş, israf içinde yaşamaktadır. Şu işe bakın ki, daha beş altı yıl öncesine kadar belediye otobüslerinde ucuz bilet Akbil ile seyahat edip de sonradan zenginleşen Müslümanlar bile şimdi en pahalı, en gösterişli arabalara biniyor. Bu çeşit Müslümanlara "Akbil" hatırlatması yaptığınızda da "O da nedir" diyor! Ucuz bilet Akbil'i çoktan unuttu bu tip Müslümanlar! Tıpkı Müslümanlığın lükse, gösterişe, israfa kesinlikle karşı olduğunu unuttukları gibi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi