Bir bayram ki!
Kutadgu Bilig, “Bayram bazram’dan gelir; gönül açıcı, ferahlık verici, çiçeklerle donanmış yer demektir” diyor. Her bayram güzeldir. Birbirine benzer. Geçmiş, gelecek bütün bayramların şekil ve sınırları bellidir. Kurban Bayramı başkadır, tasavvur sınırlarını zorlayan benzersiz bir bayramdır. İslâm olmasa böyle bir bayram tasavvur ve inşa etmek mümkün değildi.
Geçmiş bayramlar belli. Çok görkemli, sıra dışı bir bayram yapmak istense? Çok olsa, devlet, olimpiyatlar gibi kesenin ağzını açar, reklam ve alın teri ve emeğini fakirden alıp lükse, israfa yani zengine aktarır. Çok yoğun kutlamalar tek mekana odaklanır; yaygın bir kutlama ise görkemsiz olacak. Herhalde yapılabilecekler ve ilgi sınırlıdır...
İslâmsız, Kurban Bayramı gibi muazzam bir bayram tasavvur edilemez. Dünyanın her yerinde bayramlar oldu oluyor. Kurban gibi, hiçbir güç odağı tarafından organize edilmeden, bireysel iradelerle doğan böylesine azametli, geniş ve külfet ve coşku içeren bir bayram olamaz, düşünülemez. Aylar öncesinden milyonlarca insan Kabe’ye doğru akıyor. Görüntüde, ruhta muazzam bir değişiklik, heyecan... İzleri silinmeyen bir yolculuk. Ferahlık, aydınlık bir ufku, ölümsüzlüğü özümseten bir sefer. Tüm dünyalıklardan soyunan Müslümanlar, dikişsiz bir tür kefenle Yaratan’ın davetinde kucaklaşıp, kaynaşıyorlar. Kötü şey düşünmemek, öfkelenmemek, karıncayı ezmemekten bir yaprağı, saç telini koparmamaya varan büyük bir dikkat ve sorumluluk eğitimi... Kardeşlik, güven ve sevgi iklimi. Duyguda, düşüncede, ruhta, eylemde, bizzat her ferdin kendi iradesiyle bireysel olarak inşa ettiği ve toplum olarak yaşadığı eşsiz bir olay. Seyirci, pasif bir heyecan ve yaşam değil. Bizzat, fert fert bireysel irade ve eylemden doğan büyük ahenk. Güven, kardeşlik, dostluk, sevgi ve saygı eken ve ektiğini biçen milyonlar... Dilleri, ırkları, renkleri, mizaçları farklı dünyanın dört bucağını birleştirip bütünleştiren İslâm. Bu güzellik, aksiyon, dirilik ve bütünlük ruhu bayramla kalmamalı, devam etmeli. Nasıl? Bayram sonu Cuma günü de bunu konuşalım.
Kabe’de toplanan milyonlar, karıncayı ezmeyen, yaprak koparmayan, kötü sözü unutan bir kardeşlik doğuruyor. “Hak arama, özgürlük, bayram, protesto, eylem, maç” gibi bahanelerle meydanları, gönüllerde açan çiçeklerle donatma yerine savaş meydanına, vahşet alanına çevirenlerden ne kadar uzak bir dünyanın bayramıdır bu. İslâm’dır bütün güzelliklerin iklimi. İslâmsız huzur ve saadet olamaz.
Kabe’de böyleyken bütün yeryüzü, fakiri, zengini, çocuğu, genci, yaşlısıyla bir buçuk milyar Müslüman, yani dünyadaki her beş kişiden biri, gönül ve sevgi tabağında kurbanlarla bütün dünyaya saadet sofraları kuruyorlar. Bu sofraya herkes davetli. Bu bir insanlık ve rahmet sofrasıdır. Müslüman’ın yaşadığı, elinin yetiştiği her yerde kurban var. Şimdi yalnız Türkiye’den binlerce genç, Afrika, Asya, Latin Amerika’da, dağ, ova, çöl, şehir ve köylerde yüz binlerce kurbanla fakirlere ulaştırmak için imkansızlıklarla savaşıyor.
Kurban Bayramı, bireysel bir dinlenme, tatil, inziva ve yalnızlaşma değil, tam zıddıdır. Sıla-i rahimdir. Rahmete vesile buluşma, kavuşma, görüşme, kaynaşma, bir ve beraber olma, cemaatleşmedir. Bedenen zahmet, yorgunluk; ruhen dinlenme, saadet ve selamet iklimidir.
Allah’ım, ne güzel bir hayat tarzı çizdin. Düşünce ve hayal sınırlarını zorlayıp genişleten bayramlar verdin. Bizi bütün insanlıkla fıtratta kardeş kıldın. İman, ahlak ve erdemlerle ekmel-i mahluk, eşref-i mahluk yaptın. Sana kulluk şuurunun başka hiçbir güç ve imkan önünde eğilmeyen izzetiyle, en güzel ahlak, edep ve amellerle Müslümanları tezyin ederek, üstün bir kardeşlikte buluşturdun. Öyle bir kitap indirdin ki, onu hayat edinen, bir anda içkiden, eroinden, tüm kötülüklerden kurtuluyor. Kalbini kinden, hasetten, vahşetten temizleyip, güzel duygularla dolduruyor. Öyle ki, intihara giderken Kur’an ışığı düşse gönlüne, yoldan dönüyor. Sana binlerce şükür Allah’ım.
Yarattın, nimetlerle donattın. Göz, diş, kalp, neremiz ağrısa, o uzvun önemini anlıyoruz. Şeyh Sadi, “İyiliğe teşekkürü bilmeyen, insanlığı bilmez. O halde, Allah’a ne kadar şükür borçluyuz? Onun verdiği bir nefesi alamasak çatlar, veremesek patlar ölürüz. Sen, bir nefeste iki kere hayat veriyorsun bize” der. Müslüman’a hazanı olmayan bir iman ve gönül baharı verdin Allah’ım! Ölümü dahi güzelleştirdin; şehitlikle, dirilişle yok ettin.
İslâm diyarları için, yeni vahşet planları yürütülüyor. Bize uyanış, şuur, güç, dirilik, gayret ver. Bizi, fitnenin peşine takma, aşağı düşürme. Bizi cahillikten, gafletten, yanılgıdan, dağınıklıktan kurtar. Bize ağır yük yükleme. Birlik ve düzenimizi güçlendir. Mina’da taşladığımız şeytanın, kötülüğün, çirkinliğin, geçici hedeflerin batağında bırakma. Affet, rahmet et, kötülük ve kötülere karşı bizi başarılı kıl Allah’ım!
Bu dileklerle bütün Müslümanların Kurban bayramlarını tebrik ediyor, İslâm’ı gerektiği gibi anlayarak, bilerek, şuurla, dünyaya ibretle, ayıpları setreden bir gözle bakarak, İslâm ile insan arasındaki bütün engelleri var gücümüzle kaldırarak, İslâm kardeşliğinin üstün değerini kavrayarak yaşama, fikren ve fiilen en üst düzeyde yardımlaşma imkanının gayret, alın teri ve her türlü fedakarlıklarıyla nasibini senden niyaz ediyoruz Allah’ım!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.