Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

Gazze için Kunut çağrısı

Gazze için Kunut çağrısı

Müste‘an, Müntakîm ve Azîzü’l-Kahhar olan Rabbimiz Kur’ân’da “Allah’tan sabırla / sebatla ve namazla yardım dileyin. Muhakkak Allah direnip-sabredenleri sever.” (2/135, 45) buyurur.
Terörist İsrail ordusunun Gazze’de yaptığı hunharca katliama karşı Müslüman dünyada ve ülkemizde tepkiler giderek yükselirken bütün bir ümmet Gazze’ye yardım için hayır yarışına girdi. Yakın tarihte böylesine geniş çaplı bir gösteri ve yardım kampanyasına tanık olmamıştık. İslâm ümmetini kanları ve gözyaşlarıyla ayağa kaldırıp dirilten Filistinli kardeşlerimize sonsuz duacıyız.
Tüm Müslüman dünyanın ve ehli insaf herkesin yüreklerini dağlayan bu katliam karşısında yapabileceğimiz şeyler sadece gösterilerden ve yardım kampanyalarından ibaret kalmamalı elbette. Dahası yüzbinlerce mümin, Gazzeli kardeşleriyle omuz omuza Siyonistlere karşı savaşmaya da hazır.
Bütün bunlar, ümmetin geleceği açısından gerçekten umut verici gelişmeler. Ancak yeterli değil.
Yukarıdaki âyet, Kur’an’da iki kez tekrarlanır; “namazla ve sabırla Allah’tan yardım dileyin”.
Peygamber Efendimiz(s) de çeşitli zamanlarda Müslümanlara yönelik saldırı ve baskılar sözkonusu olduğunda, sabah namazlarında (bir rivayete göre bütün namazlarında) ellerini açarak Allah’tan yardım dilemiş; Müslümanlar için dua, düşmanlara da beddua etmiştir (Kunut). Yetmiş Kur’an öğretmeninin şehid edildiği Bir’i Maûne Faciasından sonra, bu katliamı yapan Benî Süleym, Rial, Zekvan ve Useyye kabileleri aleyhine bir ay boyunca sabah namazında beddua okumuş, arkasında bulunan sahabiler de “âmîn” demiştir. Peygamberimizin (s.) başka zamanlarda da kunut okuduğuna dair rivayetler vardır.
(“İbn Abbas’tan gelen rivayete göre, Rasûlüllah (s.), arka arkaya bir ay öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabahleyin, her namazın arkasında, son rekatta ‘Semi‘Allâhu li-men-hamideh!’ deyince Benî Süleym, Rial, Zekvan, Useyye kabileleri aleyhinde beddua okudu, arkasındakiler de ‘Âmin!’ dedi. Rasûlüllah(s.) bu kabilelere, İslâm’a çağıracak kişiler göndermiş, onlar da bu kişileri şehid etmişlerdi. İkrime; ‘İşte kunût’un esası budur.’ der. Ebû Hureyre de; ‘Nebi (s.) bir kimseye dua veya beddua etmek istediği zaman, rükûdan sonra kunût okurdu.’ der”. Rasûlüllah (s); ‘Semi‘Allâhu li-men-hamideh!’den sonra ‘Rabbenâ ve leke’l-hamd!’ dedi ve şöyle dua etti: “Allah’ım! Velid bin Velid’i, Seleme bin Hişam’ı, ‘İyaş bin Ebî Rebî‘i ve mü’minlerden zayıf olanları kurtar. Allahım! Mudar kabilesine baskını artır! Onlara Yûsuf zamanındaki kıtlık gibi kıtlık ver!” S.Sabık, Fıkhu’s-Sünne, 1/207; Buhari ve İbn Mace’den naklen)
Bilindiği gibi; Hanefi mezhebinde, normal zamanlarda Vitir namazının son rekatinde okunan Kunut duası, Peygamberimiz (s) tarafından da uygulandığı üzere, sıkıntı zamanlarında, sabah namazlarında da okunur. (İkinci rekatın sonunda rüku’dan doğrulup eller kaldırılarak dua ve beddua edilir, cemaat de ‘amin’ der; sonra tekbir alınıp secdeye gidilir. Hanefilere göre, vitir dışında, sıkıntı, fitne ve belâ gibi felaket zamanlarında, sadece imam için ve yalnızca sabah namazında kunût okumak sünnettir; muktedi (imama uyan), kunûtun okunması sırasında susar, kıraatin açıktan yapılması durumunda sadece "âmîn" der. Şafiî, Maliki ve Hanbeli mezheplerinde kunût duası imam ve cemaat tarafından sesli okunabilir.)
Şimdi biz, Namaz Gönüllüleri Platformu olarak, Gazze katliamı vesilesiyle, milletimizi ve tüm İslâm alemini, unutulan bir sünneti; Kunût sünnetini ihya etmeye çağırıyoruz. Yani Müslümanları, Peygamberimizin hayatı boyunca birkaç kez yaptığı üzere, özellikle sabah namazlarında Filistin’deki mümin kardeşlerimize dua etmeye ve katil Siyonist güçlerine ise beddua etmeye davet ediyoruz.
Gazze’de her gün yaklaşık yetmiş kardeşimizin katledildiği bir ortamda, biz Müslümanlar, bu katliam sona erinceye kadar sabah namazlarında camilere giderek hocalarımızın okuyacağı kunut dualarına ‘amin’ demeliyiz. Hocalarımızın halkımıza bu konuda öncülük edeceğinden eminiz.
Bu vesileyle, tüm Müslümanları İsrail terör şebekesine karşı birlik olmaya çağırıyor, Hz. Ömer (r.a)’den nakledilen bir kunut duasını sabah namazlarında hep birlikte tekrarlamayı öneriyorum:
“Allâhümme ‘azzibi’l-keferate-llezîne yesuddûne ‘an-sebîlike ve yükezzibûne rusuleke ve yugâtilûne evliyâeke. Allâhümm-ağfir li’l-mü’minîne ve’l-mü’minâti ve’l-müslimîne ve’l-müslimâti ve eslıh zâte beynihim ve elif beyne gulûbihim ve’c‘al fî gulûbihimü’l-îmâne ve’l-hikmete ve sebbithüm ‘alâ milleti Rasûlilâhi sallâlahu aleyhi ve selemle ve evzi‘hüm en-yûfû bi-‘ahdike-llezi ‘âhedtehüm aleyhi ve’nsurhüm ‘alâ ‘aduvvike ve ‘aduvvihim. İlehe’l-haggı ve’c‘alnâ minhüm.”
“Allah'ım! Senin yolundan çeviren, peygamberlerini yalanlayan ve velilerini öldüren kafirlere azab et! Allah'ım! Mü'min erkeklerle mü'min kadınları, müslüman erkeklerle müslüman kadınları bağışla ve aralarını düzelt, kalplerini birleştir, kalplerine iman ve hikmet ver. Ve Rasülullah'ın dini üzere onları sabit kıl; ve kendilerinden almış olduğun sözü yerine getirmeye dair kendilerine ilham ver; onları senin düşmanlarınla kendi düşmanlarına karşı muvaffak/muzaffer kıl. Ey hak olan Allah! Bizi onlardan yap...”
DAVET: -16 Ocak’ta, Cuma namazı sonrasında Çerkezköy Osmanlı Camii’nde Filistin için yapacağımız duaya halkımızı davet ediyoruz.
-17 Ocak’ta, Cumartesi saat: 17.30’da Fatih-AKV’de Ali Rıza Temel hocamızın “Filistin Davamız ve Görevlerimiz” sohbetine davetlisiniz (Yeşiltekke sk. No: 4. Fatih-İST. Tlf: 0212-533 72 02)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldız Arşivi