Karşımıza çıkan her türlü problem, bize hayatı öğretir. Birini aştık dersiniz, yenisi belirir. Bitmez. Bendeniz problemden kaçmam. Hiç mesele değil.

Değil ama doğrusu "sıfır problem"dir.

Böylesi hepsinden iyidir.

* * *

Terör bizi yıldıramaz. Korkacak, sinecek halimiz yok.

Aldığımız kararlardan terör sebebiyle vazgeçmek bize uymaz.

Lakin en doğrusu, "sıfır terör". İşte bu tercihli model...

* * *

Faiz konusu da öyle...

Ekonomistler paranın değerini korumak için başka yol bulamamışsa, ayağa kalkıp, karşıyım diye bağırmanın anlamı var mı?

Değilim.

Sadece bir oranı olmalı faizin, o da tabii ki "yüzde sıfır".

* * *

Milleti sevmek, değerlerini ve çıkarlarını önemsemek, şayet ırkçılık ile ayrı kategoride görülecekse, isabet buyrulmuş olur.

Bakınız, biz ne dedik?

Aynı kategori demedik, ayrı dedik.

Biz ne dedik? Farklı, başka, değişik...

Bu konuda da tercihimiz elbette "sıfır ırkçılık" şeklinde özetlenebilir.

* * *

Yani "İki balık tuttum, birisi kefal..." diye arkadaşına seslenen adamı, ırkçılıkla suçlayacak kişi, olsa olsa sağırdır; yanlış anlamıştır.

Birisi kefal sözünü brekisefal duymuş, gerisini uydurmuştur.

* * *

Şimdi geliniz, şu sözleri gözden geçiriniz:

"Kimse seni inancından, mezhebinden, etnik kökeninden, memleketinden dolayı kınamasın. Hepimiz eşitiz. Hepimiz kardeşiz. Hiçbir dışlama yok. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanların oyununa gelmeyeceğiz. Siyaseti inanç, mezhep, memleket ayrımıyla yapmayacağız. Bakın aramızda türbanlısı var, Kürtler, göçmenler var. Hepimiz kardeşiz, birbirimizi seviyoruz. Birbirimize ihtiyacımız var."

* * *

Altına herkesin rahatlıkla imza atacağı bu sözler Baykal'a ait.

Yoksa yanılıyor muyum? Kim aksini söyleyebilir?

Hangi siyaset adamı, hangi bürokrat, hangi akıldan beri çıkıp da "Öyle değil, insanlar inancı yüzünden kınanabilmeli" iddiasında bulunabilir?

Etnik köken sebebiyle ayrımcılık yapmayı makul gösterebilir?

Hepimiz kardeş değiliz, birbirimizi sevmemiz yanlıştır ve asla birbirimize ihtiyacımız olamaz diyebilir?

* * *

Tarih boyunca bizi çeşitli şekillerde kategori ederek bölüp parçalamaya çalışanlar, hedeflerine ulaşamadılarsa, işte bu yüzdendir.

Etle tırnak ayrılır, Kürt ile Türk ayrılmaz.

Ülkenin sağıyla solunu, kavgaya tutuşturup iç savaş çıkarmak isteyenler ve altını üstüne getirmeyi amaçlayanlar, avuçlarından başka bir şey bulamayacaklardır yalamak için.

İşte bu yüzden "iç düşman" sözü safsatadan ibarettir. Safsata; boş, temelsiz, asılsız.

İçte düşman yoktur, ancak suçlu vardır. Suçlu olanın da cezası verilir.