Saadet Partisi belediye başkan adaylarını dün Ankara'da topladı. Bu toplanma bundan sonraki daha büyük toplanmanın sanki ilk adımını oluşturuyordu. Uzun yıllar birlikte olunan daha sonra birbirlerini kaybeden dostların yıllar sonra karşılaştıklarında kucaklaşmalarını andıran bir sıcaklık hakimdi toplantıya katılanlar arasında. Bu sıcak hava Genel Başkan Numan Kurtulmuş'un konuşması ile heyecana ve coşkuya dönüştü. Toplantının davetlileri belediye başkan adayları ve konusu da seçimler olunca Genel Başkan'ın konuşmasının ağırlıklı bölümünü Saadet Partisi ile diğer partilerin farkı oluşturdu.

Konuşmasında öncelikli olarak ülkenin içinde bulunduğu şartları dile getiren daha sonra da bu sıkıntılardan ülkeyi SaadetPartisi'nin nasıl kurtaracağını anlatan Kurtulmuş, bugünkü IMF güdümlü ekonominin bir sadaka ekonomisine dönüştüğünü, devletin sadaka veremeyeceğini, sadakanın zenginin fakire vermesi gereken bir sosyal yardımlaşma olduğunu hatırlattı.

Bugün ülkemizin bir toplumsal kriz yaşadığını, bu toplumsal krizin sosyal çözülme sonucu ortaya çıktığını belirteren Kurtulmuş, hergün sadece medyaya yansıyan olaylar bile toplumsal çözülmeyi açık bir şekilde gösterdiğine dikkat çekiyordu.

Bu köşenin sürekli okuyucuları hatırlayacaklardır... Bazı partilerin kısır çekişmeler ve bir takım sanal korkular oluşturarak milletten oy almaya çalışmak yerine farklarını ortaya koymaları gerektiğine dikkat çekerim.. Seçim kampanyalarındaki maksadın ise her partinin plan ve proğramını ortaya koyması, milletin de bu arada farkı fark ederek kendince en uygun bulduğuna oyunu vermesini sağlamak olduğunu belirtirim.. Saadet Partisi GenelBaşkanı Numan Kurtulmuş dünkü konuşmasında öz bir biçimde bu farkı ortaya koydu.

Konuşmasının bu bölümünde "Millet fark diyor biz de diyoruz ki evet fark var" dedikten sonra bu farkları şöyle sıralıyordu:

"- Mirasyedi ile mirasa sahip çıkan arasında fark var.

- Milletin değerleriyle savaşan ile milletin değerleri için savaşan arasında fark var.

- Reel politiğe teslim olanla gücünü milletten alan arasında fark var.

- İktidarda bulunmakla muktedir olmak arasında fark var.

- Milletin dilini bilmekle milletin dilinden anlamak arasında fark var.

- Omurgasız siyasetle ilkeli siyaset arasında fark var.

- Çatışmacı siyasetle yol gösterici siyaset arasında fark var.

- Maddecilik ile maneviyatçılık arasında fark var.

- Tahakkümle özgürlük arasında fark var.

- Sömürüden yana olmakla adaletten yana olmak arasında fark var.

- Küresel güçlerin borazanı olmakla yeni ve adil bir dünya kurmak arasında fark var.

- Zalimle işbirliği yapmakla mazlumlarla dayanışma arasında fark var.

- Teslimiyetçilikle Yeniden Büyük Türkiye ideali arasında fark var."

Sanıyorum bu tespitin ardından Saadet Partisi'nin ne için siyaset yaptığı açık bir şekilde ortaya konulmuş oluyordu. Elbette bu durum bazı partilere 40 yıldır her seçim döneminde piyasaya sürülen bölünmeyelim, parçalanmayalım gibi bir slogana sarılıp ondan medet ummak yerine millete tekliflerini sunmaları gerektiği gerçeğini hatırlatmıştır.. Meseleye bu açıdan bakıldığında Saadet Partisi sadece tespitlerini ve bu tespitlere karşı tekliflerini millete sunup niçin kendisinin tercih edilmesi gerektiğini göstermeye çalışıyor. Kurtulmuş'un Saadet'in farkını sıralamaktaki maksadı da sanıyorum bu oluyordu.

Saadet Partisi Genel Başkanı, partisinin diğer partilerden farkını böylece ortaya koyduktan sonra yerel seçimler konusundaki farkını da 7 madde halinde sıralıyordu. Bu farkları da yarınki yazımda ele almak istiyorum.