Baykal-çarşaf ve özgürlük ölçüsü
CHP lideri Baykal’ın, yıllardır en önemli ve belirgin siyasi hedefi, örtülülerin, okumaktan iş edinmeye kadar temel insan haklarından mahrum edilmesi iken, “Çarşafa CHP rozeti” takarak gündeme oturması, medyada yankı buldu. İzmir Belediyesi’nin arsenikli suyundan; Çankaya Belediyesi sohbetlerinden; 367 keşfiyle yozlaştırılan demokrasi eylemlerinden daha da kötü sayılamazdı. Ama Baykal, öyle bir açıklama yaptı ki, CHP rozetinin hiç kıymeti kalmadı. “Okuma hakları yine olmayacak” buyurdu(!). Rozet, beyazlık simgesi de olamıyorsa ne?
İnsanlık, “önce insan” diyebilmekle başlar. Bu, hiçbir şekil ve imkanın, insani yücelikte eksiklik ve fazlalık doğuramayacağına inanmakla olur. İnsan, yaratılış olarak, “ekmel-i mahluk ve eşref-i mahluk”tur. Karun gibi servet, Firavun gibi kuvvet, Timur gibi şöhret dahi, insani değerde, ne artı, ne eksi bir değer doğurmaz. İnsanı yücelten ve insanlıktan çıkaran şeyler, bedende ve görüntüde değil, ruha ait değerlerdir. Ahlak, erdem, güven, “kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim” diyebilen vicdanladır insanın insanlığı. İnsan tartısında, geçici değerlerin ağırlığı yoktur. Hatta makam ve imkan gibi görüntülere takılan göz, insanlığı perdeler, kaybeder. “Zerduz palan vursan, eşek yine eşektir”. Olay önemli. Bireysel görüntüsüne rağmen, ciddi bir şaşılık ifadesidir. Failinden muhatabından soyutlayarak, bir ruh ve mantık olarak bakılmalıdır.
A) Başörtülü ve çarşaflılar yönünden:
1) Kendilerine insan hakkı tanımadığı açık bir topluluğa destek ve katkı sağlamak için gitmek, aşağılanmayı kabul olur. 2) Olay çıksın için değildir. Çıkarmıyorlar. 3) Bizi tehlike görenleri dinleyelim. Dolaylı değil yakından görelim, tanıyalım mı? 4) O takdirde daha dinlemeden neden rozet taktırıyorlar? Milletvekili olmasına rağmen Merve Kavakçı’ya nasıl saldırıldığını, okul birincisi öğrencilerin diploma merasimlerindeki utanç dolu hadiseler hep biliniyor. 5) Saldırmasınlar, hadise olmasın diye mi rozete itiraz etmiyorlar?..
B) Örtü hadisesinin mucidi partinin, örtüyü baş tacı yapması yönünden:
1) İslâmi inançla takılan peruk dahi dert olur, “ikna odaları”na kadar icatlar yapılırken, bu keskin dönüş, CHP’lilerin örtülülere saldırarak olay çıkarmasını önlemek için midir? 2) S. Önkibar, yazısında, “Alman Mustafa,/../sıkı bir AP’li. /../Ben bundan sonra CHP’li oldum” der. -Nereden çıktı bu? Gerekçesi, “Yahu etrafıma bakıyorum, benim gibi namaz, oruç bilmeyenlerin tamamı CHP’de./../Yok ben asli yerime dönüyorum” demiş. Şimdi bu tezat da acaba, “Bu tip, ‘dün dündü, bugün bugündür’ diyebilen lider arayanlar” için tanıtım şekli midir? 3) Rejimi dinamitleyenler ve rejim sahipleri aynı rozetli! 4) Rozetlerden biri sahte. Aldanan kim? Sahnedekiler mi, millet mi? 5) Yoksa hepsi gündemde kalmak için mi?
C) Rozet takan ve takılanın, koalisyon olasılığı bakımından:
1) Böyle bir senaryo düşünülmemeli. Ne var ki sahne, rozet takan yönünden olduğu kadar, hakarete uğrayanlar yönünden de akıl almaz bir iştir. En uygunlarını bulmak için olmazları da sorarak, bütün ihtimalleri elemek gerekmektedir.
Her üç tarafa sorulabilecek diğer soruları okuyucuma bırakarak, Rahmetli Arif Nihat Asya’dan bir anıyla bağlayalım: Tahtaya kaldırdığı öğrenciye metni yazdırır, “Noktalama işaretlerini koy” der. Öğrenci bakar, yapabileceği iş değil. Metnin altına nokta, virgül ve bütün işaretleri koyup, az geri çekilir, “herkes yerlerine marş, marş!” der.
Örneklediğimiz ve sizin ilave ettiğiniz sorulardan hangileri kime uygun düşüyorsa, lütfen rozet yapıp, sahibinin yakasına takınız... Sizin değerlendirmelerinizin ifadesi bu rozetler düşse de unutulmamalı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.