Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Ergenekon davasının kapsamı genişletilmeli

Ergenekon davasının kapsamı genişletilmeli

Ergenekon Davası Cumhuriyet tarihinin önemli olaylarından birisi olarak ortaya çıktı. İlk soruşturmadan bugüne ortaya çıkan gelişmeler, pek çok olayın Ergenekon ile bağlantılı olduğunun anlaşılmasına, bu da Ergenekon davasını çok daha önemli hale getirdi. Çünkü, Ergenekon soruşturması ve davası vesilesiyle farklı kesimlerin üzerine atılan suçlamaların gerçek adresleri ortaya çıktı ya da çıkar gibi oldu. Bir başka ifade ile faili meçhul diye unutulmaya terk edilmiş olayların aslında faillerinin faili meçhul olmadığı ama şu ya da bu sebeple üzerine gidilemediği ortaya çıkmaya başladı. Çok daha önemlisi Ergenekon davası sebebiyle şimdiye kadar söylenen ama müşahhas bir şekilde görünmeyen hukuki devlete karşılık bir de görünmeyen devlet ya da gücün olduğu, bu güç ile gerçek devletin de başa çıkamadığı gerçeği ile yüzleştik.

Ergenekon soruşturmasının başlatılmasından bugüne gelinmesinde iktidarın payı nedir bilemiyorum ama böyle bir soruşturmanın bu kapsamda ilk defa bu iktidar zamanında gerçekleşmiş olması sanıyorum iktidarın bu soruşturmaya imkan ölçüsünde destek verdiğinin, en azından kösteklemediğinin bir ifadesidir.

Özellikle Yargıtay’ın verdiği bir kararla Cumhuriyet Gazetesi ile Danıştay’a yönelik saldırının Ergenekon davası ile birleştirilmesini istemesinin ardından Ergenekon davası ile Türkiye’nin geçmişinin aydınlatılabileceğini düşünmek yanlış olmaz. Bu arada duruşmanın seyri Uğur Mumcu’dan Ahmet Taner Kışlalı ve Bahriye Üçok’a uzanan cinayetlerin hepsinin arkasında Ergenekon Örgütü’nün olabileceğini akla getiriyor. Hatta Çorum, Kahramanmaraş ve Sivas olaylarının arkasında da bu örgütün bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini düşündürüyor. Eğer Çorum, Kahramanmaraş ve Sivas olaylarının arkasında derin güçler ve bu güçlerin destek ve yönlendirmesi olmasaydı insanımız kesinlikle bu tür olayların gerçekleşmesine izin vermezdi. Yüzyıllar boyu birlikte aynı şehirlerde yaşamış insanların bir anda birbirlerine saldırmasının normal bir izahı olamaz.

Bu noktada Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş’ün iddialarına dikkat çekmek istiyorum.

Gümüş, Kahramanmaraş katliamının yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada o günkü olayları yapanların da şimdi Ergenekon Davası’nda yargılananlar gibi derin devletin adını ve gücünü kullanarak hareket edip ülkeyi kana buladıklarına dikkat çekerek şunları söylüyor:

“Ergenekon, buzdağının sadece görünen yüzü. Ergenekon iddianamesindeki çerçeve çok kısıtlı. Bu araştırmalar 30 yıl öncesine Maraş’a kadar gitmeli. Ergenekon çok önemlidir ama yeterli değil. Maraş’tan 15 yıl sonra Sivas’ta Madımak’ın önünde ortaya çıkan o karanlık el, eğer yakalayabilirseniz, ta Maraş’a kadar uzanır.”

Bu tespitin ardından bir başka hususa dikkat çekmek istiyorum.Yaşı müsait olanlar hatırlayacaklardır. 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde ülkemizi yakan bir sağ-sol çatışması vardı. Düşman iki grup oluşturulmuş, sürekli olarak vuruşuyor, birbirlerini öldürüyorlardı. Darbenin arkasından görüldü ki sağda ve solda vuruşanlar silahlarını aynı merkezden temin etmişler. Sabah solcuyu öldüren silah öğleden sonra bir sağcıya yöneltilmiş. Yani o zamanki terör olaylarının arkasında da bir gizli el vardı ve bu gizli el iki tarafı da yönlendiriyordu. Şimdi düşünüyorum da Ergenekon bunları da araştırsa arkasından kim bilir neler çıkar.

Demek isteğim o ki, ülkemizde ne adına olursa olsun illegal bir güç sürekli olarak aldığı kararlar ile bir takım cinayetlerin işlenmesini sağlamış. Bununla da yetinilmemiş bir takım farklılıklar kullanılarak toplumun birbirine düşürülmesi ve bir iç savaşın çıkması hedeflenmiş. Bunda bereket istedikleri sonucu alabilmiş değiller ama demokratik sistemi rafa kaldıran müdahalelerin zemini hazırlanmış ve demokrasiyi sınırlandıran bir takım yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiş. Siyasi iktidar hiçbir zaman serbest iradesi ile hareket etmemiş, edememiş. Bu karanlık geçmişi hatırlayınca Ergenekon davasının önemi çok daha artıyor.

Eğer Ergenekon Davası’nda sonuna kadar gidilebilir, karanlık geçmişimiz aydınlatılabilirse ülkemizin geleceği açısından çok önemli bir görev ifade edilmiş olacaktır. Dileriz böylesine önemli davanın sonunda dağ fare doğurmaz, yine pek çok olay karanlıklara hapsedilmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi