İdeolojilerin evrensel iflas belgesi küresel mali kriz itirafı(2)
İdeolojiler; hakikati, doğruyu bulmanın değil, hakikatten mahrum kalmanın, yanlışa saplanmanın tuzaklarıdır. İdeolojiler dünya merkezlidirler ve âhiret inancına düşmandırlar. Onların lügatinde âhiret diye bir şey yoktur. Hayatı ahlâkî anlamda “denenme”; servet ve malı da emanet/nimet olarak helalinden kazanmak ve insanlıkla gönüllü paylaşmak anlayışına uygun bir iktisadî ve mali sistem geliştirilmediği müddetçe, Batı’da son 400 yıldır egemen olan -ve giderek dünyaya sirayet eden- kahraman, Prometeusçu, duyumcul kültür, dünya görüşü -Grek ve Roma’da olduğu gibi- “mutlak mülkiyet”, “sınırsız üretim-sınırsız tüketim” ve “olmak” yerine “sahip olmak” güdüleriyle kurduğu ekonomik ve mali sistem 3 milyarı açlık sınırında olan insanlığa daha çok krizler ve acılar yaşatacaktır. Yani Allah’ın dini İslâm sosyal ve siyasal, iktisadi ve ahlâkî bir sistem olarak hayata amir olmadıkça krizlerin sonu gelmez.
İdeolojiler şeytana ve firavuna dayanırlar. Mısır firavunlarının takip ettikleri siyaset, Karun’un sahip olduğu ekonomi anlayışları bugün ABD-AB ve kapitalizm tarafından tekrar ediliyor. ABD ve AB, ekonomik ve siyasi birer kategori olarak bu yoldan gidiyor. Kendi coğrafyalarını cennete çevirmek için bu politik/ekonomik gövdelerin, dünyanın kendi dışındaki bölümünü cehenneme çevirmesi sistemin mantığı gereğidir. “Rüyalar ülkesi (cennet)”in her birini birer kas ve et-kemik torbasına (obezite) çevirdiği insanlarının asgari 25 bin dolar gayri safi milli hasıla/tüketimini korumak için, buna engel olacağını düşündüğü her devlete ve insana saldırması kadar doğal bir şey yoktur. Guantanamo, Ebu Garib, hayalet uçaklar, sorgu gemileri..., bu gücün düşmanlaştırdığı ötekine karşı nasıl hoyratlaştığını gözönüne seren örneklerdir. New York’taki “Özgürlük Anıtı” mı ABD’nin politik aklını ve iradesini temsil ediyor yoksa Guantanamo’daki gözleri bağlı, elleri ve ayakları zincirlenmiş turuncu elbiseli “mahkum”lar mı? Rusya’nın yaptıkları da Amerika’nın yaptıklarından farklı değildir. ABD-AB, RUSYA ve onunla birlikte hareket eden ve kendilerine “Şanghay Beşlisi” denilen devletler, dünyayı kirleten küresel mikroplardır. Allahû Teâla buyuruyor:
“İnsanların kendi elleriyle yaptıkları yanlışlıklar sonucunda, karada ve denizlerde çürüme ve çöküş (fesad) ortaya çıkar, belki pişman olurlar diye, bu kötülüklerin bir kısmı ceza olarak onlara taddırılır.” (Rum Sûresi/41)
Asrımızda dayattıkları ideolojiler vasıtasıyla Küresel Mali Kriz adı altında insanların servetlerini-mallarını talan edenler, karada ve denizde fesad meydana getirenlerdir. Şunu bilelim ki; küresel mali kriz; “Küresel Siyonistlerin” servetlerine servet katmış oldukları andır. Küresel mali kriz sayesinde Küresel Siyonistler tarafından sanal para gerçek para olarak hortumlanmıştır. Yani diğer bir ifade ile borsa yolu kullanılarak hortumlama yapıldı. Örneğin x- y ve z şirketlerinin piyasaya çıkarken 1-2 dolar olan hisse senetlerinin çoğunluğu Siyonist sömürgecilerin elinde toplanıp spekülasyon yoluyla fiyatlar 5-10 kat arttırılmış ve elden çıkartılmıştır. İşte tam burada şişirilen balonun ağzı açılarak havası indirilmiştir. Bu operasyonla sanal para borsa yoluyla gerçek paraya çevrilerek piyasada olması gereken reel para Siyonist sömürgecilerin cebine inerek piyasada darlığa sebebiyet verilmiştir. Yine bankalar batacak, yine bankalardan daha büyük hale gelmiş şirketler batacak veya çok düşük fiyatlara el değiştirecek, kısaca iflaslar, işsizlikler ve açlıkla karşı karşıya kalınacak. Bu arada Siyonistlerin temel felsefesi olan latince “ordo ob chao” “yani kaostan kaynaklanan düzen” ile yeni yaklaşımlarla birçok devlet başkanının ve ekonomistlerin dile getirdiği yeni ekonomik düzenle sömürüye kalınan yerden devam edilecek. Peki Küresel Siyonistler bütün bunları neden yapıyorlar? Aslında çok açık küresel sermayeyi elinde tutan Siyonistlerin Arz-ı Mev’ud için hedef 2012-2017 yılı olarak ifade ediliyor. Bu döneme yaklaşırken tabiî ki dünyayı karıştırmak ve para gücünü daha fazla ele alarak dünya ülkelerine diz çöktürüp kendi yönetimlerinin ve işgalci yapılarının aslında “insancıl” olduğunu göstermeye çalışmalarıdır. “Küresel Siyonistlerin” tavrı; “hepiniz bizim kölelerimiz ve hizmetkârlarımızsınız. Biz sizin her şeyiniziz, aldığınız hava, içtiğiniz su, yediğiniz aşız. Biz her şeyiz. Bizsiz siz hiçsiniz. Efendinize itaat edin” yaklaşımıdır. “Küresel Siyonistlerin” bu tavrını, yaklaşımını anlayıp bütün ideolojileri tarihin çöplüğüne atma seferberliği başlatılmalıdır. Hayatın iktidarını ideolojilerin elinden alıp Allah’ın dinine teslim etmek, “Küresel Siyonistlerin” ekmek kapısını ebediyen kapatmaktır.
Asrımız, ideolojilerin iflas ettiği bir asırdır. Şer odaklarının bütün müdahalelerine, çabalarına rağmen ideolojilerin çöküşünün önlenemediği bir zamanda yaşıyoruz. İdeolojilerin, küfrün zirveye vardığı andan itibaren beklenecek olan hâkimiyet, bütün ideolojileri çöplük malı kabul eden İslâm dininin hâkimiyetidir. “Kahrolsun ideolojiler, yaşasın Kur’an mucizesi” diyenler, Said Nursî (Rh.a.)’in şu sözünü idrak etmelidirler: “Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbatı içinde en gür seda İslâm’ın sedası olacaktır!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.