İsrail, her taraftan kuşattığı, yalnızca çıkış kapısı bıraktığı, onu da kapattığı, Mısır’a açılan kapıyı da kapattırdığı “Gazze açık hava hapishanesi”ni, tanklar, uçaklar, savaş gemileri, fosfor bombalarıyla 22 gün, cami, hastane, ambulans, okul, BM, çocuk, kadın demeden bombaladı, yaktı, yıktı, harap etti. Batı devletleri destekledi, vicdanlar kan ağladı. Saldırgan cephe insanlığını öldürürken, direniş güçlendi. Vicdanlar canlandı, ses verdi. İsrail ve yandaşları, zulümle abat olunamayacağını bir türlü anlayamadı.
Anlayamıyorlar, hak ve vatan savunmasında Müslüman öldürülemez, şehit olur. Şehitler ölmez. Sakatlanan gazi olur, güç kazanır. Öylesine güçlenmese, İsrail, sakat bisikletine mahkum ettiği Şeyh Yasin’i sabah namazı çıkışında füzelerle vurmak için tertibat alır mı!.. Şehitlere ölü taziyesi olmaz. Çünkü onlar diridirler. Öldürdüklerini zannettikleri çocuk cesetleriyle hatıra fotoğrafı çektiren zalimleri, bu şehitler, Sırp Celladı Radovan Karadziç gibi savaş suçluları mahkemesine götürecek.
İsrail, bu vahşet çıkmazında sona oynuyor. Hayatını vahşette arıyor. Kendi vatanında hapsedilmiş, aç, susuz, ilaçsız, ışıksız bırakılan, evi başına yıkılan insanlara, kula kul olmamak inancıyla karşı koymaya, sabretmeye zorluyor, şehitlikte diriltiyor. İnsani ve imani yüceliğin bayrağını gönderde dalgalandıran Müslüman bir halkın, zaferi hak eden direnişi doğuyor... Şehitliğin yenilmeyen iman ve ahlak erdemidir bu!..
Dünya büyük bir çağ değişimi yaşıyor.
Zalimler, gizli örgütler, tahakküm, sömürü ve vahşetlerle sonlarını hazırlıyor. İsrail, evrensel örgütleriyle öncü birlik. Artık açıkça görülüyor ki, her geçen gün itibar ve imkan kaybediyorlar. Amerika’da Cheney, Kissinger, Huntington yok artık. Obama, “Ben lokantada kendisine yemek servisi yapılmayan ve çevrilen, reddedilen bir adamın oğluyum” diyor. Bu ifade, makam ve imkan saltanatının, insani yüceliğin gerisinde kaldığını ifade ediyorsa, İsrail’in ABD dayanağı da çöküş yoluna giriyor demektir.
Borsa, banka, zirvelerdeki bu deprem nedir?
Ergenekon nasıl ve nice bir ibrettir?
Fahri avukatların en önemli gerekçeleri “saygın insanlar” nakaratına takıldı. Saygınlığın ölçüsü insani değerler mi?
Hitler’in makam yetkisi mi?
YARSAV Başkanı Eminağaoğlu’nun savcı makamından öfkeyle köpürmesinin kaynağı ve yönü nedir? Kaybettiği, sadece askerlikten muaf tutan çürük raporu mu?
İsrail, Lübnan vahşet ve yenilgisinin arkasından Gazze’de de, yandaşları hariç tüm insanlık vicdanını kanatan bir vahşetle direnişe güç kattı.
Mason locaları geri gidiyor. “Dünya Müslümanlarının halifesi, Osmanlı Cihan İmparatorluğu tahtının Hakanı Abdülhamid Han’ı tahtlarından indirip Selanik’te Yahudi Alatini Efendi’nin evinde gözaltında tutan güç organizesi bizde” diyenlere, başörtüsü yasağında Fransa Mason Locası’ndan alenen destek ihtiyacı doğdu.
İş evrensel boyutta sona yaklaşıyor demektir.
Böylesine büyük çağ değişimleri sabır gerektirir.
Çünkü liyakat, hakka bağlılıkta fedakarlıklarla sabır ve itidalle zamanla kazanılan bir değerdir.
Okuyucu ve küçük sermaye şirketlerinin reklamlarıyla filizlenmeye başlayan medyaya eklenen internet haberciliği, büyük sermaye tarafından kontrol edilen tek yönlü, yanıltan medya gücünün surlarında önemli gedikler açmaktadır.
Doğru şahidin, yalanı etkisizleştirmesi, kitleleri şartlanmaktan kurtaran, vicdanları harekete geçiren ve çağ değişimini hazırlayan en önemli imkanlardan biri ve belki de birincisidir.